emek vermeden hiçbir şey kazanamayacağımı ve ben çırpınırken başkalarının emeksiz bi şeyler elde edebileceğini, benimse itiraz bile edemeden sadece seyredebileceğimi öğrendim.
iyilik edip denize atmamayı öğrendim. boş konuşmuş atalarımız bu konuda. tamam yapılan iyilikten karşılık beklemek saçma fakat kötülük görüyorsan ve bu sürekli bu şekilde devam ediyorsa uzak duracaksın iyilik yapmaktan.
Musluk contası değiştirmek.
interneti açıp, videoları onlarca kez izleme marifetiyle, öğrendim.
Kendimi, bilim insanı gibi hissediyorum. Mahcup gülücük.
Mesleğimi ne kadar çok sevdiğim. insanları özelikle çocukları tanımanın, hüzünlü yanını bir kenara bırakıp, anlamaya çalışmanın ne kadar zor olduğu. Mutlu çocukların ne kadar az olduğu. Her mutlu çocuğun benzer neşeye sahip , her mutsuz çocuğun kendi içinde bambaşka olması. ilerleyen yıllarda çocuklarla mı çalışırım bilmem. Ama çocuklarla çalışmak çok güçlü bir deneyim. Bunu öğrendim.
Hakkını arayıp o yedikleri hakkını milletin bi tarafından zorla çıkartacaksın ki herkes adam olmayı öğrenecek. Ayağını denk almayı köpek gibi öğretmedikçe tepene çıkacaklar. Bugün ben bunu öğrendim.
bu sisli puslu havalarda ruh hallerine senkronize olan bir anı paylaşayım.
16 yaşında bir erkek çocuk.
45 dakika ne zaman biterse o zaman çıkarım 'mütemadiyen dinlemede' sen ne dersen o demiyordu, ama bakışlarıyla hissettiriyordu.
o kadar başkalarının emirlerine alışmış ki!
korkusunu titremesinden fark ettim.
'titrediğinin farkında olmalısın' dediğimde 'evet ama sizden korktuğum için değil, sadece yanlış bir şey söylemekten korkuyorum' demişti.
korku tek türdü aslında.
'yanlış bir şey söylersen ne olur peki?'
'neyi kaybetmekten korkuyorsun çocuk?'
söylediği her cümlenin ardından mimikleriyle ele veriyordu kendini.
ürkekliğini, kederini..
cüssesinden çok daha küçük bir ruh hapsetmişti içine.
ve sonra benim de karşıt aktarım yaparak profesyonelliğimi(!) ayaklar altına aldığım o cümle çıktı dudaklarımdan.
aslında cümle doğruydu da, kendimi hata yaptığım günleri düşünüp gözlerimi yaşartmam amatörceydi.
her insan hata yapar çocuk. hata insanı kötü yapmaz. olgunlaştırır. hata öğretir bize herşeyi. yanılmadan neyin doğru olup olmadığını bilemeyiz.
onay aldım. toparlanmam gerektiğini farkettim ve kendime değil de çocuğun iç dünyasında neler olduğuna bakmaya devam ettim kaldığım yerden.
ergenlik çağında bir çocuk tek bir cümlesiyle sizi yerle bir edici duygulara sürükleyebiliyormuş.
hayat gerçekten garip.
doğru olduğuna inandığım şeylerin aksini canım istese bile yapmayabiliyormuşum. canının istediğini yapmayınca hayat zorlaştığı gibi amacına yaklaşıyor.