daha önce görmüş olma ihtimalinizin olup olmadığı konusunda garip duygular içerisinde kıvranırken çoktan yanınıza oturup bir sigara istemiş, muhabbete girilmiş bir insanla hayatınızın en değerli köşesinde saklayabileceğiniz bir kaç saatlik bir anı olabiliyormuşu öğrendim.
ne yazarsam yazayım bana takmış olan bir kaç mal yüzünden sürekli eksi yiyorum. burası bir tartışma platformu olsaydı sabah akşam ayarla doyururdum. fakat o ezik insanın elinde işte o buton ve 100 eksi de alsam yazacaklarımdan kaçınmam. lafımın eri, sözünün arkasındayım. kişisel bir çatışma ortamı değil burası. keşke bana eksiyi veren benden erdemli biri olsa diyede düşünürüm. o yüzden onlar ne kadar eksi verse de ben içimi dökerim arkadaş.
hayatta çok istediğin bazı şeyler başkalarının elinde olacak dostum ve elin kolun bağlı beklemekten başka çaren olmayacak. ve emin ol, bu canını çok sıkacak.
Yalnızlık, insanın çevresinde insan olmaması demek değildir. insan kendisinin önemsediği şeyleri başkalarına ulaştıramadığı ya da başkalarının olanaksız bulduğu bazı görüşlere sahip olduğu zaman kendisini yalnız hisseder.
birinci dönem ilk vizemin 15 olduğu matematikle barışacağımı ve bu dönem vizeden 80 alabileceğimi öğrendim. ayrıca ilk dönem 38 aldığım muhasebe vizesinden bu dönem 50 aldım demek ki muhasebe de olsa destekli sallayınca oluyormuş çok şey öğrendim valla. iyi oldu temiz iş çıkardım sözlük. *
nafiz kelimesinin anlami, ornek mahallesi otobusunun 20 dakikada 1 oldugu, koroglu dominos'ta calisan cengiz'in unutkan ve kil biri oldugu, apartman aidatinin artik 15'inden sonra odenmesi gerektigi, bunaltan kisileri hayattan cikarmak icin yeter artik diye cikismanin en gerekli sey oldugu, ... gibi seylerdir.