yer: 296 ergazi ego otobüsü
zaman: akşam 6 suları
olay: mm, üniden yorgun argın gelmiş, otobüste öğrenci biletini basıyordur ve aniden bir ses ile irkilir.
şoför: pasonu göster.
mm: habebebee?
yani şerefsizlik yaptım.
ilk önce sigorta sonra sosyoloji dersine girmek ilk 10 dakka dinlememek sonra sıkılıp dinlemek.
sonuç:
-toplumsal bütünleşme propagandası toplumda yerleşik olan değerleri pekiştirmeye çalışır.
+eee başka
-bu kadar işte
+kızım senin dersin 3 saat değilmiydi bi bunu mu öğrendin?
-e yeter bence.
14 mayıs 2011 de yaptıklarıdır. 6'da uyandım. ondan sonra duş alıp dersaneye gitmek için yola koyuldum , 1.30 da dersaneden çıktım. dersanedeki sınıfla haftaya piknik yapmak için sözleştik sonra 2'de en yakın arkadaşımla buluştum. önce bi her zaman ki yerden yemek yedik. kızılaya dönüp birkaç parfüm mağazasına ''burada yeşil biber kokusu var mı ?'' getirsek suyunu sıkar bize yapar mısınız ? gibi sorular sorduk. daha sonra nt'ye gidip 17 kez aynı adama bilgisayarlar ne tarafta diye sorduk. adam sinirlenemedi. haliyle çalışan. varil denen barın arka bahçesine gittik. çok kalabalıktı. çok güzel bir de sarışın vardı ilginçtir ki beni kesiyordu sonra ben de onu kesmeye başladım neyse işte bi süre sonra kalktık. arkadaşlarından duyduğum kadarıyla hep orada takılırmış. sonra yarım saat önce eve geldim. sabah ben dersaneye gittikten sonra evin tadilatı için çalışanlar gelmiş. şimdi hala sürüyo. odam dağınık. kimin umrunda ya ?
toplantıya gittim geldim. başka da bi halt yapmadım sözlük çok boş hissediyorum kendimi. şimdi film izleyip biraz da kitap okuyacağım ve sonra biraz daha kültürlenmiş hissedip mutlu olacağım.
deniz kıyısında otururken, karşımızdaki amcalar yeni boyanmış ve yapılmış olan tekneyi denize itmek için beni ve bi arkadaşımı çağırdı. 10-15 kişi ittik tekneyi. bi 10 dakika sonra tekne denize inerken altı sürttüğü için delinmişti. en son uzaklaşırken teknenin sahibinin küfürlerini hatırlıyorum.
ülkemize slovakya'dan teşrif eden turist arkadaşlara rehberlik yaptım, onlara kendi ellerimle yaptığım frambuazlı pastadan ikram ettim, bayıldılar. ilk yamaç paraşütü deneyimimi yaşadım, gerçekten harikaydı. rüzgarı saçlarımda hissettim, bir ara tele takılıp öleceğimi sandığım için adrenalin patlaması yaşadım, ama yine olsa yine yapacak derecede eğlendim. uçuşu gerçekleştiren uzman kişisi de çok cool'du; gökyüzünde romantik dakikalar yaşadık, desem yalan olur çünkü can derdindeydik yani. akşam üstü festival dolayısıyla sahneye çıktım, birkaç beatles parçası çaldım ama kimse anlamadı*, bu nedenle yerli ve halka hitap edebilecek şarkılara yöneldim daha çok. bugün de böyle renkli bir gündü sonuç olarak. yorgunluktan gözleri şaapamıyorum artık, şimdi de uykuya doğru ufaktan yol alacağım. iyi geceler sözlük..
sabah 9 da işe geldim. Yarın sabah 9 a kadar da burdayım. Önce bir güzel kahvaltımı yaptım ardından da sigara çay keyfi. Açtım magazin programı izliyorum çekirdek eşliğinde. Bugün nasıl geçecek diye düşünürken bir baktım öğlen olmuş. Gidip yemek yiyim en iyisi. Çalış çalış nereye kadar.