Hello'lar...
Yine çay'ın demini az aldığı çiğ kokan bir günden herkese saygı, sevgi ve sağanak yağışlar...
Sıcaklığın kendini ben burdayım diye hissettirdiği bugünlerde, bazen sürpriz yağışlar da olabiliyor... Mesela bu sabaha karşı yağan yağmur ve arka dörtlüdeki şimşek ekibi...
Yasemin'in penceresi vardı bir ara, herkesi bir birine düşürüp dururdu. Sizin hayatınızdaki pencereler öyle ayrıştırıcı olmasın, birleşin kaynaşın ama o arka sıradakiler gibi kendi aranızda konuşmayın...
Ayrıca bu protestocu arkadaşlara da bir önerim var... Madem boykot edeceksiniz kola'nın fabrikasına gidin üretim yerine mentos atın... Ülke ekonomisini komple çkertin... Dün bir yerde gördüm klozetin içine döküyorlardı, muhabir soruyor para ile mi aldınız diye onlar da evet diyor... Pek bir şey söylemeye gerek yok, boykot ederken bile para ödüyorsan, senin beynin tuvalet kağıdından daha değersiz, en azından işlevi var...
Dün mısır çarşısında sn Ekmeleddin ihsanoğlu'na bağırıp duran kadını görünce de, başımızdakilerin bize ne kadar kerkinse az olduğunu gördüm... Bu kadar değersiz siyasilerin içerisinde Ekmeleddin bey fazlası ile saf ve temiz, en azından siyasi değil... Ve her seferinde de insanları konuşturma yanlısı...
Romantizm yerine romatizmanın tesir ettiği bugünün nasıl sona ereceğini sizler kadar ben de merak ediyorum...
Bazen kendimi katılmak isteyipte katılamadığım düğünlere telgraf çeken adamlar gibi hissediyorum. 'işlerimin yoğunluğu nedeni ile bu mutlu gününüze katılamadım.' O kadar yoğun bir tempodayım ki, step hocalarının hadi tempo, tempo diye bağırışlarından bile yoğunum...
Neyse yine cümlelere ilaçlı gazoz içirip uyutmuşum...
Öpüyorum sizi en sendromlu yerinizden...
Hadi gidelim hemşire hanım...
Keşke tüm gün çalışabilecegım bi işim ,ya da tüm gün gidebileceğim bi okulum olsaydı. Yapacak hiçbir şeyim yok. param da yok. Evden de çıkamıyorum. Ölürüm inşallah.