her zaman büyük hayallere gerek yok. birbiriyle bağlantılı olan basit hayaller de kurabiliriz misalen ben:
- bir pansiyonda yaşamak (tabi iş bulmak kaydıyla)
- sadece hayat kadınlarıyla beraber olmak
- hayat kadınlarına hayvanca davranmak yerine onlarla insan gibi konuşmak hatta onları yemeğe çıkarmak (onlar da mutlu olmalı )
- işsiz kalındığı bir dönemde senin gibi işsiz insanlarla beraber sırtını güneşe verip gökyüzünü izlemek , uyumak, gerçekleşmeyeceğini bildiğin hayaller kurmak (bkz: los lunes al sol)
şimdilik bunlar geldim aklıma. gerçi bu ülke de basit hayaller için bile kalın bir cüzdan gerekli. son olarak "siktiğimin ülkesi" ve "siktiğimin hayatı" der ve giderim
güney kasabasında küçük bir barakada yaşamak, sabahları küçük sandalınla balığa çıkmak, verandada domates, biber yetiştirmek daha ne istenebilir ki hayattan.
türkiye'de yaşayıp "üniversiteyi bitir, askere git, gelince işe gir ya da işini kur sonra evlen, çocuk yap, çocukların liseye gelince emekli ol" durumuna tabi olmamak.