sözlük yazarlarının anıları

entry203 galeri9 video1
    48.
  1. dun gece resepsiyondaki deskte otururken bir taraftan da oyunla * ilgileniyorum. bir adam arkamdan sessizce yaklaştı. ne izliyon sen dedi. yuzune baktim siklemedim. tekrar ayni soruyu sordu. oyun oynuyom dayı hayirdir dedim. aptalca siritti. havuzu kullanmak ucretli mi dedi. evet 10 lira dedim
    yani diyorsun ki herr hausun dibi ayni dedi,aptal aptal siritarak gunese doğru yol aldi.
    4 ...
  2. 47.
  3. çocukken, bir gün parkta mahalle maçı yapıyorduk. bizim bi arkadaş vardı... muhammed. tam hatırlamıyorum, ben topa bi vurdum birine falan geldi herhalde, bu bana dedi ki;

    -oğlum ben geçen topa bi vurdum 3-4 yaşında bi bebeye çarptı, bebeye hiç bişey olmadı lan! düşmedi. kesin tüp bebekti. sallanmadı bile.

    9-10 yaşındaydım, o zaman bile demiştim bu mnakodumun malı ne diyo diye.

    geçenlerde mahalleye uğradım bunu gördüm, nabıyon dedim 'ot arıyoz' dedi. yine bizim mahalleden bi bebe vardı yanında. sözlük kusura bakma ama...

    bazen mal olan hep mal kalıyor.
    4 ...
  4. 46.
  5. konusu oldu da yazıyorum.
    iş yerinde mesaimin başındayım bi hatun yanaştı ve dedi ki 'diş bakım seti ile ilgilenir misiniz?' 'üşengeç biriyim ve de zaten dişlerimle pek ilgilenmiyorum' dedim ve dişlerimi gösterdim hatuna. dedi ki'yardımcı olayım' dedim ki 'nasıl? dişlerimi sen mi fırçalayacaksın?' bekledi biraz 'iyiydi' dedi ve gitti. ulan insan giderken diş bakım setinden bi tane bırakır hayrına. onca muhabbetimiz var.
    1 ...
  6. 45.
  7. çok sevdiğim bir arkadaşımın anısıdır.

    --spoiler--
    benim ağzımı burnumu kırdılar.

    küçük bir semtte bir bara gitmiştim. yanımda kız arkadaşım vardı. barda eğleniyorduk. ben içmeye devam ediyordum. kız arkadaşımda karşıdaki bir masaya sürekli gidip geliyordu. kız arkadaşımın kız bir arkadaşı sevgilisiyle oturuyordu. gidip kızla muhabbet ediyorlardı.

    ben tabi daniels daniels daniels 8 9 10 üzerine tekila shot yapınca kafa kırılmaya başladı. sinir oldum adama. herkesin ortasında göstere göstere parmağımla sen dedim 3 4 kere. dışarı geleceksin dedim ve çıktım dışarı.

    bu bahçeye geldi. karanlıktan bir çıktı 1,90 falan var. yüzüne bakmak için kafamı yukarı çeviriyorum. dedim ki "bak arkadaşım, benim kız arkadaşım sürekli sizin masaya gidip geliyor, ben bundan rahatsız oluyorum. ya sen bu mekandan gideceksin ya da ben kızı sizin masaya bi şekilde göndermeyeceğim" dedim.

    adam "ulan, bana mı diyosun, hop" falan diye dayılandı. sinirlendim, adam artistlenmeye devam etti üstüme yürüdü. o sırada biri ayırmaya gelip aramıza girerken, tam gözümün önü kapandı, adama çat bir tane direk geçirdim.

    adam yamuldu falan. bu sırada bunun arkadaşı da laz dostlarını aramış. adamlar 10 kişi ve lanet tesadüfe bak ki barın karşısındaki binadaymışlar o sırada. bir geldiler takım elbiseli 10 tane laz. lazlardan herkes korkar orda, tehlikeli insanlar.

    ben bana karşıdan yaklaşana tam yine yumruğu salladım ki çaaat yandan çenemde bi ayakkabı hissettim. yere yapıştım ve hayvan gibi vurmaya başladılar. bir kaç dakika boyunca dövdüler. ben o şokla cenin pozisyonunda kapandım ve sadece kollarımla yüzümü sakladım. kaburga kırık kollar bacaklar mosmor yüzde çizik yok.

    sonra gelen 2 3 kişi bunları ayırdı zorla "ayıptır, bir kişiye 10 kişi yakışır mı delikanlıya" diye. lazlar gururlu adamlar bunlar kendilerine yediremedi birden geri çekildiler.
    *
    ben şu söyleyeceğimi yaptığımı kesinlikle hatırlamıyorum. o dayağın şokuyla ben yavaşça kalkmışım, ve etrafımda çember oluşturan 10 tane laza şunu demişim, " ulan amına koyduğumun çocukları, bu kadar mı vurabiliyorsunuz" cümlemi bitirmeden çaaat yüzümde bi kösele izi daha. bunlar bana bir girmişler başımı da kapayamamışım bu kez. kafa derimde açılma olmuş. yüzüm her yerim yarık kan içinde.

    polis sesi gelince bunlar etrafa kaçışmış.
    *
    ben eve gittim. babama dedim ki baba ben dayak yedim. babam kükredi, o saatlerde hep rakı içer. çılgına döndü. "kimler dövdü seni çabuk söyle." diye bağırmaya başladı.

    "baba" dedim. " ben lazlara küfrettim ve bunu hakettim. sen bu işe karışma" dedim ve karakola gittim.

    o sırada bunları toplamışlar yan yana. önüme dizdiler. polis memuru yanıma geldi.

    "sen" dedi. "bunlardan şikayetçi misin mağdur"!

    "mağdur" lafını duyar duymaz kafamda bir şimşek çaktı. kendime kızdım. "ulan" dedim "sen bu hale kendini nasıl düşürdün. bu rezilliğin dibine nasıl soktun kendini". polise "bu arkadaşların bir suçu yok, ben bunu hak ettim, şikayetçi değilim"

    3 gün hastanede yattım. evde yattım. sokağa ağzım yüzüm yara içinde çıkıp gezerken. bunlar 15 gün evlerinden çıkamadılar. bizden şikayetçi olmadı, dışarıda hesabını kendi görecek diye korktular.

    bir kaç gün sonra ağır abiler aramaya başladı bunların tayfanın. " sen bizim çocuklardan şikayetçi olmamışsın ne iş birader" diye.

    dedim ki "ben orada da söyledim. kendi hatam yüzünden kendimi bu hale soktum. sizin çocuklardan hiç birine benden bir zarar gelmez, gelmeyecektir"

    bunlar ondan sonra anladılar benim gerçekten şiddet yanlısı olmadığımı ve iyi bir insan olduğumu. benim mekanı kollamaya başladılar o günden sonra. en ufak bir çıtırtıda gelip "abi bi durum varsa yardımcı olalım" dediler...

    yediğim o dayakla kaldım.
    --spoiler--

    ve sürer gider.
    1 ...
  8. 44.
  9. 7 yaşındayken evde Yoyodan çıkan ışık daha net görünsün diye tüm lambaları kapatıp kolumu kırmıştım artık nasıl başardıysam.
    2 ...
  10. 43.
  11. On beş dakika önce sandalyeye oturmuş balkondan dışarıyı seyrediyordum bu da ilginç bir anımdır işte.
    2 ...
  12. 42.
  13. 41.
  14. Evet arkadaşlar size bugün ilk ve son defa birlikte olduğum kızı anlatıcam. Teknik üniversitenin birinde mühendislik okumaktayım ve bayadır okula uğramıyordum uzun zamandır okula gitmediğim için sınavlardan kalmayayım diye notları almak için okula gittim.Bölümün en inek kızından notları bin bir minnetle aldıktan sonra belkide bölümün en güzel kızına denk geldim tabi benim gibi birinin elinde not görünce anladı hemen fotokopi çektirmeye gittiğimi ve kendisininde fotokopi çektireceğini söyledi ve beraber fotokopiciye gittik.Fotokopi işleriyle ilgilenen yaşlı bir amca var okulda ona notları verdim ve çoğaltmasını söyledim sonra amca arkamda duran kıza dönüp senin ne vardı kızım diye sordu kız da o sırada biz birlikteyiz dedi.işte ilk ve son kez birlikte olduğum kızın hikayesidir buda.
    6 ...
  15. 5.
  16. bir gün sözlükte muhabbet ediyordum bir arkadaşla. bir yandan da başlıklara bakıyorum. bir başlık dikkatimi çekti, tıkladım. o sırada mesaj ışığını gördüm onu tıkladım. mesajı okuyup karşılığını önce tıklamış olduğum başlığa entry olarak girdim dalgınlıkla. muhahahahhaa. tabii 2 dkya varmadan hemen silindi. -o da ilginç ya- ama çok gülmüştüm. ya ahlaka mugayir bir şey yazaydım. hala aklıma geldikçe gülerim.
    memleket meselelerinden konuşmak iyi bişey. bunu yaşadım, test edip onayladım. *
    0 ...
  17. 40.
  18. 9. Sınıflardan bir öğrencim gösteri için sınıfa org getirmişti. ilk önce oyun havası falan çaldı, sınıf coştu. bi ara moonlight sonata çalmaya başladı. Hatasız çalıyordu ama kimse umursamıyordu. Ben hayran hayran dinliyordum. Çocuk baktı dikkat çekmiyor. Koca bir of çekerek bana baktı. Tekrar oyun havası çalmaya başladı. Bu da böyle bir anımdır.
    3 ...
  19. 39.
  20. ben 3 yaşındayken.
    3 tekerlekli bisikletimle evden dedemgile yola koyulmuşum.
    o kadar mesafeyi nasıl gittim bilmiyorum ama sonunda dedemgilin evin önündeki yokuşa geldim.
    yukardan aşağıya bisikletimi sürdüm. o kadar hızlanmıştı ki kontrolü kaybettim.
    yokuşun sonundaki merdivenlere yaklaştığımda bisikleti durduramayacağımı anlayıp gidonu sağa kırdım.
    böylece merdivenlerden aşağı uçmaktan kurtuldum ama hesapyamadığım bi şey vardı.
    evin duvarı!
    bisikletle beraber duvarı yapıştım, anlımı duvara çaktım. ondan sonrasını pek hatırlamıyorum ama teyzemin annemi arayıp ağlayarak mukerrer buraya gelmiş! diye feryat ettiğini anneannemin pamuklarla akan kanı durdurmaya çalıştığını, benimde ağladığımı hatırlıyorum.
    sonra pansuman odasına yatırıldığımı ve canımın çok yandığını.
    sanırım anlıma dikiş atıyorlardı.*
    evet o günden hatıra olarak anlımda dikiş izleri hala var.
    ne gündü be!*
    0 ...
  21. 38.
  22. Bizim teyzeoglu trabzona gidecek. Otogara gotureyim dedim. Bindik arabaya gittik perona falan filan derken sira valizi vermeye geldi. Valizi alacak olan eleman bizim valizi koydu otobusun hedesine sonra cebinden hani su essek kadar samsung telefon mudur laptop mudur neyin nesiyse cikartti.

    Oha amina koyim dedim.

    iste o an anladim. Biz turkler varya vallahi billahi aciz lan. Adam 1.000 liraya calisiyor, otobuste valiz yerlestiriyor ama kullandigi telefona bak.

    Hadi ben ayda defalarca bankacilik islemi kullaniyorum, trafigi borsayi takip ediyorum. Ve daha bir suru ozelligini kullaniyorum. Ya sen? Sen napiyorsun? Eminim icinde porno ve salak salak video doludur.

    Gercekten kimseye ne aciyorum ne de uzuluyorum. Herkes layigini, hakettigi hayati zaten yasiyor.

    Bizim milletimiz ac kalmaya mahkum.
    1 ...
  23. 37.
  24. O kadar fakirim ki kendi kendimi sünnet ettim .
    2 ...
  25. 36.
  26. o kadar zenginiz ki evdeki heykelleri bile sünnet ettirdik.
    1 ...
  27. 35.
  28. 34.
  29. bu olayın bir başlığı olsaydı, muhtemelen tarantino filmlerinde ki gibi chapter'a ayrılıp "mor tebeşir olayı" diye adlandırılırdı.

    yıllar yıllar önce, ilk okul 5. sınıfa giderken, okulda saat 2-4 arası ingilizce etütüne kalıyoruz. derse müdür yardımcısı giriyor, şuan bir resim öğrencisi olarak söylüyorum: adamın inanılmaz iğrenç, parlak gümüş takım elbisesinden önce elinde ki mor tebeşire dikkat ettim. her neyse çok beğendik tebeşiri, istedik vermedi, en yakın arkadaşım aybikeyle plan yapıyoruz. en sonunda ders bitiminde tüm okulu arayıp tarayıp bir eşini bulup çalmaya karar verdik. sonra mutlu mesut siteye dönüp yere seksek çizicez, en havalı seksek bizim çizdiğimiz olcak filan.
    ders bitti herkes evlere dağıldı, başladık okulun bodrum katından başlayıp tüm sınıflarına girip çıkmaya. bu şekilde 4 kat tarayıp hiç birşey bulamadıktan sonra pes edip eve dönmeye karar verdik, o ara aybike saate bakmayı akıl etti. meğersem saat 6 olmuş, bizde bir panik, koştur koştur kapıya gittik - kilitli. herif üstümüzden kitlemiş gitmiş. öğretmenler odasında telefonlar çalışmıyor, annelerimiz çoktan meraktan çıldırmış, dışarı çıkamıyoruz, kimseye haber veremiyoruz vesaire.
    aybike bir yandan zırıl zırıl ağlıyor, annem eve gidince çimdik atcak bana diyor daha beter telaşlandırıyor. koştum pencereye, "birine haber verin okulda kilitli kaldık" diye bağırdım bahçede futbol oynayan çocuklara. bunların hepsi birden koşturmaya başladı dışarıya, meğersem yanlış anlamışlar, gidip muhtarlığa abarta abarta anlatmışlar. yok efendim okulda 1 sınıf dolusu öğrenci kilitli kaldı, yangın çıktı, dışarı çıkamıyorlar vesaire.

    sonuç mu? sonuç olarak 4 itfaiye, 2 polis geldi efendim. bir de show tv haber ekibi. pencereye merdiven dayayıp indirecekler ya bizi aşşağı, sirenleri duyar duymaz koştura koştura 4. kata çıktık. yükseklik korkum olduğunu da ilk ozaman keşfettim.

    bir de "yangın söndü mü söndü mü?" diyen polis memuruna, burnunu koluna silerek "hee söndü" diyen aybike var tabii.
    4 ...
  30. 33.
  31. Yıl 2009.lise son siniftayim,sınava çalışıyoruz bir de dersaneye gidiyorum.
    Yılın başlarıydı.dersanedeki matematik hocasına bir arkadaş mantık konusunu neden işlemediğimizi sordu.hoca da" çıkmaz ki en son 20-30 yıl once bir iki soru sorulmuş" dedi.biri de "ya çıkarsa" dedi.hoca "çıkarsa ben mesleği bırakırım" dedi.o yıl ne oldu? Mantık soruldu.hoca da hâlâ hoca.
    Edit: 2009-2010 öğretim yılı.
    2 ...
  32. 4.
  33. starbucks'a ilk gidişimde yalnızdım.. bi rezillik çıkarsa mal gibi kalmayayım, ''ben Aslında bu ortamların adamıyım ama dalgınlığıma geldi'' mantığıyla sağ elime adidas poşeti (içinde posta gazetesi ),sırtıma da nike çanta aldım. (çakma). işportacıdan 2 tl'ye aldığım iphone benzeri beyaz kulaklığın teki kulağımda, diğeri ise sol göğsüm üzerinden sarkıyordu. sesi de sonuna kadar açmıştım ki yanlış bişi yaparsam ''ya ses çok yüksekti anlayamadım'' moduna girebileyim diye.. çok yoğundu.. sıra bana geldiğinde kasiyer ''ne istersiniz'' dedi.. sırada bulunduğum yaklaşık 5 dakikalık süre zarfında kasiyerin arkasındaki duvarda bulunan içecek reklamlarındaki yabancı kelimelerin söylenişini kendimce düşünüp bulma gayretindeydim.. sırada önümdeki herkes moka moka diyordu.. ben de ''cool adamım lan ben, herkesin içtiğini içmem'' formatına girip elimdeki poşete, toplam değeri 10 tl bile olmayan sırtımdaki çantaya ve kulaklığa güvenip başka bir içecek söyleyecektim... 'frappicino' yazan ve ne olduğunu bile bilmediğim içeceği söyleyecektim.

    ve sıra bana geldi..

    kasiyer: ne istersiniz?
    ben: fırapi'k'ino

    ...

    ..

    ??

    o an starbucks'taki kasiyer bana öyle baktı ki eyvah rezil oldum dedim.. o 1 sn.lik bakışı bana 1 saat gibi geldi.. starbucks'un o kafa ütüleyen entel müziği ve kasanın fiş çıkarma sesi durdu ve herkes bana bakıyordu sanki.. ben ise bu en kötü senaryoya hazır olduğum için yüzümün kızarıklığını minimuma indirmek amacıyla 2 hafta sakal bırakmış ve o sırada güneş gözlüğü takıp, kafama şapkayı geçirmiştim.. Rezil olduğumun diğer göstergesi olan yutkunma olayını da gizlemek için mayıs ayında boğazıma atkı dolamıştım..

    ..derken kasiyer ;
    -frappi'ç'ino istiyorsunuz, isminiz neydi

    dedi. ben de

    -sorry?

    dedim.

    kasiyer tuhaf bi şekilde tekrar mimik modlarına girerek:

    -your name please

    dedi.

    ben de ufakken annemin zoruyla izlediğim maria mercedes'teki adamın ismini söyledim nedense. nasıl bir bilinç altıysa artık..

    -my name is leonardo..

    kasiyer: seven lira seventy five pls. dedi..

    ben de ödeme yapmak için kredi kartımı uzattım. tam kartı kasiyer aldığında o an kart üzerinde onur deveci yazdığını gördüm.. ve bank asya karıtımı aldı kasiyer..

    hem adım leonardoydu hem de üzerinde onur deveci yazan bank asya kartı uzatmıştım kasiyere.. kasiyer tekrar bana tuhaf tuhaf baktı.. ben de durumu çaktırmamak için kulaklığımdaki müziği dinleyip sakız çiğnemeye devam ediyordum.. çalan müzik de mp3 player'a nereden girdiyse artık ismail yk'dan bas gaza aşkım bas gaza şarkısıydı..

    şifreyi girip yan tarafa geçtim içeceği beklemek için..
    ve 1 dakika sonra elemanların bulunduğu bölümden bir ses geldi..

    - ''mr. leonardo''...

    evet bu bendim.. artık bambaşka biriydim. yabancı olmuştum. adım da leonardoydu..

    derken içeceği aldım ve dışarı doğru yol aldım. kapıdan tam çıktım ,kapı önünde şöyle bir yudum alayım dedim, o sırada yan taraftaki mağazadan yüksek bir düşme sesi geldi ve içeceği ağzıma yüzüme bulaştırdım.. acayip tırsmıştım sesten.. geri döndüm ve starbaucks'taki bana içeceği veren elemana;

    ''afedersiniz peçete var mıydı'' dedim..

    30 saniyede türkçeyi aksanıyla sökmüş bir leonardo olarak karşılarındaydım artık.. ve bana

    ''tam yanınızda'' dedi...

    peçeteyi alıp hızla uzaklaştım, sinirden bi şeye benzemeyen içeceği de en yakındaki çöpe attım..

    eve gittim, çanta ve poşeti yere bıraktıktan sonra dolabı açıp bir su içtim.. vay arkadaş dedim su gibisi yokmuş.. Bu da böyle bir anımdır işte.
    20 ...
  34. 32.
  35. nerde paylaşayım bilemedim ama bir arkadaşımın şöyle bir anısı:

    --spoiler--

    5-6 ay oluyor. Ekmek makinası aldım eve. Dedik ki hem kendi ekmeğimizi kendimiz yapalım, hemde Uğur Dündar' dan bildiğimiz kadarıyla bu Fırınlar çok kötü ve pis yerler bizimkisi temiz olsun.
    içindeki kitapçıkta un şu kadar, maya şu kadar, su şu kadar filan tarifler var. ilk kez yapıyoruz ya hanım ordaki tarife ilave biraz fazldan koyuyor malzemeleri. Ben anlamam tabi ses etmedim. Nihayet makinayı çalıştırdık. Ekmek 3 saatte pişiyor. O heyecan paha biçilemez. Çocuklar, biz merakla 3 saat bekledik. Süre doldu ve kapağı açtık. Ekmekten daha çok oduna benzeyen bir şey çıktı makinadan. Taş gibi sert, aşırı derecede yoğun,yemenin hiç imkanı yok.
    işte o an bir daha anladım ki; "Her şey tadında güzel, kararında güzel. Ölçü kaçtığında ortaya odun gibi bir şey çıkıyor.

    --spoiler--

    öyle azizim, öyle...
    2 ...
  36. 31.
  37. 30.
  38. demin bulaşık yıkıyorum. mutfak perdesi de sadece tül olduğundan dışarısı ve karşımdaki evlerin içi rahatla görünüyor. evlere bakmıyorum tabii ki.
    ben bi yandan bulaşık yıkayıp bi yandan dışarıyı izlerken tam karşımda oturan kadın pencereden imdaaat diye bağırmaya başladı. şimdi ne oldu diye baksam başına bin türlü bela. bakmazsam rahat edemem. bari bi pencereyi açayım bağırayım en azından dedim.
    -noluyo orda diye bağırdım; orta gürlükte bir sesle. dahasına götüm yemedi. kadın güldü içeri girdi. anlam veremedim.
    alt komşum pencereye çıktı sonra. peder bulaşma hiç onlara dedi.
    ne biçim mahalleniz var amk dedim. bir tane normal insan yok.
    geldi bana anlattı sonra. meğer bunlar iki beyinden özürlüymüş karı koca. tam ebleh olmadıklarından da
    sokmuyorlarmış bunları tımarhaneye.
    e niye imdaat diye bağırdı bu kaltak durup dururken ,madem tam ebleh değiller dedim.
    mını siktiklerimin fantezi yapıyorlar akıllarınca dedi. geçen de itfaiyeyi çağırdılar sen yoktun.
    vay arkadaş, delisi bile neler yapıyor dedim içimden.
    ondan sonra da bacak bacak üstüne attım ve cappuchinomu içtim.
    3 ...
  39. 29.
  40. 8. sınıftayken, mahalleden arkadaşımla dershaneye gidiyordum. almancaya da merakım vardı. kelimeler falan. yanımdaki kıza dedim ki, "zaten ben sarışınım, bana türk değilsin diyorlar. yolda almanca konuşuyormuş gibi yapalım" dedim. ha insanlar salak ya, dershanelerin çıkış saatinde sırtında okul çantası olan kızın türkiye'ye seyahat amaçlı geldiğini sanacaklar. bize göre öyleydi. haha. tamam dedi bu da, yapalım. çok kalabalık bir yerden geçiyoruz;

    ben: ih vays bilmem ne vik vik vik şön. aba ih bin nişt du reyş so gut. *

    işte o an arkadaşın almanca birşeyler uydurduğunu sanıp kalabalığın ortasında bağırarak söylediği şey;

    "ya ya, vışşşş"

    sus dedim ya. sus dedim yere bak, kafanı kaldırmadan yürü. lanet. bu da böyle bir anım yannis.
    0 ...
  41. 3.
  42. dün otobüste en arkada köşeli koltukta oturuyordum.
    karşımdaki kız durup dururken bana bakarak 'merhaba' dedi.bende 'merhaba' dedim.kız 'nasıl gidiyor hayat' dedi. 'iyi ne olsun sen nasılsın' dedim. sonra kız bikaç saniye bana baktı ve tebessüm etti.bende kızın kulağındaki bluetooth kulaklığı görmemle ilk durakta inmem bir oldu.
    12 ...
  43. 28.
  44. burnumdan balina gelme suratiyle kılçık yutmuştum.
    bu da böyle bir anımdır.
    2 ...
  45. 27.
  46. burnumdan balık gelme suretiyle kılçık yutmuştum.
    bu kadan değil. çok ve genel.
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük