Küçükken arabanın dörtlü düğmesi kırmızı olduğu için, bende yarış oyunları meraklısıydım noss sanıyordum.
Velhasıl annemin arkadaşı çiğdem teyzenin arabasındaydık. bankaya gitti o düğmeye bastı bende diyorum sanırım çok hızlı kalkacak bitmese bari arabaların arkasından toplamalayım diyorum içten içe. Girdi arabaya tekrar bastı o düğmeye bende çok yavaşız çiğdem teyze nossa bas diye başladım bağırmaya. O da hangisiymiş o dedi kırmızı düğme dedim. kahkaha attı, o dörtlü dedi bir yer de işin olursa park ettiğinde basıp geri gelirsin dedi. AAAA falan yaptım bende 6-7 yaşındaydım.
Ilkokul 3.sınıfta yusuf diye bir çocuğu seviyordum. Çirkin fakat sınıfın en zekisiydi. O zamanlar bile zekaya bakıyormuşum vay anasını. Neyse fakat bu beni sevmiyordu. Gezi kulübünde hoca bizi başkan yaptı. Sağlık ocağına ziyarete giderken ikimiz yan yana sıraya girdik. Hoca arkadaşınızın elini bırakmayın dedikçe bende var mı böyle fırsat deyip çocuğun eline sarılıyom. O bırakıyor ben zorla tutuyorum. En sonunda çocuk terledim bırak elimi dedi. Ben nasıl üzüldüm. Sağlık ocağına girerken arkadakiler itti ben düştüm. Bir ağlamaya başladım hıçkıra hıçkıra. Hoca falan susturamadı.
Buda böyle bir anı Iste. Aynı arkadaşla hala görüşürüz ve bunları anlatıp gülüyoruz. Çocukluk çok güzelmiş gerçekten. Ben biraz cadı olsam da.
Bundan 3 4 ay önce çarşıda tek başına yürüyordum. Önümde de 2 tane genç erkek yürüyor. Kızlar hakkında burçlar hakkında sohbet ediyorlardı. Abi kızlar paraya bakmaz falan diyorlardı. Ben de dayanamadım. Sohbet etmeye başladım ayak üstü bunlarla. Ben aniden lafa girince çok şaşırmışlardı.
Isimlerimizi bilmeden tanımadan konuşmak o kadar rahattı ki.
8 sınıftayım..
Neyse derste çıktım tuvalete gidiyorum baktım karşımdan bizim sınıfın kendini bir bok sanan 1.46 boylarında kendini sınıfın reisi sanan sarışın erkek ağzıyla konuşan Laz kızı.
Kendisinden de hiç haz etmem yalakaları olmadan bi hiç olanlardan.
Neyse baktım kız bana Karşıdan geliyo tip tip bakıyo bende dedim ne bakıyosun açıkta bisey mi gördün dedim.
Sonra o da bana bakıp bekleyip dün boktun bugün koktun dedi sadece ikimiziz koridorda.
Bende ne diyosun lan sen dedim tipine sıçtığımın yer cücesi burda elimde kalırsın seni kimse elimden alamaz sarı bok dedim.
Baktım bu tırstı geriye felan kaçıyo Çıkışa gel lan çıkışa diye hava yaptı sonra ben de gelmezsem ağzını burnunu kırmazsam bende patronum Değilim dedim.neyse çıkış oldu çok heyecanlıyım kızı dövücem... Bi baktım kız liseden 8 akrabasını çağırmış abisni Ablasını diğer kuzenlerini kız kavgasına liseden takviye yapıyo biliyo dayak yiceğini baktım harıl harıl beni arıyolar hepsi birden 8 kişi abisi de teyzemle çıkıyomuş o sıralar ama benim bundan haberim yok tabi teyzeme söylesem abisinin Ağzına sıçardı yani.
Kızın götü o kadar yemiyo ki yani sınıfından kavga yaptığı kız için gidiyo liseden 8 Kişiyi çağırıyo tipine sıçtığımın kezbanı madem korkuyorsun ne millete sataşıyosun koridorlarda ezik kezban.
Lisede ki akrabalarına güveniyormuş meğer.
O gün bugündür Laz kızlarından nefret ederim...
eski bir anımı anlatmak istiyorum.. sene 1998 falan hiç unutmam 5 yaşındayım o zamanlar bodrum/turgutreiste devre mülkümüz vardı. her yaz giderdik tabi.. bide devremülkün küçük bir köpeği vardı, sevimli birşey böyle. bir akşam yine sitenin içinde koşuşturuyorum, baktım o köpekçik var merdivende. önüne bir balık koymuşlar ama bir türlü yemiyor. bende yesin diye gibine gelip çöktüm elimle balığı ittirmeye başladım, balığı farketsinde yesin diye. köpeği düşünmez olaydım, gitti elimi ısırdı. sonra ben ağlaya ağlaya annemin yanına koştum tabi.. feryat figanım böyle.. sonra sağlık ocağına gittim pansuman yaptılar. allahtan kuduz değilmiş. 17 yıldır sağ işaret parmağımın üzerimde 2 adet yara izi vardır...
... ev bayağı dağınıktı ve gittikçe kirli bi hâl almaya başlamıştı. ben de erkek halimle olduğu kadar temizliyordum. en son mutfağa girip bütün bulaşıkları temizledim sonra nedense mutfağın pencereden dalmış dışarıyı izlerken camlar gözüme çarptı. cok kirlenmişlerdi. hemen google'a camlar nasil silinir yazıp öğrenip işe koyuldum. kendi odamdan başladım falan mutfağa çıktım mutfağın camları tertemiz ederken aşağıdan bi ses.. karşı komşu kızı.. kolay gelsin diyor gülümseyerek.. hayatimda böyle başka bi an yasamamistim, bi erkek cam temizliyor ve bir kiz kolay gelsin diyor, garipsemistim ama sagol komşu kizi dedim gülümseyerek ve camlari temizlemeye devam ettim.
harp okulu secmelerinde yanlislikla kizlarla ayni gune tarih aldim. gittim her şeyde kizlara öncelik vardi. baya bekledik en son spora gittik 3 4 tane kiz kalmisti. sortlar falan oof oooof. kizlarla ayni ortamdayiz tabii spor testlerini catir cutur geciyorum zorluyorum kendimi guya hava atacam falan ama hayvan gibi bakiyoruz. sonucta 8 10 saattir 100lerce erkek ayni ortamda takiliyoruz. sonra komutan geldi azari cekti bize. bunlar mulakata gelmedi okulumuz ogrencisi nasil bakarsiniz onlar sizin komutanımız falan. sonra noldu tabii hepimiz kaldik sonra itiraz ettik tekrar girdik oyle gectik.
Lise 1'e yeni basladigim donemlerdi. Okulumuzun kiyafeti ceket ve pantolondu.
bir gun eve giderken mahallenin kizli erkekli gencleri toplanmis oturuyorlardi. Arkamdan biri "suna bak erkek gibi" deDi. Sonra "ceketi de var" dedi. Hepsi gulmuslerdi kahkahalarla. Ben de cok uzulmustum bi sey diyememistim. Ama simdiki olgunlugum olsaydi lafimi esirgemezdim. Hey gidi gunler...
lisede kimya dersinde çocuğun biri ağzında kağıdı ıslatıp hoca tam ders anlatırken tahtaya fırlatmıştı. savunma yazmıştık tüm sınıf olarak. herkes savunmasına ''hocam allah kitap çarpsın ki görmedim'' yazmıştı.
yaklaşık 2 ay öncesi, temmuz'a girdik gireceğiz havanın sıcaklığını anımsıyorsunuzdur. pazar kuruluydu siyah çirkin bir ördek yavrusu alıverdim. çirkin ve küçük yaratıklara zaafım olduğu doğrudur. akşamüzeri bir yağmur bastırdı, güneşin batımına doğru. tatlı bir yaz yağmuru. ki ben yağmur için deliren bir insan olarak diğerleri gibi kaçışmaktansa ağır ağır yürümeyi yeğledim. sağanak yağıyor, güneş batıyor ben hala yürüyorum derken minik siyah bir köpek gördüm kıvrılmış yatmış titriyordu. kucakladığım gibi hemen veterinere götürdüm oradan da evime. otobüsler almıyor, şoförlerle kavga ede ede getirdim yavruyu derken, zapzayıf minik bir de kedi. onu da öbür koluma alıverdim. ev bir günde hayvanat bahçesine döndü. hala neşe içinde yaşıyoruz, hepsi sağlıklı.
silifkede yapraklı diye bir koy var oradaydık. su normalde çok derin ama hamak bağlamışlar oraya oturunca göbeğe falan anca geliyor. neyse işte benim de tam saçım olduğu dönemler, bütün egomu şişirip gittim hamaga oturdum arkadaşımla bir yandan da çok yakışıklı biri var onu kesiyorum. lan biraz zaman geçti baktım çocuk da beni kesiyor. etrafıma baktım herkes beni kesiyor. demek çok güzelim diye iyice kasılmışken üzerimde bir hafiflik hissediyorum. meğersem bikinimin üstü düşmüş ve ben öyle yaklaşık 10 dakika boyunca insanları izlemişim. kaç yıl oldu hala oraya gitmem.
... sevgilim 1 ay sonra ygs'ye girecekti, kendi henüz üniversite kazanamamıştı, bense üni'de birinci sınıftım. daha ygs'ye 1 ay kala sürekli tartışmalar yaşıyorduk, pek çalışamadığından dolayı hem kendini hem de beni suçluyordu.. ayrıca uzak mesafe ilişkisi içerisinde olduğumuz için işler iyice sarpa sarıyordu.. ygs'ye bikaç gün kala x ilçesinden y ilçesine gelmişti, ben de y ilçesinde oturuyordum, sınava da z ilçesinde girecekti. annesinden zar zor izin alarak, alışverişe gidiyorum bahanesiyle çarşıya gelmişti, aylar sonra buluşmuştuk, bi tişört alayım da alışveriş yapmadı sanmasınlar diyerek alışveriş mağazasına gittik. çok özlemiştim, yüzüne baktıkça gülüyor, o da bana güldükçe mutlu oluyordum, gülümsemesini görmek içimi mutlu ediyordu.. konuyu ygs giriş yerine getirmiştim, adında hacı olan bi ilkokul ya z ilçesinde demişti, aklıma mıh gibi yazmıştım.. daha sonra gezip dolaşmıştık, 2 gün sonra sınava girecekti bu yüzden stresini atmak için elimden geleni yapmıştım, sürekli onu güldürmeye, mutlu etmeye çalışmıştım.. eve gitme vakti gelmişti.. annesi arayıp duruyordu.. sevgilim tam otobüse binecekken hadi canım görüşürüz derken önce sağ yanağından sonra sol yanağından derken kendini çekerken bir de dudağına buse kondurmuştum, uyuzzz deyip binmişti otobüse.. o otobüse binince bi anda içimi hüzün kaplamıştı, o gidince bi anda gerçek dünyaya dönüyor, kendimi cem adrian'ın en ağır parçalarını dinlerken buluyordum..
cumartesiyi kısa kesiyorum, mesajlaştık falan ama sınavı asla konuşmuyorduk, en son uyumadan önce yarın sınavda başarılar canım diye mesaj attım, teşekkür etti ve uyudu..
gece olunca Google'da z ilçesi hacı ilköğretim okulu yazdım, şansıma ki ilkokulu hemen buldum.. haritadan hemen yer tarifi aldım.. pazar sabahı 6'ya alarm kurdum.. 2de uyudum.. 6'da hemen uyandım, üstümü başımı giyindim, yataktan fırlayıp bir şeyler dahi yemeden çarşıya gittim, çarşıdan ikinci otobüsle z ilçesindeki ilkokula yakın bi yerde inip okula gittim. ygs saat 10'da başlıyor ama daha saat 8 idi.. okulda ygs'ye girecek olan sadece 2 kişi vardı, daha sadece 2 kişi gelmişti, bir de ygs'ye girmeyecek halde bahçesinde bekleyen benle birlikte 3 kişi..
8'den 9'a kadar bekledim sevgilim gelmedi.. kesin yanında annesi babası da gelecekti biliyorum ama olsun maksadım onu uzaktan da olsa görebilmekti.. tam 1 saat 15 dk sonra 9.15'te ben de kapının oralarda dolaşırken sevgilim ve yanındaki birtakım kişiler kapıdan içeri girdiler, sevgilim sağa sola bakınırken beni gördü, çok şaşırdı, elimle sus işareti yaptım.. annesi, babası, halasının kızı ve bi kişi daha gelmişlerdi.. orda köşeye bi yere gidip sınav saatini beklemeye başladılar.. sınava girmeyeceğim halde elimde su şişesi ile bekliyordum.. sevgilimi de uzaktan izleyip duruyordum..
duyuru yapıldı.. sınava girecek olan öğrenciler kapılara doğru yaklaşsın ve lütfen veliler ve girmeyecek kişiler dışarıda beklesin.. sevgilim okulun kapısına doğru yönelmeye başladı.. ben de kapıya doğru gidiyordum.. ailesi yavaştan dışarı çıkıyordu son kez el sallayıp.. kapının önünde bir yığın öğrenci içeri girip sınav salonunu bulmaya gidecekti.. sevgilimin yanındaydım, şşt baksana dedim, duymadı, tekrar şşşt dedim, sonra baktı ki ben yine şaşırdı..
+senin ne işin var burda? sen var ya tam delisin.
- ne yani böyle önemli günde sevgilimin yanına gelemez miyim? babanla annen hala arkamda o yüzden yaklaşamadım, ondan şşt dedim kusura bakma.
+yok canım ne kusuru, sen sınava mı giriyorsun da sıraya girdin deli.
- yok canım ne sınavı, sevgilime başarılar dilemeye geldim.
+ hmm.
- başarılar canım, umarım iyi bi sonuç alırsın, sana güveniyorum, arkada babanla annen izlemese bi de şans öpücüğü verirdim ama neyse.
+hahaha deli başka zamana kalsın öpücük de, teşekkürler canım, hadi sen çık sıradan sorun çıkmasın.
-peki canım, hadi görüşürüz, tekrar başarılar.
+ ( gülücük )
sonra yavaşça sıradan çıkıp eve doğru gitmiştim..
sonra sevgilimin sınavı berbat geçmiş..
sonra berbat bir puan almış..
sonra yine tartışmalar..
sonra yine uzak mesafe..
sonra yine birbirimizi göremiyoruz..
ve sonuç ayrılık..
--spoiler--
aşağıdaki entry ağır derecede ergenlik içerir.
--spoiler--
yukarıya spoiler'ı koydum ki ergenlik döneminde yaşandığı belli olsun diye.
... o zamanlar daha ergenim, ilk defa bir sevgilim olmuş, hayat güzel, gülüp eğleniyoruz falan. tabi sevgililiğin bir şartı da facebook şifresi almak vermek değil mi? evet ben de her sevgili gibi şifresini aldım, bir iki mesajlara bakıp çıkıyorum fazla şeyapmıyorum yani.
bir gün sevgilimle konuşurken dedim ki bi girip bakayım ne var ne yok, bi yandan mesaj atıyorum, bi yandan da onun facesinde dolaşıyorum. derken sevgilime bi çocuktan mesaj geldi, ben yine mesajlaşmaya devam ediyorum, o da o an onun hesabında olduğumun farkında değil. çocuğa merhaba ile karşılık verdi, biraz basitçe konuştular falan derken çocuk sana bir şey itiraf etmek istiyorum dedi sevgilime, sevgilim söyle dedi, çocuk da "uzun zamandır seni takip ediyordum, senden çok hoşlanıyorum hatta seni seviyorum" dedi, sevgilim de hm öyle mi yazdı yolladı. benim o ara şarteller attı, lan çocuk seni seviyorum diyor bizim sevgili de "hm öyle mi?" yazıyor, hemen devreye girdim, çocuğa * çektim, ben sevgilisiyim ötede oyna dedim falan..
dönelim benim sevgilimle konuşmama..
+sen benim hesabımdaydın değil mi? neden her konuşmamı bok varmış gibi izliyorsun?
-ne var sevgilim değil misin izlerim.
+çocuğa öküz gibi bi de direk küfrettin, ne bu ya aptal mısın sen?
-ne diyon kızım sen? çocuk sana gözümün önünde sulanacak ben de izleyecek miyim?
+ben insanca konuşurdum, sen hayvanca atladın.
- ( bundan sonra sinirden ne dediğimi hatırlamıyorum )
birinde bana aşık olup benim farkında bile olmadığım güzel kıza bacım demenin verdiği pişmanlık. O günden beri benim yüzüme bile bakmıyor. Hayat tuhaf. Doğayı sev, yeşili koru, ayıyı öp.
5-6 yaşlarımdı sanırım tam hatırlamıyorum. Annemle Leblebicinin önünden geçiyorduk. Dışarda kavururlardı leblebiyi o zamanlar şimdi var mı bilmiyorum. Annemden gizlice Kavrulmuş leblebilere elimi daldırıp bir avuç leblebi aldım. O sırada da Karşıdan karşıya geççekmişiz annem de elimden tutmak istedi haliyle. Leblebili olan elimi tutmaya Çalışınca leblebiler yere döküldü annem leblebi çaldığımı görünce bana çok kızmıştı.
Bende bugun basimdan gecen bir olayi anlatayim dostlar..sanal ortamda sercenin guvercinin yavrusu oldugunu sanarak ergenlik+8=20 sene yasamis bir insanla karsilastim.donem donem sasirmisligim olan olaylar vardi lakin hayatimda hic apisip kalmamistim.... yav biz diyoruzki sehirlerde dikkat ettinizmi hic guvercinlerin gagalarinin uclari kare seklinde olmus beton uzerlerinde yem gagalamaktan diye ote yandan basini telefongan kaldirmadsn yasamis bir insanin gokyuzu ve eşrafından habersiz yasayisinin trajikomik tiyatrosuna sahit oluyoruz...
evet arkadaşlar bu olay daha bugün yaşandı ve bu bir dramdır.
kardeşimi burger king'e götürdüm bugün dondurma falan yiyoruz. terasa çıkmıştık hani bilirsiniz burger'ın teraslarında çok serçe olur patatesleri kapmak için falan. yine çok serçe vardı uçuşuyorlar falan. bu arada benim yaş 20 kardeşimin yaş 14. kardeşim dedi ki 'abla biliyor musun ben önceden serçeleri güvercinin yavrusu sanardım' bende dedim 'e öyle zaten' kardeşim de 'hayır değil' dedi. bende dedim 'ne o zaman' kardeşim de 'serçe başlı başına bir kuş türü' dedi. ben öyle kaldım. yaklaşık bir 30 sn kızın suratına baktım. ve bana hunharca güldü. üstüne ben bu olayı whatsapp grubunda anlattım ve arkadaşlarımdan biri dedi ki 'oha bende öyle sanıyordum' çocuk benden 2 yaş büyük bu arada. bu da böyle bir anımdı sözlük teşekkür ediyorum.
ortaokul son sınıftım sanırım. sene 1991. amca oğluyla ben ava düşkünüz. amcam 8 atar otomatik bir tüfek almış amca oğlu elinden bırakmıyor. benim tüfek 1970 model 16 kalibre bir beretta. herifin havası yerinde tabi elindeki tüfekle. karlı bir kış sabahı bu bizim çadır evine geldi elinde tüfek var tabi. bana "hadi emmoğlu kar durdu tam tavşan zamanı " dedi. ben durumuyum kaptım bizim emektarı çıktım. bizimde bir çoban köpeği var ama sincap yemeye bayılır. ben de arada bir sincap vurup yediriyorum buna. ne zaman elimde tüfekle dışarı çıksam peşie takılıyor uyuz hayvanlara bakmıyor bile. neyse biz çıktık bu da takıldı peşimize. karşı tepede tavşan çok olur oraya gidelim dedik. yolda giderken bizim köpeğe bi sincap vurup yedirdim devam ettik yürümeye. tavşanın izini yakaladık ama köpek av köpeği olmadığı için bize faydası yok. orda mı burda mı derken bir kilik makisinin içine girdi iz ama giriş var çıkış yok. hayvan kar yumuşakken girmiş sabah ayazında çıkmış kar donunca. ara ki bulasın izi. teraslı bir tarladan yürüyoruz bizim emmoğlu önde ben üst terasta arkadan geliyorum. birden tarlanıın ucundan bizim köpeğin tiz sesle bişey kovaladığını gördük. köpek tavşanı bulmuş üstümüze getiriyor. amca oğlu silahı kaldırdı art arda tetiğe basıyor her atışta yerden kar kalkıyor ama tavşanın umrunda değil isabet etmiyor o da tabana kuvvet koşuyor. yalnız köpek tavşana çok yakın kovalıyor. tavşan amca oğlunun dengini geçince bunun açısı bozuldu ateş edemez oldu ama ben gerde olduğum için tam görüş alanıma girdi tavşan. ülen dedim sen o otomatikle vuramadın ben tek kırmayla bir atışta vurayımda gör sen. silahı omuzladım nişan aldım ama tavşanın hızını doğru hesaplayamadım sanırım. salak kafa azıcık önüne at işte saçmaları. ben tetiğe aasıldım o zamana bizim köpek kanlar içinde devrildi. tavşanı vurayım derken köpeği vurdum ama allahtan hayvanın arka bacaklarına denk gelmiş saçma ölmedi baya bir çektikten sonra düzeldi. zaten ölseydi babam beni hedef tahtası yapardı alimallah.
bu gece de başka bir anı anlatayım.
peşinen söyleyeyim de fazla gülmeyin, fazla da dolandırmadan anlatayım bari..
ilk defa bir sevgilim olmuştu, faceden teklif etmiştim kabul etmişti. daha önce bir kere görüşmüştük o da ayaküstü bir konuşmaydı zaten.
neyse, biraz mesafe vardı aramızda, yaz tatiliydi, sürekli mesajlaşıyorduk.
şöyle tam lise ergenlik dönemleri diyeyim.
neyse yaz tatili bitince görüşme buluşma hayalleri kuruyorum falan derken yaz tatili bitti.
eski sevgilim doktora gidiyormuş halasıyla, o arada 1-2 saat boş vakti vardı o ara çarşıya çıkmış buluşalım dedi, ben hemen fırladım hazırlandım, açık mavi gömlek, koyu mavi pantolon ve lacivert dockers ayakkabı, hani sevgilimiz olmuş madem güzel giyinelim dedik.
neyse, şöyle diyeyim ki ben pek sosyal biri değildim, yani öyle kafe falan buluşacak pek yer bilmezdim, arkadaşın birinden kafe tarifi aldım, oraya götürecektim sevgilimi, güzel nezih bir ortam olduğunu söylemişti, daha önceden o kafeye girmemiştim ama yerini biliyordum.
çarşıya gittim, kalbim deliler gibi atıyordu, sevgilimle ilk defa buluşmuştum, ilk defa elini tutmuştum.. aşırı mutlu bi şekilde yürüyorduk, derken o cafenin önünden geçtik gittik, sonradan fark ettim ki geçmişiz, hemen geri döndük, baktık ki kapısı yoldan tarafta değil.. biraz afalladım, daha önce gelmiştim de kapının yerini unuttum herhalde ya diyerek durumu kurtarmaya çalıştım ama çok belli etmiştim galiba daha önce gitmediğimi, sonra neyse boşver oraya gitmeyelim fazla vaktim yok diyerek ordaki parktaki banklara doğru yönelmiştik, 1 saat orda oturmuştuk ama o 1 saat 1 ömre bedeldi.
Gecen abimle satranc oynuyoruz yegenim gelip ustune atladi bir de bu yetmezmis gibi yanimizda tatli tatli bagiriyordi bende oyunu birakip onunla bagirmaya basladim nasil mutlu oldu anlatamam nerdeyse ilk defa birine cevap verdi ben bagirdikca o daha cok bagirdi hem de kahkahalarla yegenime asigim ya hazir bebekken yiyisiyoruz onunla simdi buyurse ancak elimi oper bende yanaklarini:(((