Uyumadan önce tüm evi dolaşıp; gaz kapalı mı, kapılar kilitli mi, camlar açık mı, musluklar açık mı diye evi tavaf ediyorum. WhatsApp a ne zaman girsem çıkmadan gözüme çarpan herkesin durumuna son görülmesine bakıyorum. Biri uyandırmadığı sürece kendim uyanamıyorum. Dışarda yemek yemekten nefret ediyorum. Şekersiz çay içmeye başladığımdan beri kola içemiyorum. Ev kuşuyum ben ya evden dışarı çıkmak gelmiyor içimden.
Birisinden etkileniyor gibi oluyorum. Bir sekilde karsilik buldugumda olayin buyusunun kactigini dusunup birakiyorum. Ama acilma olayini genelde karsi taraf gerceklestirdigi icin onlarinki tek tarafli bir ilgiymis gibi duruyor.
Ne buyuk acilar...
Çayı yeniden ısıtmak, ikinci üçüncü posta çayı da içmek. Bir çay bağımlısıyım, şimdiden devlet memuru gibi 15-20 bardak çay içtiğim günler oluyor. Çay tatları arasındaki farka aşırı takıyorum, ancak evde yaptığım çayı ikinci kez ısıtma kararını çok kısa sürede alabiliyorum. Bunda galiba içtiğim çayın pahalı olması da etkili (bkz: hemşin çayı) . Çabuk bitmesini istemiyorum, biraz da üşeniyorum. Yeni çay yapana kadar biraz su ekleyip ikinci üçüncü kez içiyorum.
Saç koklamak. Sigara kullanıyorum ve farkındayım ki çok iğrenç kokuyor bundan dolayı hep saçımı koklarım hergün yıkanmasına rağmen sigara kokmasın diye kontrol ederim.