Nezaketli biri olduğunuzda yalanıyla gerçeğiyle binlerce iltifat duyarsınız. Bunu sorgulamazsınız yahut abartmazsınız, yani normali budur. insan diplomasisi böyle işler.
"Düşmanım bile olsan, göz kamaştırıcı, derdim senin için" listede ilk beşte dolaşır hep. Güzel bir iddia, öyle keskin ki hatırlatıyor kendini, söyleyeni değilse de. Muhtemelen otuz kişiye daha söylemiştir. En az otuz *
Dün ufacık bir operasyon geçirdim ve narkoz aldım. Narkozluyken bile kendimi kontrol ediyor ve saçmalamıyorum çok şükür. Farkındayım ki geçecek, gözlerimi kapatıyor ve dünyanın dönmesinin geçmesini bekliyorum.
Çünkü biliyorum ki geçecek...
(Pimpirik ve bilincini kaybetmekten çok korkan biriyim bunun etkisiyle ağlıyorum narkoz aldığım ve alacağım için o ayrı )
"Sesin çok güzel"dir. Hiçbir zaman inanmamışımdır.
Ama bi' kız sadece bir kız "sesin o kadar değil de gitar çalışın çok daha güzel" demişti. Helal olsun ona. Dürüst kız.
pes cafede oynarken kızın biri ''pardon burnun estetik mi ?'' demişti.. sonra da güzel sanatlar fakültesinde okuduğunu beyan edip karakalem resim çizmek istemişti. (yohh amk bedava çizecekti. parasına yabmadı.)
red ettim tabisi; sonuçta ben pes oynuyorum almışım man. city'i döktürüyorum.
iki farklı kız farklı zamanlarda ''gülüşünden hoşlandım.'' demişlerdi.
lan amına koyum ben gülerken kafamı eğerim. bi kere aynada denk geldim gülüşüme korkudan ateş edecektim. sen nasıl hoşlandın diyemedim.
istisnasız her kızdan duyduğum şey ''ellerin çok güzel'' iltifatıdır.