O yıllar da nadir görülürdü; mahallemize, hemde tam evimizin karşısına öğrenciler taşınmıştı. Hani camdan cama derler ya, bakışırken, cam kenarından ayrılamaz olmuştum.
Aşıl olmuştum
Nasılda beklerdim , yüreğim ağzım da, tıp fakültesinden gelişini. Anca üç kere çıkıp görüşebilmiştim. Zordu bizim zamanımız da öyle çıkıp görüşmek. Olsun, cam kenarında, heyecanlı bekleyiş bile güzeldi.
Ve sonra yaz geldi, memleketlerine gittiler. Bir daha da görmedim.
mal mal takıldığımız, çoğu aklımızda, hatırımızda bile olmayan hatıralardır.
şimdilerde 15 yaş veletlerin blog sayfaları var, yüzbinlerce fotoğrafları var videoları var, sosyal hesapları var, o var bu var sonu yok. çocukluk eskiden kıymetliydi. maldık ama zevkli, eğelnceli geçiyordu günler.
Bir yılbaşı kar yağmış...
Annemle eve gidiyoruz bana yeni çıkmış iki tane cips aldı.
Bir elinden tutmuşum diğer elimde cipslerim...
hiç unutmam her yer bembeyaz nasıl güzeldi o gece ve ne kadar mutluydum.
Son tutuşlarımmış o eli bilemedim.
bilsem daha sıkı sarılır tutardım şüphesiz.
lisenin nasıl berbat bir yer olduğunu yeni yeni anlıyordum. islam'a bir ilgim vardı. adnan oktar'ı izliyordum. gelenler belgeseliyle tanıştım. the secret isimli kitabı o zaman okudum. bir yoginin otobiyografisini ve silmarillion'u da. derslerde kitap okur ve hikaye yazardım. kimse de bir şey demezdi. kızlarla aram hiç yoktu.