Bugün istanbul'a dönmeden oğlumla sinemaya girelim dedik. Bilet alacağız ama gişeler bomboş. in cin top oynuyor. Bir süre bekledik. Sonra içeriyi temizleyen bir adam vardı "afedersiniz,buraya kimse bakmıyor mu ?" Dedim. Adam dediki " ah be kızım geç kaldın!" Sonra ekledi "şaka şaka biletler içerideki büfede satılıyor" Diye.
Bu tarz işlerde çalışıp böyle neşeli olabilen insanlara hayranım. Sayılarının artması dileğiyle.
Ne içersiniz diye sorduğum bir beyefendi "soğuk çay" cevabını verince mutfaktaki teyzemiz benim aceleden içmeyi ertelediğim içine de şeker attığım çayı tuttmus adama getirmiş. Adam da yarila yarila çayı içti bitirdi. Tek söz söylemedi.
metrobüse binen ve tamamen kas yığınından oluşan şişkin abinin tutacaklardan birini çektiği gibi koparması ve elinde tutacakla beraberinde gelen ' ben şimdi napıcam ' şaşkınlığındaki bakışlarıdır. komik olansa 2-3 durak sonra inmesidir. yediremedi zaar. tutacağı da yere bıraktı.
alt kattakilerin bebişi oldu, gunlerdir kadin annesindeydi, artik calişmaya başlamiş eve geldi falan, neyse, cocuk geldiklerinden bu yana agliyor, anasi babasi telaş icinde bize getirdiler anneme, niye agliyo diye.
Ailecek film izliyorduk. Filmde hüznün maksimuma ulaştığı bir sahne var ama öyle böyle değil yani. O sahnede bir kadın mutfakta ağlaya ağlaya bir şeyler hazırlıyor. Biz de birtakım yorumlarda bulunuyoruz. ben, babam; herkesin işte bir derdi var vb. derken annemin yorumu:
" mutfak da mutfak yalnız. Ne ferah ne geniş."