bugün

bir gece daha,
uzun ve karanlık,
anlam aramak için,
yanlış yerdeyim.
ruhumu arıyorum,
beyaz bir ışığı,
her an çıkacak ortaya sanki,
uzun bir sabaha giderken,
uykusuzluk,
ve sigaram bitiyor,
yalnız bir devin,
hıçkırıklarında,
bir nefes duman,
bir yudum şarapla,
iyi giderdi şimdi.
Nakliyat

Hep dostun olacak bu çiçek,
Bu çimen
Bu gün...
Gülümsüyorsun
Bilmeden
Ama öldün...
Bu sabah
Bu çiğ izi
ikimizi,
Taşır mı ah?
Birbirimize...
bir beyaz çakıl taşı vardı
her günbatımı denize karşı ağlardı
derdi hayatından kurtulmaktı
ve birgün her günbatımı
denize karşı ağlayan genç onu denize fırlattı
beynimi zonklatıyor ucu açık fikirler,
"gel" diyor bir ses dipsiz uçurumlardan
"uç ve göreceksin bütün acıların diner,
yeniden doğacaksın inan, uyanmış gibi rüyadan".
kare için yaratılmışsın sen
çözünürlük akıyor gözlerinden
hastayım senin o hızlarına
alacağım seni en yakın zamanda

lakin param yok bekle biraz
seni ne kadar övsem az
hayallerimdesin sen harika
tasarımın çıkmıyor aklımdan asla

tabii psu almak lazımdır önce
yoksa enerji senin için bir cüce
feda olsun sana bütün psu'lar
düşünürken seni geçmiyor zamanlar

(bkz: nvidia 8800 gtx)
pastoral şiir:

her yerde laleler menekşeler
güzel çiçekler, hepsi de mor mor
mosmor menteşe dağları
maymunun eski çağları
geldi gene buzul çağları
vızıldar her yerde kır arıları
uyuz eşekler gezinir orada burada
ayılar vardır şu dağlarda
uyur kışın ayılar
inekleri güder kabadayılar

aşk şiiri:

seni ne kadar da çok sevdim
aşkından öldüm bittim
ama sonra dirildim tekrar
bizce saçlarını kıro gibi tarar
sapık gibi hergün arar
terminatör seni tarar
mumya gibi sarar
yatakta sana kayar

8. sınıfta türkçe dersinde yaptığımız bir çalışmanın sonucu oluşan şiirlerdi.
çalışma şuydu, şiirin konusu belli olacak, ilk kişi bir mısra yazıp kağıdı kıvıracak ve kağıdın arkasına mısranın son kelimesini yazacaktı, böylece bunu herkes yapacak, kağıt açılınca da şiir ortaya çıkacaktı.
**
sevdam, dediğim güzel
ağlayan gözler, canım deyişler
gerçek olan birşey
aşk denilen şey yalanmış
siz sevmek için yaşarken
ben yaşamak için seviyorum
hayatta en sevmediğim şey
birini sevmek
sevdiğim tek şey ise
sevmeyi sevmek... *
forum siteleri tarafından çalınan şiirlerdir. hatta çalınıp altlarına "sevgilim için yazdım" yazılır! daha sonra uğruna abidik foruma üye olunup şiirin ş'sinden haberi olmayan ergenlerle tartışılır. yani, paylaşsan bir türlü, paylaşmasan bir türlü olan şiirlerdir. dikkatli olunması tavsiye edilir.
beni en çok sen öptün
bahce kapisinin önünde oyun diye ilkin
sonra kimbilir kaç kere,
kimbilir nerde
mavi tüyden kanat gördüm dedim
son kez öpüp terkettin.
sessiz çığlık gibiydin gülüşünde
her baktığımda içinde bulunduğun anlamın solmuş bir çiçek misali..
konuşmazdın sessizce bakar ve onaylardın
kulağıma fısıldardın ''sen farklısın''

bir telefona baktı gidişin
senden bir haber geldi
gitti dediler gitti.. gelmeyecek artık!!
orda öylece kalakaldım
yalnızlığımla tanıştım.

gitti, bir daha gelmeyecek.. yalnızsın!! ''farksızsın''!!!
çığlıklarımız birleşti o an,
sessizliği bu sefer gülüşünde değil
ölümünde yaratmıştın..

gitti, bir daha gelmeyecek..
artık yalnızım, onun yarattığı sessizlikte solmuş bir çiçek misali..
bir örneği için bakınız; (#2278828).
hiç yok yere kırdın beni
kırmayacağına söz vermene rağmen
olsun o kalp senin zaten
ne yaparsan yap
olsun o kalp senin zaten
ister buruştur at ister göğe çıkar

semada uçuşan kuşlar görür sadece kırgınlığımı
ben sana tutkunken
olsun o kalp senin zaten
ne yaparsan yap
ister parçala ister el üstünde tut

semada uçusan kuşlar görür sadece öldüğümü
ben sana hapsolmuşken
olsun o kalp senin zaten
ne yaparsan yap
ister ellerinde göm, ister canlandır..
kalbim acıyor
hiç kalp acır mı deme bana
kalbim acıyor işte
kesik bir parmak nasıl acırsa öyle ..

kalbim acıyor
hiç kalp acır mı deme bana
kalbim acıyor işte
et nasıl tırnaktan çıkarsa öyle..
güzel bir yemek tarifidir.
hissettiğin an yalnızlığını,
farkettiğin an sığınamayacağını,
anlarsın, hep kendini kandırdığını...
ve azalır feri ümidinin, sevginin.

yoktur bana kimse, benden başka.
var mıdır? meçhul! benden bile bana, tükenişten başka.
evet mahkumdum kendime, gönlüm olsada, olmasada!
duymuştum aslında! söylemişlerdi ama...

mecburdum bu yerden geçmeye.
mecburdum yalnızlığa...
farklıymış gibi davransamda,
biliyordum ve evet biliyorlardı!

bu zamana denk gelir aslında,
bırakmıştım övgüleride sevmeyi,
tamda bu zamana denk gelir!
yalnızdım ben, övgülerde öyle.

biliyordum ki durmalıyım, durmalıyım ve geçmeliler,
içimden, özüme dokunarak, acıtarak...
ama yok! ben farkındayım ki yalnızca dokunacaklar,
ve ben duracağım, yalnızca duracağım!
herkes zaten bana anlattığından dertlerini,
benim anlatacak kimsem yok.
ya da tanımadığım birisini bulurum,
hayatıma müdahale edemeyecek birini.
tek gecelik bir muhabbet yaparım.
sonra bir daha da ne konuşurum onu ne de ararım...
dertsiz başıma dert arıyorum aslında
yolsuz yordamsız yolculuk
ne yolcusu var benden başka
ne de gideceği bir yer
bir çare arıyorum yalnızlıma
bir son ya da bir başlangıç
uzaklara inat...

yolculuklar hayatının
sensizlik durağında, sensiz
biçare nefes almaya çalışan
bir hayvanım, sensizken
aşksızken
insan olmayı özledim sende
seninle,
duygusuz bir mahlukat vücudum
işe yaramaz bir et yığını...

gözlerim doğu'da, doğarsın diye
hayatımı 3 yöne adadım,
batı'yı sildim yönümden, arkamdan
yüzüme vursun sıcaklığın ama bitmesin
sonu olmasın, bırakıp gitme, batma
doğ karşımdan, gel yanıma
tepemde ol, sağa git sola git
ama gitme...
kırıp atayım diyorum, olmuyorr...
lazım olacak birgün senden vazgeçebilirsem...
tekrar çalıştırabilir miyim, onu da bilmiyorum...
Çünkü "Ya az sevip uzun süre kullanacaksın" dedi Tanrı;
"ya da tek seferde bitireceksin hakkını... "
"Fullle" dedim kalbime seni görünce,
Tek senin peşindeydim...
Bilemezdim...
Bilseydim, gözümü kapar seni görmezdim...
Şimdi çok korkuyorum fulllediğim kalbimden seni çekip çıkarmaktan.
Tek hakkımdın sen...
Ya bir daha sevemezsem?
Sevemem...

17,09,07
an geldi ölüm çıktı karşımıza birdenbire...
an geldi ölüm tuttu elinden şahane hayalleri olan serserinin,
an geldi sen olmadın an geldi ben...
an geldi ölüm gibi unuttuk hayatın sonunu,
an geldi ölümlü olduğumuzu bile unutup bile bile kırdık kalpleri,
an geldi kırdı kalpleri kırılan kalpler...
an geldi belirsizleşti gelecek ve istenen ondan,
an geldi hayatı yendik an geldi zaman ile kolkola gelen hayata yenildik...
an geldi öldük öldük dirildik an geldi ölüp de dirilmemek istedik...
an geldi bıktık birbirimizden, an geldi kendimizden de,
an oldu geldik hayata an geldi gidiyoruz...
kimseye soramıyorum seni
kirlenme diye hiç öpmedim ya
belki başkasını seversin diye
hiç söylemedim ya sana sevdiğimi
boğazımda düğümsün
yutkunsam gideceksin
yutkunmasam
ölürüm *
ben bu siiri varolmayan bir sevgiliye yazdim,
yaparim ben boyle sacmaliklar,
annem gelir sacmalari toplar.

ben bu siiri varolmayan bir sevgiliye yazdim,
aklim tatildeydi, canim sikkin
sevgili dedigin bir lufer kicinda zipkin.
üzülmüyorum gittiğine, hatta seviniyorum
ölmediğimi gördüm
demekki o kadar büyük değilmiş içimdeki aşk...
(bkz: bu siiri yazmak yalniz iki dakika aldi/#2371688)
ayrılığa dair...

Aynı buluta bakıyoruz belki şu anda
Aynı tatlı hayale dalıyoruz
Aynı anda düşünüp aramızdaki, uzaklığı
Tüm aynılığımıza rağmen ayrılığı anımsıyoruz

Aynı dala konan iki ayrı serçeyiz
Aynı raylarda gürleyen iki ayrı tren
Aynı denizin iki ayrı adası
Aynı evin ayrı iki odası

Ayrı şehirlerde aynı sevdanın tutsakları
Ayrı ruhlarda aynı ateşin yanıkları
Ayrı çöllerde aynı seraplar
Ayrı faciaların aynı tanıkları

Aynılkla ayrılığı aynı yerde buluşturup
Ayrı yollara giden,
Aynı aynada iki ayrı suret
Ve sevgilim;
tüm aynılığımız, ayrılıktan ibaret...

ayrı saipsiz

düzeltme: imla.