bugün

"Yine kış yine kış.. Tüm emellerimi titreyen bir duman sarmış.."
Bir teneke yağ aldım marketten
Yazdirayim dedim
Veresiye yok dedi
Uzulmustum
Bana git burdan dedi
Büzülmüştüm
Birden o geliverdi
Elini kalbime goturuverdi
Nefesim hızlandı
Beni opecek sanmistim.
itti beni dışarı hunharca
Sen ne vicdansız ciktin
Mahmut abi
Sen ne vicdansız ciktin market müdürü.
Kız fıstık

Bazen aklıma geliyorsun
Bazende hiç oralı değilim
Geçinip gidiyorum işte
Sen nasılsın be fıstık

Not: şu şiirle tavladığım kızı aston martin db11'le bile tavlayamazsınız.
"Ben bir şiyir yazarsam
Hepiz birbirizi bıçaklarsız "
Dedi uzaklardan gelen kertenkele burunlu adam.
Öyle ki okan bayülgenle birlikte
Gök tengriye isyan etmiş gibiydi
Saçlarından kocaman düşler sarkıyordu yerlere
Yerler çiğnenmiş ucuz sakız gibiydi
Ezilmişliği birleşiyordu sonsuza uzanan işçilerin
Kambriyen patlamasından beri çürüyen yüzleriyle..

Ve bir şiyir patladı en post apokaliptik ve
Transandantal zihinlerin hard diskine
"Unutmak kolay mı deme unutursun mihribanım
Salkımsöğütlere dönsün hele bir ayakların
Yaş otuz beşe geldiğinde
işte o zaman anlarsın ölüler nasıl yaşarmış "

Işte o zaman susan yığınlarların başladı su savaşı
Aşkını pıçaklayan ninja atıldı en öne
Behey dürzüler varısa erkek
Hele çıksın meydane
Uzaklardan, rüzgar gibi ta eski anadoludan
Modern zamana kuşanmış bir adam
Hattori hanzo kılıçlı bir adam
Bir battal gazi , bir gözü nadan
Savurdu kılıncını anlamı kesti
Anlam yitince silindi hepsi
Yalnız kaldı iguana boynuzlu adam
Bir şiyir yazdı getti
Herkese birbirini hançerletip.
Bir şarkı çaldı gök yüzü en derinden
"Tut ellerimden"
Emre aydın pörsütmesi rock olalım
Uzayan yolların ardında the doors
Ve en derin yoklukların ardında
Savruk eşini arıyan bir kaos..
sonra fark ettim ki
su akıyor rüzgar esiyor
yağmur yağıyor.

her şey yine ve aynı şekilde oluyor.
öyle bir yere geldim ki sıcak ve soğuk aşk ve nefret,
savaş ve barış, üşümek ve sonrası mahkeme.

gitsem ayrılık oluyor.
kalsam çöl
gidersen bende hasret olur ve belki beni sevenler de özler
ama anladım ki özlemden de hiç kimse ölmüyor
ama ben ölüyorum.

nefes alıyorum önemsiyorum ve gitmek istiyorum .
anladım ki hasret yeni bir aşka kadar sürüyor
sevdiklerim ve beni sevenler bağışlayın
su akıyor ve ben gidiyorum.
sen kahverengi gözlerinle günüme güneş gibi doğan
sen hem benim olan hem de olamayan
sen çocuksu ruhunla içimi ısıtan
sen bi şeye üzüldüğünde benim kalbimi söken
sen beni hiç düşünmeyen beni yerle bir eden
sen buna rağmen hala sevilen
sen hala görüldüğünde kalbimi söküp elime veren.
(biraz amatörüm kusura bakmayın)
Veganım da vegan dedin
Bi' tike* kavurma yemedin
Canı sağ olasıca ey zalımın adamı
Neden halı sahaya gelmedin

*lokma.
şeyiyle oynamak.
-birinci bölüm-

ilk defa güçlü olmak istedim
sırf senin için,
her şeyi deneyebilmek için,
hala inanamıyorum
inandıramıyorum ki kendimi
hastalığına,
bu hayattan çekip gideceğin gerçeğine,
delirtiyor beni,
anlamsız geliyor...
ve o yatakta yatan başkası olsaydı diyorum
başka birinin sevgilisi,
niye benimki ki?
isyan değil bu,
sadece soru.
Biliyorum yanlış!
biliyorum zamanı değil...
en çok tanrıya yalvarmam gerekirken,
o yüce varlığın,
o doktorları haksız çıkarmaları için...
ve yakarıyorum,
Allah'ım alma onu!
onun olmadığı bir gerçeklik yaratma,
sevgiyi yaratan sen,
lütfen acıyı yaratma içimde...

-ikinci bölüm-

ey melek
uzak durma benden,
gel yanıma
eskiden olduğun gibi yat omzuma
öp dudaklarımdan.
belki bu sefer hissedemeyeceğim,
belki sıcaklığın olmayacak,
ama yinede lütfen gel,
fısılda kulağıma sevdiğini,
beni beklediğini.
fısılda ki o cesareti bulabileyim,
yanına gelebileyim,
meleğim,
dünyada ve ya cennette
sadece benim.
ADINI FISILDADI GECE

Bu gece yine merhaba dedi özlemin
Yolların peşine düştü birden gözlerim
iliklerime kadar işledi sigaram, acı figan
Zaruretime tek teselli kalemimdeki ilham

Unuturum sanma sakın mağrur gözlüm
Ben seni en derine, satır aralarına hapsettim
Mecal vermez gözyaşlarıma sancılı kirpiklerim
Gecedir habercisi özlemin sayıklar kalemim

Mahşerin adında yakamozların ardında kaldı
Cihanlara bedel sana ayrıcalıklı sevgim
Nede güzel gitmiştin gönlüme hatırlar mısın
Bir gülüşünle beni benden etmiştin

Nasıl reva gördün ebedi figanı ömrüme
Sahi şimdi hangi kalbe gökkuşağı çizdin
Neydi sana tutkun, viran canıma hasedin
Şu hicran kelepçelerini bileklerime dizdin

Neden hatırlatır ki beni amansız hasretin
Bir sigara yaktığında hiç aklına gelir miyim
Ben geceleri harcarken aklımı parçalarcasına
Bir gün gözlerine düşer mi adına yazılı şiirlerim
bir dert silsilesine kapılmış gidiyorum
ömrüm bitmeden biter mi bilmiyorum.

yaprak yaprak dökülüyor ömrümün günleri
çıplaklaşıyor dallarım yeşermiyor geri

tekerrür eden tarih değil benim.
ders çıkarsam tekerrür edermiydim.

sığmıyoruz bu eve dört duvar ve ben
yalnızlığım fazla yer kaplıyor haddinden

günler ve saatler düşman oldu bana
artık ayak uyduramıyorum zamana

Yüz yüze hasretleri kaldıramaz oldum
galiba mutluluğu zoraki yalnızlıkta buldum
güneş doğmuş çoktan, tam tepeden vuruyor,
gözlerim bir uykuyu bir de seni arıyor.
(tamam tamam vurmayın)
zehir ettin günlerimi,
ellerim tutmaz oldu,
hayallerimi bile çaldın,
ruhum bir ölüden farksız,
artık rahat mısın?
depresif bir kafadan çıkan düşünceler
geçmişi olabildiğince çok inceler
şu kalbim görüntün her aklıma geldiğinde
senin ismini milyonlaca kez heceler.

ve geceler, seni bana kısa süreliğine getirir
kısa da sürse yetmese de beni yer bitirir
şu kafam, şu aklım, şu sürekli dalgınlık;
en güzel acıları kalbimde biriktirir.

suçsuzmuş gibi bakma sakın bana kadın
ben öldüm ve cesedimi sen yıkadın
şu hayatımdaki tek mutluluğu yaşarken
en büyük acıyla beni benden sen aldın.

yazdığım her harf her hece her kelime
sanki seni verebilir mi ki benim elime?
eline, diline, beline sahip ol demişler
ancak niyeyse sahip olamıyorum dilime..
duyar mısın kalbimin dediklerini?
mavi gozlerimden çıkan alevleri,
seni seviyorum dediğimde içimde yanan alevi,
bıktım artık sevsen artık beni.
Bir gülüşle süslenmiş ansız bir vedaymış meğersem ansız bir akşamüstü hayalin
Bense yüzlerce ihtimale yorarak kara bir sevda bellemişim adını
Oysaki bilsem ciğerlerime işleyene kadar nefes nefese çekerdim kokunu
Henüz yanımdayken
Oysa yolu uzatmanın binbir türlü bahanesi vardı
Bilmeden tek solukta iniverdik yinede koca yokuşu..
savaş

Toprak bir battaniyenin altında
Taştan yapılma bir yastık ile
Uyuttu ’savaş’
yoksul çocuğu sonsuza dek.
Kara bela gibi çöktün üzerimize
Amına koyayım ben senin be
Piyasa piyasa dedin siktin bizi
ibneliğin lüzumu yok be
Tanrı tarafından yollandın dimi
Ama komünizm adamın dibi
Lan 3 liralık şey 5 mi olur
iyiliği götürdün pis obur
Zaten bu hayat çekilmiyor
Madem öyle sik beni buyur.
Aşk kalbimi yakan bir volkan gibidir
en sevdiğim tatlı kazandibidir.
Leyla sev beni sokma müşküle
gel kaşık atalım iki tabak keşküle..
bilir misin
bizim bağlarda siyah üzüm
kapkaradır hem de şeker ağası
sendeki neyin tadı neyin karası...
Bir ses bir soluk kadar yakın sanıyorken seni,
Yanımdayken bile uzak olduğunu bilemezdim.

Bilemezdim bakışlarının zihnimi bulandırdığını
Olan olmuş biten bitmiş demek işin kolayı,
Bilemezdim ki bir gün unutmayı unutacağımı...
Sevgilim .
adım hıdır, işim budur
isteyene döşerim kalebodur
saçım uzun, boyum bodur
beni anlamak biraz zordur.

kah kırarım yumurta
doyururum karnımı
kah giderim pavyona
bırakırım donumu.

dedim işte adım hıdır
istediğim hayat budur.
gezer, tozar, coşarım
düşünmem hiç sonumu..
Sehirler gordum kadin, irili ufakli
Hicbirinde yoktun.
Yollar gordum uzunca,
Beni Senden uzaklastiran.
Kadinlar gordum her şehirde,
Hiçbiri sen gibi degildi.
henüz kurulmamış bir hayal bırakın bana.
en karanlık geceme ışık,
en çaresiz anımda ummut olsun.
bazısı için intihara sebep,
benim için yaşama sevinci olacak.
belki ölümü bile unutturacak.
bir hayal bırakın bana henüz yıkılmamış olsun.