bence bu yasadiklarimiz bir ruya. yada kucucuk bir mikrobuz aslında daha diger varliklar tarafından kesfedilememis küçücük varlik. belkide kucuk bir çocuğun kicindadir hayatimiz.
mariodaki gibi ekranın solundan çıkıp sağından girmek de bir çeşit sonsuzluktur.
ama aynı zamanda hep aynı şeyin içindesiniz.
dünyanın yuvarlaklığı gibi. ne garip.
bach, chopin, mozart gibi isimlerin, üstün müzikal yeteneklerinden sebep, önceki yaşantılarında güzel sesli hayvanlar: bülbül gibi; napoleon, şarlman, de arc gibi kumandanlık vasıfları yetkin simaların da, önceki yaşantılarında yırtıcı hayvanlar olduğunu öne sürüyordu elemanın biri. misal, şarlman önceki yaşamında kaplan olabilirmiş.
yaptığım araştırmalar ve 100 fare üzerinde denediğim sonuçlara göre sözlük yazarlarının o an ki ruh hali diğer yazarın entrysine duygusal yaklaşımı konusunda %60 lık bir etkiye sahip ve yine bu bağlamda 100 maymun üzerinde denediğim bir araştırmaya göre sözlük yazarlarının itirafları başlığına girilen entrylerin büyük çoğunluğunu bayan yazarlar oluşturmaktadır.
uludağ sözlük ile ilgili birkaç teorim var. bilim dünyasıyla paylaşmak istiyorum.
1. efendim öncelikle, şukela butonuyla ilgili olarak; yazar girişinden sözlüğe girip de şukela butonuna bastığınız zaman önünüze çıkan şukela entrylerin kümesi ile yazar girişi yapmadan şukela butonuna abandığınızda karşınıza çıkan şukela entrylerinin kümesinin kesişim kümesi boş kümedir. bir diğer söyleyişle; hep aynı şukela entryleri okumaktan sıkıldıysanız, hesabınızı kapatıp bakın şukulara.
ha: "ne okuyacam şukela entry lan? işim gücüm mü yok? yazarım ben. adı üstünde. sadece yazarım. okumam. istersen sana da yaziim" diyosanız; ona ilaveten söyleyebileceğim bir şey yok tabi. devam edin siz.
2. yine şukela kavramı ile ilgili; diyelim ki 10 adet şuku olmuş entryniz var. sizin de bildiğiniz üzre bu entryler, şuku butonuna basıldığında ya da sözlüğe giriş yapıldığında random olarak karşısına çıkmakta insanların. ancak benim iddiama göre; eğer gün içerisinde bir entry girer de o entry vesilesiyle artılanmaya başlarsanız, daha önce şuku olmuş entrylerinizin tesadüfi olarak insanların önüne gelme ihtimali daha da artmaktadır.
çok sağlam bir teori bu bak. yani aslında hipotez. henüz ispatlamadım. ama herhangi bir zamanda bişey yazdım artılanmaya başladı diyelim... tak. şuku olmuş entrylere de artı ya da eksi gelmeye başlıyor. en beğenilenlerde olmayanları üstelik. yani adamın yazdığım şeyi görüp de infomdan o entryi bulması imkansız gibi bir şey. resmen artıların çoğaldıkça şuku entryinin insanların karşısına gelme ihtimali artıyor.
bu tespiti zall a götürdüm. "hımmmm.. dur lan bi bakalım" dedi. tamamdır dediği anda teori olacak.
3. eğer şukularınızın yaklaşık olarak bir yıllık geçmişi yoksa çok fazla karşımıza çıkmaz. biraz yıllanacak. duracak o. ondan sonra. misal bu, yedinci nesil arkadaşlar isyan halinde şu an. "süper ötesi yedinci nesil yazarlarımız var neden onların şuhularını göremiyoz" diyorlar. işte sabır gerek mirim. sekizinci nesil isyana başladığı zaman anlayın ki sizinkiler vitrine çıkmış. az daha bekleyin.
teorilerimiz, tübitak yönetimi ve cern kuruluşunun desteği ile devam edecek. araştırıyoruz. çok pis bilgilerle geliyoruz. bu bilgileri ortaya döksek sözlük birbirine girer. o derece.
zorunlu tanım: sevgili yazarlarımızın meslekleri bağlamında yapacakları teorilerdir.
teoriye gelince;
konu tüm insanlık alemini alakadar eden zaman kavramının güzel türkçemizde sınıflandırılmasıdır değerli arkadaşlar.
öncelikle zaman ne demekmiş ona bir göz atalım. zaman (bknz.tdk), bir işin, bir oluşun içinde geçtiği, geçeceği veya geçmekte olduğu süre, vakittir.
peki günü zaman dilimlerine bölersek karşımıza;
- sabah (03:00- 10:00)
- öğle (11:00- 14:00)
- akşam üstü ( 15:00- 17:00)
- akşam (18:00- 21:00)
- gece ( 22:00- 02:00)
bunlarda hemfikir isek şimdi teorimize geçelim, hazır mıyız? (evet! - güzel )
literatürümüzde var olan sabahlamak fiilinin anlamı (bknz. tdk); Herhangi bir sebeple bütün geceyi uyumadan geçirmektir.
yapısı bakımında incelendiğinde ortaya şöyle bir durum çıkar;
sabah - la - mak
------- ---
i.k ifye
-la takısı alarak fiileşen sabah ismini günün diğer zaman dilimlerine uyarlarsak nasıl olur?
öğlelemek= en erken 11:00 e en geç de 14:00 e kadar uyanık kalmak
akşamüstülemek= en erken 15:00 e en geç 17:00 ye kadar uyanık kalmak
akşamlamak= en erken 18:00 e en geç 21:00 e kadar uyanık kalmak
gecelemek= en erken 22:00 ye en geç 02:00 ye kadar uyanık kalmak
nasıl bir dehşet anıdır bu, nasıl bir şaşkınlıktır. imkansız gibi gözüke de oluyor mu, oluyor!
o vakit geç kalmadan saatin 14:26'lığını kullanarak 34 dakika daha dayanıp akşamüstüleyebiliriz,