her zaman ki gibi geçtim pc nin başına . torrent sitelerine dalmadan önce açtım google görseli, önceden keşifte yapmıştım sözlükte listeledim tüm hatunları.
teker teker görselledim her birini ense köküne kadar. sonra seçtim bir ikisini arattım linklerini indiriverdim bilgisayara sonrası malum bildiğin gibi işte.
işim bitince sildim herşeyi geri tertemiz ettim pc yi tekrar ilk gün ki gibi . diğer hikayelerde çok ta farklı değildi sözlük her zaman ki gibi bizim hesaptan.
şişme bebeğimle aramızda geçen üzücü olayı anlatayım sizlere. yanlışlıkla helyum gazıyla şişirince uçup avizeye çarptı bebeğim, yere indiğinde ise hemen başına üşüşüp ağlamaya başladım. zira pffs diye sönmüştü yavrucak.
Yağmurlu bir gündü. bardağı geçtim damacanadan boşalıyordu adeta. cezax, kendine hemen bir bankamatik çatısı bulmuştu. her gelenin bu çatı altında buluşmasıyla yavaş yavaş dışarı doğru itildi. ve dışarıda öylece kala kaldı. "lan sizin yapacağınız işe başlarım ama haa" dedi ve çekip gitti oradan. fütursuzca dolaşıyordu yağmurun damla damla ele geçirdiği kızılay sokaklarında. daha fazla ıslanmamak için metroya girdi. "personel harici girilmez" yazan kapıdan ağlama sesi ilişti kusursuz kulaklarına. bir adım attı, bir adım daha, bir adım daha ve bir adı... neyse açtı kapıyı. üstü başı ıslak petek dinçöz'ün foolish casanova klibindeki haline nazire yaparcasına bir kız vardı içeride. saçları belinde ve sarışındı. minyon yüzü, pürüzsüz cildi, 1.74 boyu, fit vücudu, sol kaval üst bölgesindeki beni, alnının sol orta bölümüne bakan kısmındaki doğum lekesi, sağ yanağındaki bir iki ufak tüylenmesi, yeşil gözleri, martı kaşları ile çok çekici bir kızdı. kız da "kumral, beyaz tenli, kalın kaşlı, yakışıklı, uzun boylu, dayanılması imkansız bakışları olan, çekici" olarak betimledi cezax'ı. cezax bütün masumiyetiyle bu ıslanmış ve mutsuz kızı 12 dakikalığına mutlu etti ve evlerine dağıldılar.
--spoiler--
her şey balık etli komşum nurten' in beni kesmesiyle başladı. gözü sürekli 34 cm lik malafatımdaydı. bir gün otobüs durağında karşılaştık. bu benim başkanı ellemeye başladı. tabi benimki de malum oklava gibi. insanlar bakıyor filan. neyse. bindik otobüse...read more.
--spoiler--
gerçek ya da gerçeğe yakın seks hikayeleridir.
--spoiler--
lan bi seviştik bi seviştik, hiç sorma. öyle böyle değil. alttan giriyorum üstten çıkıyo, kapıdan sokuyorum, bacadan çıkıyo. uyuyana kadar iyi seviştik anlayacağınız.
sevgilimle kavga ediyorduk. ne oldu anlamadım. öpüşmeye başladık. yatağa girdik. sonra yan komşu geldi. onunla da kavga etmeye başladık. yalnız yan komşu 1.85 esmer yeşil gözlü sarışın o biçim değişik bir kişiliği var. neyse onunla da kavga ederken onunla da öpüşmeye başladık. yatağa girdik. ne oldu anlamadım yine. alt komşunun kızı geldi. ne bu ses, dedi. ne oldu anlamadım. onunla da öpüşmeye başladık. üst komşunun kızı geldi. alt komşunun karşısındaki dairenin kızı geldi. üst komşunun karşısındaki dairenin kızı geldi. karşı apartmandan kızlar geldi. hepsiyle tartışırken bir anda öpüşmeye başladık. yatağa girdik. ne oldu anlamadım.
çoğu zaman bu şekilde başlaması umut edilen hikayelerdir.
otobüse bindiğim an farkettim bana bakışlarını... akbil bastım, onay sesini aldım ve ona doğru adımlarımı atmaya başladım. sağ köşeden baktım. gözleri tam benim üzerimdeydi. hissetim, heyecanlandım...
Koltuğunun yanında durmaya karar verdim. güvenimi topladım. bir yandan bakmamaya çalışıyordum bir yandan da istiyordum. ama bir anda bu kadar teslim olduğumu belli etmemeliydim. ayağa kalktı, otobüs demirinin elim olan kısmını tuttu ve hafif, sinsi bir gülümseme ile kartını uzattı. topluluktan utanma huyu biri olarak bu sefer hiç sallamadan kartı aldım, cebime koydum.
hiç öyle ayrıca başlıklara gerek duymayan hikayelerdir. herkes alakasız konularda anlatır bunları, aralara serpiştirir.
başlık
"kaşının üstünde gözü olan kızlar"
entry 1: normal, nefes de alabilen kız.
entry 2: bir denk gelsem kütürdeteceğim kız.
şimdi sosyolojik açıdan her iki entry yi inceleyelim sevgili dostlar... ulan nesini inceleyeyim sevgili dostlar, ikincisi tamamen seks hayatından bahsediyor, hatta abazan lan bu. birincisi aseksüel. tamam tamam şaka. birincisi normal yazar. öyle fazla başlık karıştırmaya gerek yok yani. öyle.
cok fazla cavusa asilan ve bu mubadeleden halsiz ayrilan kismetsizlerin, kismetinin acildigini o gun nereden bilecekti? dort aydir duzenli sevismesine ragmen, siklikla yalnizligini paylastigi ve yasama sevincini harcamak icin actigi parmak hesabina gomulmus, bilgisayar karsisinda kendini parmaklarken telefon caldi. arayan, aylardir aramayan, arandiginda bulunamayan, su anda parmaklariyla aradigi seyin kendisiydi. telefonu kapattiktan sonra, malafatiyla tuslarina bastigi bir ahizeyi canlandimis gibi, aleaddinin sihirli lambasiymiscasina esofmanini yukari kaldirdi.
bulustuklarinda, kadina en sevdigin film ne diye sordu. tanistigi her kadina pazarladigi ruhu, bir ayna aksi prezentasyonuyla dunyaya acilirdi. mumkun mertebe ortak noktalarla doldurulmaya calisilan muhabbetin suratle gelecegi noktayi kadin tahmin ediyordu. fakat umut etmek, her seyin yuzde ellisidir hikayesiyle buyuyen ve sundurulen genclerin samimiyetiyle, en sevdigi filme amelie dedi.
empirik bilginin kivamiyla, ne cok ortak noktamiz var, dolmasini saran, sardigi dolmanin harcini da ufki bir bakis, derin bir nefes sonrasi su aciklamayla yapan adam: x filmini izledin mi diye heyecanla sordu.
filmi izlemedigine emin oldugu icin, hayir yanitini alan adam soyledi, birlikte muhakkak izlemeliyiz. kadin kabul etti. film oynarken adam kadinin umudunu sabaha kadar dogradi, dogradiklarini bir sabah bir entrye meze olarak katti.