yazarların o anı yaşatmış gibi hissettiren, okuyucunun gözünde olayı canlandıran okuyucuyu etkileyen yazılı anlatımlarıdır. Başka bir deyişle, varlıkların, sözcüklerle resmini yapmaktır.
Benim kısa denemem, fazla etkileyici olmasa da bir bakın ışık tutabilir.
Küreklerin gıcırtılarıyla ahenk içinde ileri geri sallanarak küreklere asılan pigmelerden, en köşedeki yaşı başını almış olan adam uykuya hallenir iken kürekçi başının kırbacıyla yüksek naralı bir ah-ı feryad çekerek ahenge tekrardan mensup oldu. pigme köyü yağmalanmadan birkaç saat önce eli dön derip hesabı da döndüreyim derken vikink subayının tekmesiyle kendini zincirli bir halde, önünde bir kürek ile geminin alt bölümünde bulan nam-ı değer cerrah da diğerleriyle birlikte aynı bedbaht kaderi paylaşıyordu. Aklının odaları ağzına kadar isyan ve her daim yönetimin bir gün kendisi olacağıyla doluydu. Çapulcu felsefesine en güzel örnekti, yönetilmekten çok yönetmeyi tercih ederdi. Yanındaki gence sürekli geminin reisini mevta edip yönetimi ele geçirmekten bahseder dururdu. Sürekli kürek çekmekten el içinde oluşan su kabarcıkları, yerini sert nasırlara bırakmıştı. iki oturak önde kürek sallayan yirmi küsür yaşındaki delikanlı tam baharında esarete yakalanmıştı. Bu delikanlı özgürlüğünde iken musiki ile uğraşır melodiler ile haşır neşir olurdu..vs
Akşamı haber veren kırlangıç sesleri, bulutlara doğru uzanmaya çalışan simsiyah apartmanların arasından geçip kulağına geliyordu.Perdeleri havalandıran rüzgar, artık içini titretmeye başlamıştı yavaş yavaş.Havanın rengi beyazdan griye doğru değişiyor ve sokaktaki insan sesleri gittikçe azalıyordu.Odası sessizliğin kaçıncı saatindeydi kim bilir.Penceresi bulutlara bakıyordu, daha da hızlı akmaya başlayan bulutlara.Onlarda parça parça olmuşlardı, tıpkı kalbi gibi.Bilinmezliğe doğru hızlı hızlı gidiyorlardı.