17 Ağustos 2008 saat 3:45 Hastahanede elektrik verilmesi.
Saat 3:05 i gösterdiğinde bilincimi tamamen yitirmem ve öldüğümü düşünerek gömülmeyi istemek. Baban alıp seni son sürat hastahaneye götürürken el frenini çekmek. Gözünü hastahanede verilen elektriğin etkisiyle açıp sorulan tek soruya evet demek. Bilmediğin süre zarfında orada kalıp, tanımadığın insanları hayatındaki insanlarla bağdaştırmak. Sana karşı yaplan her tedaviyi başka şekilde yorumlamak. Budur sözlük benim hayatımdaki en önemli dönüm noktam.
2007 senesi öss yi kazanmadır.bir okul gezisinde anca rüyamızda görürüz gelmişken tadını çıkaralım diye dalgasını geçerken bir anda kendimi o okula girecek puan almış olarak görmenin ve o şokun verdiği etkiyle ailemin yanında sevinç küfürleri atmıştım.
okulun bahçesinde her günkü gibi laflıyoruz...
sonra bir şangırt sesi cam parçalanması gibi.
arkadaslarımın kaçın dediğini duydum.
kafamı yukarı kaldırdım gözlerimin baktığı yerde üzerime doğru gelen yerinden tamamen sökülmüş pencereyi gördüm.bana doğru gelirken parçalanmayıda ihmal etmiyordu senide böyle parçalara ayıracağım der gibiydi...
tüm bunlar 3. kattan bana doğru gelen kocaman bir pencerenin cam parçasının 3 saniyelik yolculuğunda hissettiklerimdi.
her zamanki gibi kal gelmişti bana ve bu kez o kırmızı arabadaki kadar şanslı değilsin dedi içimdeki ses ve tamda o sırada arkamdan beni tüm gücüyle iten o eli hissettim.o an yerle bütünleşen cam parçasının sesi kulaklarımdan hala gitmiş değil.
gece 00:00 civarı tarih hatırlayamıyorum sokakta annem ben ve annemin arkadası...
yolun ortasından yürüdüğümü farketmeyen ben ve birde içip içip üstüme dogru geldiğini farketmeyen o kırmızı son model arabanın züppe sahibi...
en son bir firen sesi ve ışık hatırlıyorum birde titreyen dizlerimin önünde durduğunu tenimde hissettiğim o kırmızı lanet arabayı.
aklıma gelen tek şey 'daha çok işim var bu dünyada' 'hayır olmasın' dediğimdir..
yukardakinin beni duyduğuna belkide hiç bu kadar emin olmamıştım...
kendime geldiğimde haala nefes aldığımı hissettim ve birde o lanet olası arabanın bana o an ne kadar çok şey öğrettiğini anlamıştım.