peki bu tür konular sözlük okurlarını ne kadar ilgilendiriyor? biz ne kadar sözlük dışından da okunduğumuzu düşünerek yazıyoruz? yoksa körlerle sağırlar birbirini ağırlar tadında kavrulup gidiyor muyuz şurada?
söz konusu olan bu sözlük ise, yazar içindir. maalesef kimse kimseyi okumuyor çünkü, bu net olarak anlaşılmıştır. yazan çıkıyor kardeş, insan bir öncesine, bir kendinden sonra gelene bakar, okur hatta oylar ama di mi? fakat nerdeeeee.
iç döküp rahatlama yeri, ağlayıp sızlanıp yuvarlama yeri, hönkürüp bağırsaklarını ve burnunu temizlediği bir yer olmaktan kurtulamayan dehşet ve hayret içinde bırakan bazı hidromorfik kişilerin içinde atamadıkları kiri pası bir kaç entry bir kaç da sakinleştirici ile sahifelere dökmeleri neticesinde okur için olduğunun farkında olmayan userler tarafından katledilen acı gerçek...
'sanat sanat için midir, yoksa toplum için mi?' kalıbının sözlük versiyonu, aslında yerinde bir soru, irdelenmesi lazım bu mevzunun fakat burdaki entrylerin hepsi, soru başlığa cevap entry konumunda, bu durumda, en iyisi ben sıradan hepsini gammazlayayım ve hiç kimseyle polemiğe girmeden uzaklaşayım. *
sözlük kavramının yarattığı soru işaretlerinden bunalıp isyan eden, gerçekleri arayan yazarların endişe içinde dillendirdiği soru. yazar? okur? ikisi de sebeplensin.
sözlüğün kimler için olduğunu öğrenmek isteyen kişi sorusu, da soru işaretini koymamış. cümlenin gelişinden soru cümlesi olduğu anlaşılıyor. bence sözlük okuyucu içindir. yazar, okuyucu okusun diye düşüncelerini belirterek okuyucuya hizmet vermektedir.
sözlük yazar icin degilde okur icin olsa, millet rant pesinde kosacagi icin okur kaybeder mi, diye bir karsi soruyla yanitlanabilecek bir baslik.
nedense bir sey seyirciye oynama sekline dönüstü mü o sey genellikle kalitesinden birseyler kaybediyor. sözlük yazar icin olursa, yazar bélki daha güzel yazmaya calisir, daha degisik, hic girilmemis konulara girer, diye bir önyargim var. belki de yanlis düsünüyorumdur. ama su an itibariyla böyle düsünüyorum.