***
bir yazarın; odasının dışında bir hayat olduğunun farkında olmayıp, rüştünü ispatlama yeri olarak sözlüğü seçmesi olayıdır... ya da bana öyle geliyor...
mevzu; geyiğin ciddiye alınmasıyla başladı, sonra baktık ki; lan samimiyetsiz bir ciddiye alış var burada...
tamamen geyik amaçlı bir başlık açılır... yani beyin standartları haydar dümen'e soru soranların üzerinde olanlar o başlığın geyik olduğunu anlayabilecektir, ya da siz öyle düşünürsünüz... başlığı açan da eğlene eğlene yazısını yazar... sonra bir bakar ki, altında sosyal mesaj vermeye çalışan saçma salak bakınızlar... lan ne sosyali ne mesajı... avea bile mesaj kaygısına son diyor amk, git bir avea al, beşbin beşyüz mesaj al, msn den telefon numaralarını alma başarısını gösterdiğin hatunlara-erkeklere ver mesajını... adamın yazma şevkini niye baltalıyorsun...
dedim ya geyikle başladı... sonra baktık ki... lan samimiyetsiz olmuş hep buralar...
ota boka; abazanların düşüneceği-yapacağı-isteyeceği vs şeyler... lan abazan nedir amk, kaç abazan tanıyorsun... hala bir de abaza yazmıyorlar mı, o zaman tepem atıyor işte... hay abazanlar kovalasın seni... hea yaram var da gocunuyorum sanma, senin yaşından fazla... neyse sktir et... yine anlamazsın...
bir de siyaset var... kahve kültürünü asla küçümsemem, çünkü lisede dersi asıp batak oynamaya giderdik... şimdi de lise arkadaşlarımla buluştuğumda yine giderim... ki küçümsesem hor görsem gitmem... güzel yerlerdir kahveler... siyaset oradaki kültürle yapılıyor... şimdi; lan küçümsemiyorsun diyeceksin o zaman neden böyle diyorsun... haklısın güzel kardeşim, ama ben oradaki samimiyeti seviyorum... siyaseti değil... şimdi; sen oralardan duyduğun ''ülkücüler kafatasçıdır, solcular gomünüsttür'' sözleriyle buraya gelirsen, afedersin bi sktir git çay koy derim ben sana... lan otur bi soluklan... hem nedir bu karşındaki kişinin siyasi-dini düşüncesini değiştirme çabası anlamıyorum... lan işte adam onu düşünüyor... bırak sevsin başbakanı, belli ki yaptığı şeyler hoşuna gidiyor... bırak sevmesin başbakanı demek ki hoşuna gitmiyor... neden sevdirmeye ya da nefret ettirmeye çalışıyorsun? bırak ne düşünürse düşünsün, sen sadece düşündüğünü, adam gibi söyle...
ateistleri öldürüyoruz, hristiyanlarla yahudileri hatunlarından dolayı skiyoruz, müslümanları da yobaz olarak görüyoruz... ne anladım lan bu skişten ben?
futbol... öyle tahmin ediyorum ki; erkek yazarların en az yüzde doksanı, çocukken mahalle maçı yapmıştır arada kazmalar vardır mahalle takımına alınmamıştır ama mahalle içindeki maçlarda kaleci kontenjanından elbet bir kadroda yer bulmuştur kendisine... o kadar yıllık oynadığın, hakkında en çok fikir sahibi olabileceğin spor hakkında bu kadar ahmakça konuşulamaz yahu! yok fener en büyük yok cimbom beşiktaşı sker... beşiktaş alayına gider... bu mudur lan sizin futbol anlayışınız? bu mu o kadar sosyal mesaj verirken, aslında içinizde kadroya girememişliğin acısını çıkartışınız...
moderasyonla ilgili olaylar da manyak zaten... bu benim entry mi haksız yere sildiii.... örtmeniiimmm... silerse silsin lan, bir daha yaz... bir daha yaz... hala mı siliyor? kapat bilgisayarı git bi cafede çay iç, kız kes, erkeğe gerdan kır... hiç mi yapacak işin yok da ağlıyorsun...
şimdi bunların sebeplerini söyleyeyim mi toptan? hepsinin aslında tek sebebi var...
gerçek hayatta farkedilmeyip, buralarda farkedilmeyi beklemek... bilgisayarın fişini çekince gidecek yeri olmamak... çay içeceği arkadaşı olmamak... dünyanın sadece bilgisayar başında dönmesi...
bu göstermelik duyarlılıkları da (toplumsal olaylar vs) aslında kendi egolarına duyarlılıkları, ben böyleyim ama kimse beni görmüyor hezeyanları...
'lan madem o kadar ciddiye almıyorsun neden bu kadar yazı yazıyorsun' diye sormaz mısın bana? aklın varsa sorarsın... sana sebep vermek zorunda değilim ama söyleyeyim... bir kişi için... bir kişinin yazılarımı görmesi için... 'lan madem onun için ne diye benimle uğraşıyorsun' diye de sorarsın sen? yani sorman lazım... ben yine cevap vereyim sana; sıkıldım lan... sadece yazmıyorum, okuyorum da... saçma salak yazılardan sıkıldım artık...
yoksa bi derdim yok sizinle... ama bir yerden sonra kaldırmıyor insanın bünyesi...
sen suna karmayi ciddiye almak desene... yazin hocam, arti-eksi-sukela faso fiso bunlar, bildiklerinizi ve dusuncelerinizi bircok insanla paylasabileceginiz bir platform var, kullanin. ego maymunlugu yapmayin, yani demek istedigim, sozlugu ciddiye alin ama begenilme hirsini kapilmadan; ya oldugun gibi gorun, ya gorundugun gibi ol.tarihin en super sozlerinden birisi, anlayana tabi.
sözlükte günde 1 saatten fazla geçirmektir. sonuçta bu sözlüğün yararları olsa da sonuçta vakit harcıyoruz. o vakitte kendine ve devlete çok faydalı işler yapabilir bir yazar. yeter ki saksıyı çalıştırsın. öyle sözlüğe entry girip onu bunu eleştirmekle, hükümete laf atmakla, yok şu şöyledir bu böyledir diyip bilgiçlik taslamakla bu ülke gelişmez. lafla peynir gemisi yürümez. icraat gerekir. bu entry tüm yazarlar içindir (ben dahil).
yapacak baska isi olmayan, hayatta kendine yer edinememis insanlarin yaptigi istir. yaz yazini, belirt fikrini, ver eksini artini, kir kicini otur rahat rahat, eglenmene bak.
bunu yapan insanlar herkesi kendileri gibi sandıklarından mütevellit (burada onların o kadar da büyük bir suçu yok yalnız. sonuçta hepimiz karşımızdakini kendimiz gibi sanırız, hayal kırıklıklarının en büyük sebebi de budur zaten. neyse bu başka bir mevzu.) hoşlarına gitmeyen şeyler yazan insanları da "gündemde olmaya çalışmak"la suçlar. karşı taraf da ister istemez, "ulan burası neresi ki, gündeminde olmak için kıçımı yırtayım? sen burayı ne sanıyorsun be!" diye isyan eder.
"insanın fikri neyse zikri de o olur." diye boşuna dememişler nitekim.
kimliğini bulamamışların; internet dışında sahip olmak istedikleri karakaterlerini, rol modellerinin düşünce ve hayat tarzlarını taklit edip sözlüğe aktarmaya çalışmasıdır. gerçek hayat farklı değil mi ay balam, özgüven orada böyle patlayamıyor, yapmak istediğin ve asla yapamadığın şakaları burada yapmak ne kadar kolay değil mi? ya da yaptığın esprilerin asla kimseyi güldürmemesi? belki burada bir özel mesaj alırsın, artı butonuna basarlar, belki celebrity bile olursun. lakin tarayıcıyı kapattığın anda sen hala aynı sensin. bırak artık burayı sosyal bir olgu olarak görme ayaklarını. ciddiye almayın, almayın veya alın zaten bir gün saat gece 12'yi vurur.
buradan kimse ülkeyi, kendini, tuttuğu takımı kurtaramıyor. sadece eğlenme amacını ciddiye almak gerekir sanırım. ne sözlüğün edebi gelişimi ne de içindeki tutarsızlıklar kimin umrunda olsun ki. yani, sözlüğü ciddiye almayın. sahihden olmasın.
gene boku çıkarılmıştır. ısrarla, sanırım sözlük çevresinden başka çevresi olmayan insanların atışmalarını izlemekteyiz 2 gündür. çok önemliydi okan bunu demiş, aylin aslım şunu demiş.
bilumum ünlülerin yaptığı eylemdir. nete girerler aaa bakayım sözlük kullanıcıları * benim hakkımda ne yazmış diye bakarlar. sonrada ciddiye alırlar. arkadaşım ciddiye alıncak bir yer değil burası.
(bkz: soguk iciniz)
· zall ın aslında asena olması
· 21 ocak 2010 uludağ sözlük reklam rezaleti (119)
· dostum sözlük demişsin ama billboard çıktı (2)
· o makbuz yayınlanacak (7)
· bana zall i getirin ...
· rezalet dediğin şey ...
· 10 milyon versem bokumu yer misin zall (5) ...
· 21 ocak 2010 hesap dondurma eylemi (53) ...
· uludağ sözlük ü kapatmaya kimsenin gücü yetmez (9) ...
· sözlüğü haddinden fazla ciddiye almak ...
· zall ın dolarları saymak için makine alması ...
· tez gelsin diye sevgilinin arkasından sperm dökmek ...
· kızılay uludağ ın bağışını tv de doğrulasın (3) ...
· haiti yalanına inanan saflar (5) ...
· uludağ sözlük ün aldığı reklamı eleştiren zavallı (4) ...
· zall (28) ...
· zall dan makbuz isteyen asalak sozluk yazarlari ...
· sözlük zallamaları ...
· salak ama mutlu insanlar (9) ...
· gene mi pilav ...
· uludağ üniversitesi kandilli rasathanesi ...
· uludağ sözlük (21) ...
· bir saatliğine satılmak (8) ...
· reklam gelirleriyle sahte makbuz hazırlatmak ...
· tepki çeken reklamlar ...
· sözlüğü bir geceliğine kapatmak (3) ...
· sle7in (2) ...
· zall ın henüz gerçekleşmemiş depremi bilmesi (4) ...
· uludağ sözlük e sorulabilecek tek soru (4) ...
· bugün 16 30 da hesapları 10 günlüğüne kapatmak ...
· 21 ocak 2010 ekşi sözlük reklam rezaleti ...
· tarihin en kötü reklam kampanyası ...
· istanbul depremi için bağış topluyoruz (3) ...
· 21 ocak 2010 uludağ sözlük admini nin şerefsizliği (2) ...
· haiti bağışı yalanı (7) ...
· bu geliri haiti teki depremzedelere bağışlıyoruz (23) ...
· sinemalar com ...
· para para para ...
· zall in özür dilemesi ...
· vodafone sözlük ...
· kaç para lan bu sözlük ...
· reklam gelirinin haitiye gönderileceği ispatlansın (13) ...
· artık vodafone kullanmıyorum bil bakalım neden (11) ...
· rezaletin getirdiği hit ...
· reklamın iyisi kötüsü olmaz ...
· bir vurus kac kurus ...
· zall vs george w bush ...
· minimal öykü denemeleri ...
· dostum reklam demişsin ama bu hack ...
· kapital karl ...
sözlüğün sürrealizmi temsil ettiğini bilmeden sözlükte yapılan herşeye ağlayıp sızlamaktır. burda herkes bir karakter. kimi iyi, kimi kötü, kimi hırslı, kimi tehlikeli... tıpkı dış dünyadaki gibi ancak burası sanal. dışarda içine kapanaık biri, burada çok aktif olabilir. ya da, dışarda suskun uysal biri burda troll olabilir. bunlar normaldir. gerçek arkadaşlar, dostlar, sevgililer... yaşamlar dışardadır gerçek dünyada. o yüzden rahat olmak gerekir, bazen çok da kafaya takmamak gerekir.
sadece uludağ sözlüğe özgü olmayan, günümüz paylaşım sitelerinde sıkça yaşanan durumdur. daha lümpen çevrelerde buluşup birbirini bıçaklamaya kadar giden bu durum, çıtanın yüksek olduğu platformlarda bile türlü türlü şekillerde açığa çıkar.
(bkz: sakin gençler)
-oynamayan siktirsin gitsin!!
halısahada koşmayan elemana söylenmiştir...(silah zoruyla oynatıyoz sanki orospuçocuğnu)ama haksızım tabi.. o piçde oyunu sikmek için elinden geleni yapıyo sonuçta...
-izlemeyen siktirsin gitsin!!!
ergazinosunda maç keyfinin içine eden orspuçocuklarına!. ama haksızız tabi.. o piçlerde maç keyfimizin içine etme görevini layıkıyla yerine getiriyorlar sonuçta...
-yazamıyosun. oku bari, onu da yapmıyosan siktir git desem yinemi haksız duruma düşerim! düşersemde düşeyim.. ben bu olayı ciddiye alıyorum sen almıyosan siktir git elini sik amcıkağız.. dolaşma buralarda!..
YÖK değil midir bu sözlüğün doğuşuna dolaylı yoldan katkıda bulunan, yani siz eğitim kurumlarının başında diktatör gibi oturursanız, yok özel güvenlik yok sivil polis diye kampüsü eli coplulara teslim ederseniz, her eylem yapana turkish biber gazı ve türevleriyle girişirseniz, tüm dünyada özgürlüğün ve demokrasinin beşiği olan üniversiteleri iktidarın hakimiyeti altına almaya çalışırsanız, rektörleri hep badem bıyıklılardan seçerseniz yani kısacası düşünen bireylerin düşünmesini engellerseniz onlarda kendilerine başka platformlar bulup seslerini duyururlar.
bugün kendileri hakkında eğitimli gençlerin yani yarının hakimlerinin,mühendislerinin,doktorlarının ve yöneticilerinin ne düşündüğünü bilmek isteyen her tanınmış, ünlü kişi sözlüklere başvurup genel bir görüş elde edebilir.
tabii bu bir varsayım, ama yukarıda anlattıklarım sözlüklerin amaçlarından biri en azından ben böyle düşünüyor ve sözlüğe bu düşüncelerle yazıyorum.
"gazetelerin redaksiyon" larında orasından burasından kırpıştırılarak yansıtılan, birçok "yamuk" haber yumaklarıyla çevrilmiş insanların , aynı kendileri gibi olan, ama sözlüğün " dedikodu" yüzdesine fazla takılmayan, diğer görüşdaşlarının yazdıklarını okuma gayretiyle güttükleri his.
bu dünya da dünyanın futbolcu ya da işte internetten resimlerini tanıdığımız güzel kadın, büluğ çağı menşeili "kızla çıkmak" ya da "kıza çıkma teklif etmek" türü başlıklar dışında konuların da olduğunu bilen yazarların yazdıklarını okumak için beslenen bir tür his.
sanal sosyal falan nedir kardeşim, en nihayetinde karl marx´ın "das kapital" i ya da winston churchill´in "ikinci dünya savaşı" nedir ? onlar da "sanal sosyal" davranış değil midir?... hali hazırda yazılmış herşey "sanal" dır...bütün edebiyat sanatı sanaldır. o açıdan bakınca tek gerçeklik olsa olsa matematik olur.
...de gene de kalite içeren yazıların daha bir sık yazılmasını da isterdik tabii...
en güzeli ama gene de- gerçek ve serbest olması, yazıları bi redaksiyonun belirli bir ideoloji bağlamında "sünnetlememesi". bu bakımdan bu sözlük aslında en ciddi bildiğin gazeteden daha bir ciddiye alınması gerekir. çünkü her gazetenin bir yayın yönetmeni vardır, bu adamın bir ideolojisi vardır, ve bu adamın kurduğu bir "redaksiyon masası" vardır. bunlar önlerindeki binlerce haberden kendi işlerine yarayan konuları, bir de kendi işlerine gelen şekilde kullanarak haber yaparlar, sen de onların yaptığı şeyi "mutlak gerçekmiş" gibi okursun.
benim bu sözlükte hoşuma giden burada bunun olmamasıdır. e tabii birşey serbest olunca oraya bir sürü lavuk da haliyle doluşacaktır. o da işin yan etkisi tabii.
