evet iş ilk mesajı atmaya karar vermekte yatar. bir anlık cesaret uleeen cevap vermezse ne çıkarla desteklenir ve güdük tanışma jargonuyla mesaj karalanır. bu süreç bütünsel bir yapı arz eder. ilk mesajın atılmasıyla başlar, msn istenmesine kadar devam eder. tabi konuyu sebep sonuç ilişkisi içerisinde, ilk cesaret tohumlarının filizlendiği yerden başlatmak olasıdır. sonra mesaj yazılır. akabinde cevap gelir veya gelmez. bu doğrultuda karşı tarafa bir şeyler yazıp yazmama mesajdan sonra sürdürülür. entrysini çok beğendiğinizi ağzınızdan bal damlayarak ifade ettiğiniz mesajınız karşı taraftan olumlu yanıt bulmuşsa mesaj trafiği sıklaşır. karşılıklı atılan 7-8 mesajdan sonra niye msnde görüşmüyoruz olur bu anlar işte bir yeşilçam klasiğine şapka çıkaracak cinsten bayağılıklar içerir. tanışıncaya kadar alttan almalar entryleriniz ne kadar ilgi çekici demeler havada uçuşur. amaca giden her yol mübahtır stili bir yumuşaklık göze batar. ee bir de yanıt gelmeme ihtimali var tabi. işte burda alıngan bir çocuk edasına bürünülür. yanıt vermezse kendine eder psikolojisi sonradan oluşur. önce şans 3-5 kere zorlanır. olmayınca zorla güzellik olmayacağı akla gelir. diyelim ki mesaj trafiği aldı yürüdü. sonra o büyülü tümce dilden dökülür. msnini alabilir miyim? genelde mesajlaşmalara binaen msn alınır. uzun yorucu yolculuk mutlu sonla biter. artık, sözlükten değil msnden yazışılacaktır. kamera falan açıncaya kadar da bir süre geçecek tabii. bunların hepsi sebep sonuç içinde kesinlikle öyle.
ilk andan son ana her aşamayı yazalım:
1) farkındalık/ beğenilen entrynin hoşa gitmesi
2) cesaretin toplanması
3) mesajın yazılması
4) cevap beklemek (olumlu ya da olumsuz mu acep? entry beğenisinden yola çıkıp gönderdiğiniz tanışma mesajına ne tarz bir cevap geliyor! işin bu kısmı mühim!)
5) cevap dünden razıysa halden memnunluğu bin kilometre öteden anlaşılacak şekilde trafiği sıklaştırmak
değilse zorlama mesajlara devam etmek bir noktada durmayı becerememek en sonunda kaale alınmama hissiyle kendi kendine eder deyip geri çekilmek
6) olumluluğun akabinde mesaj trafiğini sıklaştırmak boş bırakmamak
7) o büyülülüğü su götürmez tümce: msnini alabilir miyim? *
8) msnde yazışmaya devam dur durak yok!
9) bilgisayarının kamerası var mı?
10) görmek istemek... acep güzel mi? acep yakışıklı mı? *
demek 10 aşama söz konusu içeriyor bu bütünsel süreç. arada sebep sonuçlar var unutmuyoruz!
şöyle bir şey var: tanımadığın kişilere kendini anlatmak, tanıtmak, hele hele bunu sözlük gibi mizah ve yazım yeteneğini göstermekle hevesli bir çok gencin olduğu bir ortamda yapmak bazen çok sıkıcıdır.
aşağıdaki örnekte bir altıncı nesil gariban yazarı (ben ve benim gibi vasat kişiler altıncı nesil ortak parantezine alınmıştır) ve onun yazılarını, tarzını beğendiği bir yazara bunu beğendiğini anlatmaya çalışmasını göreceksiniz.
altıncı nesil gariban ın elinde bulundurması gereken formül şudur:
(refere edilen entry) + (gülme efekti) + (onaylamak) + (daha önceden okuduğunu belli etmek) + (komiklik yapmaya çalışmak) +(takip edeceğine huzurlarında söz vermek)
mesaj da şöyle: (#9874598749527345) ahahahahahahahahhaa, gerçekten de öyle, zaten sizin diğer yazdığınız da bu düşünceye göndermeler vardır (gönderme derken sakın size yazdığım falan anlaşılmasın burda :P), gerçekten sizin gibi çok az yazan var şurda, çok teşekkür ederim yazdıklarınız için. sen hep yaz, biz hep okuruz.
süreç bu şekilde işliyor, kendini tanıtma angaryası, kibarlık yapmaya çalışmak, samimiyetsiz espriler yapmak, hakkaten ben de iyi bir yazar olsaydım böyle "ben zekiyim, sizi çok beğeniyorum" tadındaki mesajlara hep aynı kibarlıkta mesajlar yazmaya üşenir, onlar için ayrı bir şablon hazırlardım. ya da hazırlamazdım. bilmem ki, o kadar çok şeyi tek başıma ben bilemen.
bence aramızdan seçeceğimiz bir grup insanın buna dur demesi lazımdır. mesaj bölümüne lütfen ama lütfen word' deki şablon cv' ler gibi şablon mesajlar hazırlansın.
