Felsefik entryler yazma şimdi ben kendime profil yapmışken alkolik efkarlanışlardan,
konuşuyoruz bak fena mı?
Sen mesaj kutumda
Hayalden falan,
açık da oylarım birazdan,
nickaltı da girerim hatta.
entrylerin fingirderken gözbebeğimin içine içine,
Tam stalklarken tüm galerini,
Zorla güzellik değilse de zorbadır güzellik.
Öğrenirken nickaltında cilveleştiğin birisi olduğunu,
Teslim olmadım da ben esir alındım sayarsın artık!
Kelepçelendim lan sana,
iki heceli nickin bir dizi parmaklık.
Uludağ'da karı düşünüyorum karı
Donları çözülmüş karı
Masamda buz gibi biram
Hani ya rakım
Herkesin elinde siki kayıyor
Benimki kırık
Benim adım Orhan Veli Kanık
Yüreği yanık...
Yağmur yağar,
Islak sokaklarda mahlukatın eşsiz sesleri.
Aklıma geliyor yine sensizlik...
Özlüyorum birlikte geçen güzleri...
Ve sonra bir k o r k u düşüyor içime.
Bana gidişini hatırlatan.
Sessiz bir çorum sabahı
Önce peynirle doldurdum tabağı
Zaten çay demliydi bayağı
Lakin zeytin yoktu
Üzüldüm doğrusu bu işe
Kalktım devirdim bi büyük şişe
Kedime de verdim az bişe
Isırdı elimi şerefsiz
Zıpladım kalktım ayağa
Lan sen ne yapıyosun babaya
Ayağından tutup kaldırdım havaya
Rica ediyorum yapma bi daha
Irzını sildiğimin kedisi
basitçe sev beni
öyle çok ayrıntı istemez
düşünme mesela hep
aklına gelmeyeyim çokça
gözlerimi seyret
ama kaybolma içinde
gün gelip çekip gittiğinde
iyiki tanımışım de sadece.
cümlelerin oje kokardı
anlamadığım entrylerin içinde
nispet kokan eksilerin
ıstırap dolu bildirimler gönderirdi sayfama
manasız bakışlı kadın, sensin o
yaşlanırken sözler ellerimde
avuçlarım yoksulluktan kaşınıp
zamanı tırmalardı, yoksun, gecelerimde
afaki gözlerin, belki biraz ela
ramak kala tutundu gözlerime
ırmaklar kadar sevgilerim
menkul miktarda hürmetlerimle