Papatyalarımızın, lalelerimizin, sümbüllerimizin, yaşam kaynaklarımızın, hayatımızın anlamlarının şu saat olmuş hala daha prensesler gibi mışıl mışıl uyudukları gerçeğidir.
Yorganin sıcaklığıyla ve uykularının ağırlığıyla bazıları tuhaf bir sarhoşluk yaşamaktadırlar efendim. Göz kapakları açılmalarini güçleştiren bir ağırlıkla kendilerine hükmetmektedir.
Vazgeçilmez uykularının bu en güzel saatinde yanlarında olmak vardı oysa.
Kendilerine has kokularinin en yoğun biçimde odalarına salındığı bu çiçeklerin kokuları arasında sarhoş olmak vardı.
onlara sarılmak ve öpmek vardı...