format atılması gereken formattır.*
bir ünlüye ya da herhangi bir şahsa küfür edecekseniz, isminin mevcut olduğu başlığa iltifat etmeyin, çaylak olursunuz.
en iyi format, ölü formattır. mankenlerimizin bile quantum fiziği şey ettiği, wikipedia'nın , olmadı google tanrısının her soruna yanıt verdiği alemde niye kendimizi kasalım? itiraf ediyorum çaylaklık dönemimde girdiğim entrylere cok ciddi emek verdim. mumla arasan bulamayacağın bılgiler var orada. ama kimse okumuyor. kader utansın.
espri kaldırmayan, herhangi bir entryde ilk cümle tanım da olsa, bir entrydeki bir çok cümle kendisine uygun da olsa kurallardan birisini ihlal eden bir cümle ya da kelimeyi sindiremeyen iç hizmet kanunu. gece delinir genelde sözlük formatı. merak etmeyin sabaha çaylaksınız.
ekşi sözlüğün 1999 yılında açıldığını hepimiz biliyoruz zaten ki o zamandan bu zamana neredeyse 10 yıl geçti. aradan geçen bu 10 yılda hemen hemen 2. yılda format otursa da söz konusu formatın 5. ve 6. yıllarda esnemeye başladığı su götürmez bir gerçek.
bugün asıl halinden çoktan uzaklaşmış bir format var elimizde. bir de üstüne yazarlar kafalarına göre esnemiş olan formatı dağıtıp duruyorlar. vahim olan ise her yazarın 'yav bu entry formata aykırı değil, kahrolası yönetim bunu neden sildi'' diyip moderasyon üzerinde baskı kuruyor.
başlığı tanımlamaktan başka derdi olmayan bu formatın ısrarla anlaşılamaması ve anlaşılmayan halinin bir de yanlış yorumlanması sebebiyle darma dağın olmuş bir formattır bu.
bugün '' sözlüğü günlük gibi kullanmak '' ve türevi başlıklar tesadüfen açılmış değildir. zira sözlük yazarları çoğu kez tanımı manımı bir kenara atıp başından geçen o güzide olayı bir hevesle anlatıyor.
işin kötüsü bu değil ama. işin kötüsü formatı anlamaya çalışmayan ve anladığını zanneden yeni nesil yazarların türemesidir.
tek umudum 2000 doğumlu yazarların birkaç sene sonra sözlüğe doluşup milenyum zihniyetlerini sözlüğe yayması, onların artık ablaklıktan çıkması. ben bayrağımı 2000'li yazarlara devredicem öncesi şahsım için sadece '' küçük esnaf''.
şimdi bu entrye gereksizdir desem yanlış olur, olmaz. hatalı desem olmaz. sikko desem olmaz. şimdi bu giriye ne denir çözelim.
sözlük formatı nedir, ne değildir bunu bilmek lazım. bahsi geçen entrydeki hata -bana göre- sonundaki cümledir. ve buna formata hakim olmayışın yanında format kurnazlığı da denir. sebepleri budur. peki sonuçları? sonuçları da açık ve net konuşuyorum, basitliktir.
burada nickaltı girisi yazmış. kimden bahsettiği belli, bahsettiği kişinin bir sözlük yazarı olduğu belli, onunla ilgili bir şey anlatmış bir yorum yapmış, anlatmış anlatmış. sonuna da gitmiş;
"tanım; bik bik bik"
bu ne be!! nasıl bir basitliktir bu. nedir yani amaç ne? böyle yazanlar çok var.
bir de şu var;
tanım; bilmemne bilmemne... (başından savmak için geçiştirilmiş güya kuralına uygun iki üç cümle.
yorum; ............ (saydırmış da saydırmış. ulan çakal asıl amacın zaten o yorumu yazmak, yani o formatı o yorumuna yayabilecek iq seviyesinde değilsen git elişi, kanaviçe, iğne oyası yap veya git kendini sigara dumanına boğabileceğin bir iddia bayiinde kupon yap.
not: şimdi ben şu yukarda kümes hayvanlarından bahsettim ya dur bir de tanım gireyim.
tanım; sözlüğe güzel güzel entry girmek için uymak olduğumuz kurallar bütünü.
Başında herhangi bir spesifik özellik belirtilmesine gerek olmayan, yani dünyanın neresinde üretilmiş, hangi dilde yazılmış, kim tarafından basılmış vs... gibi bilgilerin ötesinde, sadece "sözlük" olmasının bizim için yeterli olduğu insan ürününün, bu defa yazıcısının ve onun oluşumunda gerekli ortamı sağlayan bütün koşulların etkisi altında kalarak biçimlendirilmesi yani bir nevi gelişim göstererek kişiselleşme durumudur.. Her sözlük bu gelişimi gösteremez, gösteren de zaten hafızalardan silinemez.. (bkz: uludagsozluk)
yapmazsan ya da eksik yaparsan gibi bütünlerin eksikliği ile ilgili silinmesi muhtemel sopa ucunun koltuk altından gösterildiği komutlar, kurallar bütünüdür.