En sevdiğim arkadaşlıktır.
Birbirimizi hiç görmesekte aramızda mistik bir bağ var. Belki de yüz yüze görüşsek bu büyü bozulacak.
Mesela sözlük arkadaşlarım bana kısaca gina der.
Hoşuma da gider. Fakat Sivil hayatta kimse bana böyle seslenemez.
Akrabalarımdan çok daha kıymetli olan arkadaşlıklardır.
Hiç birini görmesem bile böyle hissediyorum.
En azından akrabalarım gibi;
Başına kötü bir şey gelse de sevinsem... Diye pusuda beklemiyorlar. Herkes kendi dalgasında yazıyor burada.
yılların tecrübesiyle diyebilirim ki yüzde 70'i julius caesar ve brutus arkadaşlığı gibi olan arkadaşlıklardır. ihanet kelimesini çok duyar ve gittikçe daha az kişiye güvenmeyi öğrenirsiniz.
5 sene önce tanıştığım biri var. Reel hayatta bu kadar konuştuğum erkek kankim yok. Öyle her gün günaydınn kankaaa gibi iğrenç gevşekliklerimiz de yok. Devamlı da konuşmuyoruz. Sinir bozucu ve gerçekçi bir muhabbet. Güzel bence.
yalandır dolandır...
askerde de arkadaşlık, o, bu, şu dediler...
geçin bu işleri, iki güne kimse kimseyi tanımaz dedim..
21 günde can ciğer kuzu sarmaları bir daha görüşmeyeceklerdi elbette...
ben hep alıp başımı giderim... boş muhabbetleri çekemem. yalandan samimiyetlere gelemem.
aydır dostum, güneştir, yıldızlardır. gökte uçan martı, bir de yarin soluğu, sokulgan elleri...
tanımam başka yakınlıkları, özlemem, istemem.
uzak olsun benden şamatası, sevinçleri, kahkahaları insanların.
ben başımı dinlerim yarimin gözlerinde.
bir denizin ortasında, canım avuçlarının içinde
birbirimizi dinleriz hiç konuşmadan, çırılçıplak, gecede...
Gerçek hayata taşınmadığı takdirde çok güzel olan arkadaşlıktır.
Çünkü yakınlaştıkça birbirimizden tiksinebiliriz.
Schopenhauer'ın kirpi ikileminde anlattığı gibi:
Yakınlaşırsan ısınırsın ama dikenler de batar.