milli eğitim bakanı nimet çubukçu'ya ait "ekmek bulamıyorsanız pasta yiyin." şeklinde bir beyanat.
sayın bakanımızın referandumla ilgili beyanlarının akabinde ve tam da "hak ve eşitlikten" dem vurması üzerine ağrı'da sözleşmeli öğretmenlik yapan bir öğretmenin "aynı işi yapmamıza rağmen neden aynı haklara sahip olamıyoruz? sınavdan 40 puan alanların ataması yapılırken 79 puan alıp da neden atanamıyoruz?" şeklindeki sorusu üzerine gelmiştir.
statüko mu diyorduk bu gibi durumlarda hani bir söz vardı. oradaki farkla doğrudan alakalı bir durum bu beyanda da göze çarpıyor... devlet bakanımızın tuzu nemli olmadığı için üç kuruşluk ücretle devletin bile devletliğini yitirdiği yerlerde öğretmenlik yapmayı göze almış olan insanlara bu ukalalığı yapabiliyor.
velhasılı bir milli eğitim bakanı, hukuki bir alanda yapılacak değişikliklerle mi ilgilenmelidir? yoksa ki kendisine bağlı kurum ve çalışanlarla mı? evet, her ikisiyle de ilgilenmesi gerekir aslında ama önceliği kati surette kendisinin bağlı bulunduğu kurum ve bu kurumda kendisine bağlı olanlardır.
velhasılı baktım dolaba pasta da kalmamış. pastadaki pay sahipleri amınakoymuşlarken ortalığın, şaşırtmadı ama beni sayın bakanım...
"Milletin derdini dinlemeyecekseniz bakan-milletvekili olmayabilirdiniz" şeklinde cevaplanabilecek söz. Öte yandan dert dinlemeyecek, çözüm getirmeyecek, üstüne üstlük sorun yaratacak insanların neden milletvekili ve bakan oldukları açıktır.
17 sene okuyup ailenizin eline bakın demekle aynı şeydir. 23 yaş ve üstü bir genç sözleşmeliye başvurmayacak da annesinden babasından 3 lira 5 lira mı isteyecek? hangi insan kaldırabilir bunu? sayın(!) nimet çubukçu bu gençleri bu hale getiren sensin bir de sütten çıkma ak kaşığı oynamıyor musun sana söyleyecek söz bulamıyorum. seni allaha havale ediyorum.
sevgili milli eğitim bakanmıza gelir gelmez yücelttiği okul öncesi öğretmenleri, bu öğretmenlerin komik derecede düşen kadrolu atanma puanı ve bu puanın diğer branş öğretmenlerinin afedersiniz g.tüne girmesi sorunsalı yöneltildiğinde de " anaokulu öğretmenliği okuyabilirdiniz, ben mi dedim size tarih, coğrafya, matematik oku diye " şeklinde saçmalaması muhtemel dedirten haber. ***
atama zamanı geldiğinde sözleşmeli öğretmenleri kadroya geçiren, diğerlerini de sözleşmeli atayan, atama olmadığı zamanlarda gece 12'den sonra kimse duymadan okullara kalem bıyıklılarla türbanlıları tepeden atayan milli eğitim bakanı eğitimci bile olmayan çubukçu'dan mı bahsediyoruz?
e öyleyse tanım da yapmak şartsa;
kendisinden beklenenden öteye geçmemiş cümledir.
not: bu kimin zoruna da gitti bastı eksiyi söylesin çok merak ettim. n.çubukçu burada mısın?
şimdi, bunların çoğunun içlerinde bir canavar var, zaman zaman ellerinde olmadan çıkartıyorlar bunu. ananı al da git, ölmek madencilerin kaderinde var, tersane işçileri köylü, düz toprağa alışık, o yüzden düşüp ölüyorlar falan diye kaçırıyorlar ağızlarından.iyi ki de kaçırıyorlar.
sonuç: sayın bokan yine sıçmış, ama temizlerler kısa zamanda, bişey olmaz.