Kurşun kalemin silinebilir yazısıdır, kabul; sana yazdıklarım kurşun gibi sözler olsun istiyorum oysa ki azra, canevinden vursun. Öldürmek hiç bu kadar güzel olmamıştı, kalemim kırılıyor seni kırarken. Sana ettiğim yeminlerden ben dönmedim. Sen şimdi alıp başını giderken her adımda kendini çiğniyorsun, adının hasretini soğuk bir damga gibi alnıma vuruyorsun azra.
Sabır taşlarıyla örülmüş direncimin yıkıntılarından geçip git, arkana bakma. Sözlerinin ağırlığıyla nasılsa göçüp gitti bedenim, yorgun demirler çözülüp paslanırken sen hep güçlü ve erişilmezdin. Aklımın oyunlarında başroldeyim, çıkmaz sokakların köşe tabelaları gibi her yerde senin adını görüyorum azra.
Sözler artık benim mülküm değil, sözlerin aramızda duran bir kılıcın keskinliği, sözlerin ölüm gibi kokuyor, geri gelmeyenin yasıyla mezartaşlarımı karartıyor.
Saçlarımın gümüş ağlarında yuva yaptı örgücü kaderim, seni de bir gün göreceğim. Yer değiştirmeyen gölgemin üstünde çarmıha gerileceksin..