bir kez daha bir deli kuyuya taş atmış kırk akıllı çıkaramamış hadisesi yaşıyoruz. yine de taş atan kolum yorulacak değil ki, ben de açıklamamı yapayım.
zeka kısmen ölçülen bir kavramdır. istatistiğe döküp bu genelleme yapılsa bile geçerli sayılmayacağı için sözelcilerin zeka düzeyini düşük adletmek "gerçek" onu bırakın "doğru" değildir.
eğitim sistemimiz gereği zeki insanların zorla sayısalcı yapıldığı bir gerçektir. ancak bu sözelcilerin zeka seviyesinin düşük olduğu anlamına gelmez. aksine sözel bölüm okuyanlar genellikle yönetici olurlar ve zeki geçinen sayısalcılardan üst mevkilerde yer alırlar.
(bkz: yapamayan yönetir.)
radyo televizyon gibi sözelden alınan bölümlere gitmek için çok zeki öğrencilerin de dahil olduğu grubun sözeli seçtiği gerçeğini düşünürsek, saçma bir genellemedir.
ha, notu başka alanlara tutmuyor diye sözel seçtiyse, o ayrı.
ancak, genellenemez.
sözel zeka diye bir kavram ortaya çıkmasına yol açmış gerçektir.
sözel zeka gerektirmez sözel kapasitesi herkeste vardır. zamanla kitap okumakla geliştirilerbilen bir yetenektir. kişi sayısal zekaya sahipse * sözeli de yapar ama kişi sözel zekaya sahipse istediği kadar uğraşsın kafası basmaz sayısala.
edit : kuyruk acısı dedikleri bu olsa gerek. ne kadar çok eksilediniz ya ne var ki bunda kabul edelim arkadaşlar.