sayısal seçmekle zeki olduğunu zanneden sayısalcıların arkasına sığındığı, sözde gerçek.
sayısalı olan sözeli de yapabilir, sözel kitap okumakla geliştirilebilir ama sayısal öyle değildir diyen yazarlar da varmış ya, ben ölüyorum arkadaş burda gülmekten.
soruyu önce anlamanız gerekir. kitap okumuyorsanız matematiği de yapamazsınız.
sözelcilerin zekalı düşük değildir ancak bir matematik görmedikleri için beyindeki mantık yolları henüz kurulmamış,fen görmedikleri için ufku dar insanlardır.
lamarck duysa çok alınır.adam o kadar hipotez kurdu kullanılan organ gelişir kullanılmayan körelir diye.yani azizim durum şu ki ben ortaöğretim yıllarımda sözeli seven bir öğrenciyken meslek lisesi sayısal bölüm okumam üzerine de malum öss'ye sayısaldan hazırlanmaya başladım.ilk zamanlar sayısal zor ve gereksiz bir iş gibi görünse de zamanla çözdüm kavradım zevk almaya başladım ve evet aynen bu başlık yazarı gibi sözelcilere karşı ince bir kibir oluştu üzerimde, karşımda ki kişi sözelciyse daha bir kasılıyorum "sayısalcıyım" derken, o nasıl bir hava nasıl bir haz yarabbi.
ama olay o değil herkes alanı üzerine yoğunlaştığından diğer tarafı eksik kalıyor.misal yine sayısal bölümden bir arkadaş denemede türkçe-1 testinden 15 neti zor görüyordu mat -1 den ful çıkartırken.
ortada bir zeka sorgulaması yapılacaksa okuduğu paragrafta olan cevabı altta ki şıklarda bulamayan bünyeleri sorgulamak gerekir.ama diyoruz ya mesele o değil, mesele kişilerin yoğunlaştığı alanla orantılı.ama yine de sayısalcılarca çok zevkli bir şeydir sözelcilere "ben sayısalcıyım" demek.*
yazarlık vasfı kazanmış insanlarca ortaya atılışı çok büyük hezeyan...
zira yazarlık lan! sözel, sözel! demek ki sayısalcı da sözelci de olsa bizlerde de ucunadn köşesinden bir sözelcilik var.
sayısaldan bir ajdar var da sözelden kaç ajdar var efendim..
Zeka düzeyi ile alan seçilmiyor ama sayısal insan zekasını geliştiriyor.Bu yüzden sayısalcılar daha zeki oluyor sözelcilere göre.Kimse inkar etmesin...Bir sayısal öğrencisi olarak dersanede hocaların bizde sözelcileri devamlı aptal mıdır nedir gibi bir şekilde anlattığını da biliyorum..
sayısaldan sözele geçmiş ve orada daha başarısız olmuş tanıdıkları olan bir eşit ağırlıkçı olarak söyleyebilirim ki, kesinlikle zekayla alakası yoktur bu durumun. ilgi alanlarıyla alakası vardır. yani saçma bir önermedir.
hayatta başarılı olmanın, zeki olmanın ölçütünü öss sınavına indirgemiş olanların cümlesidir bu. bu adamlar hayata da a,b,c,d ve e şıkları gibi bakalar.
efendim, sayısalcılar öss de sözel soruları kaçırmıyorlarmış da, sözelciler sayısal soruları kaçıyormuş.
şimdi senin zekilik kriterin o her fırsatta durmadan sövdüğün ösym ve onun biricik sınavı öss midir ey süper zeki arkadaşım?
eğer öylese zaten ben kabul ediyorum, sen süper zekisin.
burada daha çok şey anlatır, çene patlatırdım ama bu çene patlatma neticesi herhangi bir determinist kural çıkaramayacağı için sayısalcı arkadaşlar anlamakta zorluk çekerler diye anlatmıyorum.
ben bu çok zeki sayısalcı arkadaşlardan bir nobel ödülü bekliyorum. ne bileyim bir kimya ya da bir tıp dalında olabilir bu ödül. ya da nobel olmasa da bir yenilik, bir teknoloji neyim bul lan madem çok zekisin. güzel yurdumun dört bir yanında sayısalcı kaynıyor fakat türkiye bir türlü teknoloji alanında atılım yapamıyor. allah allah. ilginç değil mi bu lan? bir de bunu höttirik üniversitesi zıtırik mühendisliğinde okuyan birinden duyunca insan daha bir hoş oluyor.
sevelim sevmeyelim türkiye'nin edebiyat dalında bir nobeli var. (ayrıca bu nobeli hak etmiş en az beş yazarı da var. bunları bir çırpıda sayabilirim.(yaşar kemal, fazıl hüsnü, hasan ali toptaş, ihsan oktay anar vs vs) ve bu nobeli alan adam mimarlık fakültesini yarıda bıraktıktan sonra gazetecilik okudu.
cahit arf'dan sonra (bir de bir beyin cerrahımız vardı onu da unutmamak lazım) bi' tane sükse yapmış, başarılı olmuş sayısalcı hatırlayamıyorum nedense ben. ama bağışlayın zeka düzeyim düşük olduğu için hatırlamıyorumdur belki.*
öğretmenlerin "çok zekisin sözel sınıflarına girersen harcanırsın" telkinleri sonucu tedirgin olup tüm o boğaziçi üniversitesi ingiliz dili ve edebiyatı hayallerini bir yana bırakmak zorunda kaldıysam, işte bu yanılgı yüzündendir.
türk eğitim sisteminden nefret ediyorum ama asi ergen nidasıyla sistemin çarklarından dem vurmaya hiç niyetim yok. bugüne bugün sayısalcıyız..
alemde ne kadar tarih profesörü, dil bilimci, edebiyatçı, akademisyen varsa, alayının düşük zekalı olduğunu iddia eden önerme. ben zaten 11 dil bilen bi adamın* ya da hintçe dahil 7 dil konuşan bi kadının * zekasının yüksek seviyelerde olduğunu hiçbir zaman düşünmemişimdir.
günümüz dünyasında maalesef zeki denilince akla sayısalcılar geliyor. bu düsünceninde hala devam ettiğini şu başlıktan anlıyoruz. insanların zeki olması için sayısalı yapabilmesi şart değildir. sonucta zeka, sözel zeka\sayısal zeka diye birçok bölüme ayrılmıştır. kısacası yalan bir gerçektir.
başlığın sonunda yazan "gerçeği" kelimesi bu başlığın ispatlanmış olmasını gerektirir ki ispatı yapılmamıştır. zaten insan beyninin bu yüzyıla kadar sadece çok küçük bir kısmının nasıl çalıştığına dair bilgiler vardır. bu sebeple bu başlık bir gerçeği değil, sadece bazı insan soyunun kanıtlanamamış -ve hatta kendilerinin de kanıtlayamayacağı- "kafadan uydurma sanatına" güzel bir örnektir.
eğer öss ve benzeri sınavlar zeka kıstası olarak değerlendirilirse doğrudur. şöyle ki doğru düzgün sözel çalışmayan ortalama bir sayısal öğrencisi sürekli sözel çalışan ortalama bir sözel öğrencisinden daha fazla sözel net yapmaktadır.
fakat zeka denilen şey başkadır. mesela, çok para kazanan insan daha zekidir demek daha makul..benzeri gerçekçi örnekler verilebilir..