şimdi öyle demeyelim de, daha tembel oluyorlar rahatlarına düşkünler diyelim kimseler alınmasın..
bir de pek bir hasarı oluyorlar yahu, liselerdeki tum afacanlıklar, serserilikler de bu sözelcilerin basınının altından cıkar genelde..
sayısalcılık zeka belirtisi değildir. bir sözelci olarak söylüyorum ki psikoloji okuyan herkes bilir zeka soyut/somut, sayısal/sözel, nümerik/görsel şeklinde ele alınır.
zeka düzeyi olarak sayısal işlemlerden bahsediyorsak tabiki daha düşük sayısal zekaları vardır ama bu sayısal ders görerek yapamıyacaklarını göstermez, şahsen görsel zekamın geliştiği kanaatindeyim, sayısal derslerde gördüğüm formüllerin tamamını hatırlarım, fakat ne işe yarayacağını bilemem yani biraz daha ders görseydim anlardım heralde.
ayrıca ezberinde sevgiline okuyacağın bir şiir olmadıktan sonra yemişim sayısal bölümü.
son olarak sözel bölüm sosyal bölümdür, sözelde öğrendiğiniz şeyler hayatınızda işe yarar.
not:gelsin her türlü sayısalcıyla hafızada kapışırım kardeşim iddaalıyım.
Böyle bir gerçek ancak ütopya aleminde olabilir, yani yoktur gibi...
Sözelcilerin zeka düzeyinin düşük olduğu varsayımı, bütün sayısalcıların zeki olduğu anlamına mı gelmelidir, ikisine de vakıf olanlar da örta düzey bir zeka seviyesine mi sahiptirler? gibi cevabı anlamsız olabilecek bir sürü soruyu da akabinde getirmektedir bu varsayım.
Zeka'nın birçok yönü bulunduğunun bilinmemesi ile doğru olduğu kabul edilecek olan önermedir. Duygusal zeka, sayısal zeka, sosyal zeka vs. gibi zekanın türevleri olduğu düşünülürse önerme baştan çürümüştür zaten. Hangi zeka düzeyi düşüktür? Bunlardan bir veya birkaçı düşükse, 'zeki olmayan' mı kabul edilmelidir... diye bu tezin doğru olmadığını ispatlayacak bir sürü kanıt vardır...
istediği meslek sözelde olan bir insan için asla geçerli olmayandır. aslına bakılırsa hiçbir sözel öğrencisi için geçerli değildir. * çünkü sistem bu kadar boktanken genelleme yapmak saçma. öğrencileri bu hale düşürenlerin zeka seviyesinin düşük olduğu ise bir gerçektir. *
yıllar önce tüm sayısal dersleri iyi olduğu halde sözel bölümü seçmiş, gerekçesini "bilimde mümkün olduğunca kendini ifade edebilme alanı bulmak" olarak açıklamış biri olarak,
başlıktaki önermeyi kabul ederim. ancak, iddia sahibi;
sayısalcıların ifade etmeye ihtiyaç duydukları bir kişiliklerinin olmadığı gerçeğini
kabul ederse.
tabi ki yok böyle bir şey. başlıktaki gibi bir gerçek de yok. ancak genel olarak, hata payının yüksekliğini baştan kabul ederek şöyle bir yaygın kanaati gündeme getirebiliriz:
vay anasını zaten öğrenim hayatım boyunca sözelci olduğum için öğretmenler tarafından çaktırmadan olsa da aşağılandığım yetmedi bir de sözlükte eziyorlar. sanki bu ülkenin yüce sayısalcıların dan bir cacık oluyor da! her bölüme girerken sayısal başarı arıyorlar ama yine nafile yine nafile. o kadar matematik dersi var okullarda bir dünyaca ünlü blim adamı çıkaramadı şu ülke. sonra da ülke niye geri kalıyor diyorlar. hukuk, siyasal bilgiler, sosyoloji, felsefe gibi sözel zeka isteyen bölümlere matematik öğrencisi alırsan daha çok geri kalırsın. sonra da tarih bilmeyen, türkiyenin yerini haritada bulamayan siyasalcılarla, uluslar arası ilişki öğrencileriyle dolar bu ülke.
bir sayısalcı olarak nefretle kabul ettiğim önerme. ancak şurası da en az bu önerme kadar gereçek ki hala o "müthiş zeki" sayısalcılardan doğru dürüst bir bilim adamı çıkamadı.
Sozel bolum secenleri, sayisala kafasi basmayanlar olarak algilayan birinin duz mantikla gelistirdigi dusunce olabilir, gerci o duz mantik turkiye'de nasil muhendislik harikalari uretti onu da ayriyeten irdelemek lazim. yeni baslayanlar icin (bkz: zeka).
muhtemelen sayısal bölüm mezunu olup, lise'yi 6 sene de bitiren ve öss de, açıköğretim fakültesin de işletme yahut iktisat okuyan, millete de anadolu üniversitesinde okuyorum diyen, ardından da yemin etsem başım ağrımaz lan diyerek kendi avutan birinin açacağı başlıktır. aferin lan, kurtar şu ülkeyi artık dışa bağılılıktan, amerika dan hadi yiğidim...
zekanın sözel ve sayısal olarak ikiye ayrıldığını bilmeyen, dünyadaki bir çok romancı ve senaristin, kısacası kurguyla uğraşan insanların sözel zekası yüksek kişiler olduğunu bilmeyen dangalağın gerçek zannettiği durumdur.
sayısal için sadece durgun ve hızlı çalışan bir beyin gerekir. matematiği öyle kafam olunca ben de çözerim. götün yiyorsa film çek bakayım?
şimdi zeka deyince hangi zeka kastediliyor? eğer sayısal zeka ise kısmen evet fakat sözel zeka ise fersah fersah üstündür. neden? çünkü sözelcidir lan zaten onlar.* insan ilişkileri daha kuvvetlidir konuşkandır ağzı laf yapar, siyasi ekonomik olaylara daha fazla ilgilidir vs. sayısalcılarda var mıdır bu? çoğunluğunda yoktur.
(bkz: mühendisleri 1 kilometre öteden tanırım)
her iş sayısal zeka ile yapılır. bakkal bile olsan bu zekaya sahip olman lazımdır. ancak bu zekanın seviyesidir asolan. çok olan sayısalcı daha az olan sözelci olur. ama asla sözelcilerin zeka düzeyi düşük demek falan değildir bu.
bir arkadaşım var, 20 yaşında doç. ünvanına sahip yurt dışında, üstün zekalılar kategorisinde olduğu için 20 yaşında doç. ünvanı kazandı lavuk. hayatımda gördüğüm en asosyal insan, ''yav ben de istiyorum kız arkadaşım olsun ama bana o kadar basit geliyorlar ki'' diyor ve bırak kız arkadaşı adamın normal erkek arkadaşı bile yok. neden? zeka yüzünden.
şimdi böyle zekalar varken kimse bana '' ben tıp kazandım, ben mühendislik kazandım çünkü sayısal zekam var ve çok zekiyim'' demesin. zira zekanın sonu öyle bir şeydir ki her orta zekalı aslında bir üstün zekalı için ''geri zekalıdır''.
o arkadaşıma göre bir tıp öğrencisi dahi ''hani bizim allah allah dediğimiz'' koca bir geri zekalıdır...
