hala bir sözel öğrencisi olarak bu önyargıdan bıktığımızı belirtmek isterim. hayır yani malsan sözel mi oluyorsun. bu nasıl bir düz mantıktır anlamış değilim.
yazara sen sözelci misin hacı diye soru sormama sebep olacak başlık, ama sözelcilere ayıp olur matematik yapan zeki mi oluyo yani. ayrıca sayısalcıyım ama kendimi bişey sanmıyorum.
dostoyevskinin ev arkadaşının dostoyevskiye verdiği cevap: ne güzel abi sen yeteneğin olan bölümü seçmişsin. beni rehberlik hocası yaktı. sosyalciler tembel olur sen feni seç dedi yazar olmamı engelledi. sosyale yollasaydı belki şu an mına koymuştum dünya edebiyatının. ezbere yatkın benim kafam çünkü.
doğru olmamasını gönülden istediğim*
lakin sert bir tokat gibi her gün her saniye yüzüme vurulan bir gerçektir.
(bkz: Benide böyle sınama guban olduğum)
sözele daha fazla ilgi duyan, tarihi edebiyatı çok seven ama sırf ülke şartlarından dolayı, ilerde para sıkıntısı çekmesin mantığıyla önce fen lisesine gönderilen ordan da sayısal bir bölümü* kazanan ve hali hazırda okuyan, kağıt üzerinde sayısalcı olan ama aslında sözel yanı her zaman daha ağır basan biri olarak mal olup olmadığımı merak etmeme sebep olan önerme. gerçek şu ki mallık bu gerizekalı sistemin bize dayattığı seçeneklerle alakalı bir şey değil. yani öyle sayısalcılar var ki etrafımda inanın üniversite kazanımış olmalarını allah'ın varlığına bir delil olarak görüyorum ve imanım kuvvetleniyor. bence mallık sözelcilikle ya da sayısalcılıkla hatta iq ile de alakalı bir şey değil. mallık başka bir şey. aileden gelen, çevresel etkenlerle büyüyen bir kültür meselesi. bir insanın iq'sunun çok yüksek olması da mal olmasını engellemez.
Ne sozelci, ne sayisalci, ne esitagirlikci ne de dilci digerlerinden ustun degildir. Netice de herkesin ilgi alani ve yetenegi farklidir. Is yetenegini tespit edip bu alana yonelmektedir.