hiç değilse "tanınan" yazarken "tanılan" şeklinde bir hatayı yapmayacak kadar dikkat seviyeleri yüksek bireylerdir.
sözel bölümü öğrencilerinin zeka seviyelerine ithamda bulunan yazar kişisi, edebiyat öğretmenlerimizin de zeka seviyelerinin oldukça düşük bireyler olduğunu vurgulamaktadır. zira bırakınız liseyi, üniversitede yıllarca sözel okurlar.
2 ile 2'nin sonucu değildir hayat; iki kelimeyi biraraya getirebilmektir önemli olan.
kelimeleri yanlış kullanıp bir de virgülü eksik bırakırsan tüm hayatın değişir.
oku baban gibi eşşek olma. bir şeyler çağrıştırdı mı?
Şimdi hangi zeka. Aynstayn diyor ki balığı ağaca tırmanamadığı mı için yargılamanın anlamı var mı. Çoklu zeka kuramı var. Klasik ay ku testi dönemi geçti. Onu zamanında binete demişler ki bize acele bir kriter lazım o da alın ulan diye vermiş. Zaten beyin nedir ne değildir 1914 den bugüne deli gelişen bir konu. Ayrıca dahi olsanız da ancak farelere sözünüz geçiyorsa insanlığa faydanız olur kendiniz laboratuvar köşelerinde bir başına fare boku içinde mutsuz ölürsünüz.
zeka seviyesi ortalama olarak sayısalcılardan daha düşük olabilir , ancak bu onları düşük zekalı olduğu anlamına gelmez. çoğu sayısalcı tarih ve coğrafya kavramlarındaki ezber bilgiyi ezberleyemezken sözelciler bu konuda daha başarılıdır . ancak sözel öğrencilerinin de analitik düşünce gücü sayısalcılardan düşüktür.
neden sürekli tartışma konusu yapıldığı anlaşılamayan zeka olayıdır. sayısalların hepsi çok mu zeki de acaba ygs sonuçlarında bir çok sözelci pek çok sayısaldan fazla matematik yapıyor. Bu konuda hiçbir genelleme net bir şekilde yapılamayacağı bir gerçektir. Her şey kişinin kendisinde bitmektedir. ayrıca bir söylem var bilirsiniz.
herkesin bir amacı var hayatta ki elbette bu amaç uğruna farklı seçimleri ve yolları olacak. beyninin kullanma biçimi de kişiden kişişe değişecek elbet.
sayısal öğrencilerden eksik değildir, çoklu zeka kuramına göre, matematiği iyi yapan zekidir diye bir kaide yoktur.birçok sayısalcının hayatı boyunca duymadağı kelimelerle yüklü, 50 defa okusansa da anlaşılmayacak paragrafları anlayıp, yorumlayan insanlar da olabilirler aynı zamanda.eşit ağırlık ve sözele verilen değer artsa, anadolu liselerinin fen ağırlığını azaltıp, sosyal bilimler liselerine önem verilse, bizi yöneten insanlar siyasal mezunu olsa, topluma yön veren gazeteciler, düzgün bir sözel eğitimi almış olsa, en zekiler tıp okur mantığını kırsak, memleket daha iyi bir hale gelirdi.
sözel ve sayısal zeka diye ikiye ayırırsak, sözel öğrencinin de sözel beyni güçlüdür o halde o da zekidir. zeki olmak demek fizikçi ya da matematikçi olmak demek değildir tabii. sözelciler ayrıca en zeki insanlardır da, bizim gibi tıp fakültesi isteyip de atom fiziği öğrenmiyorlar, kullanacakları dersleri görüyorlar. türkiye'deki sözelci sayısının da azlığı kendilerine fırsat yaratıyordur (çalışan zekiler için sözlerim).
onu bunu bırakın da, sırf fen bilimlerinden kaçmak için ea seçen öğrencilere ne demeli? tabii ki ülkemin eğitim sisteminin ne denli dandik olduğunun kanıtı denilmeli.