not:
bu yazı 28 şubat sürecinden beri başlarına gelmedik kalmayan sözel bölümü okuyan(veya okumuş) öğrenci kardeşlerime ithaf edilmiştir.
bu benim yaşadığım ve boku bokuna genellediğim bir sendromdur.
10 gündür zırlarım, 10 gündür yatmadan önce 2-3 saat düşünür, düşünürüm... yok arkadaş yok. biz öyle bir yağlı kazığa oturduk ki ne eşit ağırlıkçılar ne de sayısalcılar hiç laf etmesin. önce birileri geldi, 28 şubat'da güzelim bölümlerimizi eşit ağırlığa geçirdi. hem ülkenin geleceğini hemde sözel zekası olanların geleceklerini parselledi. sonra bizim müfredata sosyoloji, mantık dersleri koydular bir sene boyunca sadece bize okuttular ama sonra dediler ki ''sadece siz okuyacaksınız ama sadece siz üniversitede bu bölümlere giremeyeceksiniz'' biz şaka sandık amma hakikat öyleymiş ya, biraz daha halimize ağladık. neyse bunları unutup ''ygs'de biraz matematik yapıp lys'de de kendi alanlarımızı yapıp sosyolojiye, mantığa, psikolojiye, felsefeye girmeyip edebiyatla tarihe doluşuruz'' dedik. amma şimdi bizim bu hayalimizide ipotek altına aldılar, ''artık bölümler arası katsayı kalktı; yani kısaca biraz sözele çalışan eşit ağırlıkcılar sizi sınavlarda sikertebilecek'' dediler. üstelik bunu yüzümüze vura vura söylediler. biz tabi gene ağladık halimize. sonra gazeteler televizyonlar bu konuyu konuştu ama sözelcilerden kimse bahsetmedi, ben sandım ki ulan yoksa biz hakkatten yokmuyuz? ulan unuttu mu bu ülke bizi?
arkadaş yazık bize, ne bok yiyecez bu sınavlarda hiç bilmiyorum. ben kendimi geliştirip tarihle edebiyat mı çözeyim, yoksa üniversite boyunca hiç işime yaramayacak olan fizik kimya biyoloji mi çözeyim? üstelik en son 3 yıl önce görmüşüm. bende geçen sene sistemi bilmeden sevinirdim, gidip güzel bir üniversitede tarih okuyup profösörlüğe kadar yükselmeyi sürekli hayal ederdim. ulan bu olanlardan sonra canım üniversitelerin hepsini eşit ağırlıkçılarla sayısalcılar doldurmazsa iyidir.
not:
katsayının liseler arasında değilde, bölümler arasında kaldırılması çok ama çok kötü olmuştur. liseler arasında katsayı olmasına ben iyi dersem 28 şubat'da sözelcilerin bölümlerini eşit ağırlığa geçirip adam gibi insan yetiştirilememesine sebep olanların yaptıkları işlere iyi demiş olurum.
