''ben solcuyum. ben solcuyum'' naralarıyla etrafta dolanıp, solculuk hakkında hiçbir şey bilmeyen, gösteriş için solculuk etiketini üzerine yapıştırmış kişilerdir. son zamanlarda sayıları gittikçe artmaktadır. kimilerince aydın adı verilen kişiler ve sevgili bulma çabası içindeki üniversite gençliği bunlara örnek teşkil eder.
"sözde devrimci, sözde solcu" şeklinde başlamıştı bütün hadiseler ancak bir türlü bu sözde solcuların kimler olduğunu öğrenemedik. yahu kardeşim tamam solcu değilsin, solculuğu sevmiyorsun ancak neden sürekli kendini solcuları kötülemeye çalışarak "kanıtlamaya, izah etmeye" çalışıyorsun ona anlam veremiyoruz? yok mudur her ideolijinin içerisinde olduğu gibi sözdeleri vardır ancak neden sürekli ve hep solcular, hem de hepsini kapsıyor bu hadise? sen solcu değilsin, neysen onun "sözdelerini" aç tarafsız okuyalım. mesela "sözde milliyetçiler, sözde fethullahcilar, sözde parisciler" gibisinden. çünkü artık gerçekten ama gerçekten; "sözde komunist", sözde devrimci, sözde solcu, convers giyen solcu bunlar günlük hayatımız ile birlikte sözlüktede pek tercih edilmeyen, modası geçmiş hedelerdir. çünkü sol'a inanmış insanlar ayağında converse olup "biz komunistiz" diyenleri zaten pek muhattab almamaktadır ki, ayağında converse olup biz komunistiz diyenler kendileride biliyordur durumun ne olduğunu. ayrıca bunların çoğu artık hayal ürünüdür "bütün solcular converse giymemektedir" falan anladın mı canım?
özde solcu olarak niteleyip kendini , sözde "sözde solcular"a saldırmak, nasıl bir ruh halidir. solcu görünenlere bütün kızların verdiğini iddia etmek nasıl bir ahlaksızlıktır. yakın çevrelerinden böyle bir örnek mi vardır da böyle celallenmektedirler. a be tosunum , hangi yakınını götürdü bizim çocuklar.
her fikrin münafığı vardır. doğal olarak solun da... bu konuda verebileceğimiz örnekler çoktur. özellikle 12 eylül askeri darbesinden sonra birçok hızlı solcu davalarına ve dava arkadaşlarına sırt dönmüş çok büyük bir hızla kapitalistleşmişlerdir. ali kırca v.s. gibi.
12 eylül türkiye'den çok sol için bir miaddı belki... zira 12 eylül öncesi sol hareket ile 12 eylül sonrası sol hareket arasında hem keyfiyet hem de kemmiyet olarak bariz farklar vardır. tabi bazılarının bir fikri kalitesiz bir şekilde taşıması o fikrin yanlışlığına delalet etmez. bir fikrin yanlışlığını ve doğruluğunu insan, hayat ve kainata ilişkin ortaya koyduğu açıklamalar ve çözümler belirler.
temelde marxist olmayan soldur.bunların ülkemizdeki ayağı üç aşağı beş yukarı bilinmektedir zaten, türk solu, doğu perinçek* ve onun ip'i ve chp-dsp ikilisi gibi. ama marxist olduğu iddiasında olan bazı oluşumlar da bu sözdeliğin içerisinde yer almaktadırlar.bunlar daha çok sscb'nin çözülüşünden sonra özellikle avrupada ortaya çıkan ve -yeni sol- adı altında öne sürülen liberal akımlardır.türkiyede de bunun temsilcileri mevcuttur elbette.marxizmi kendilerine göre yorumlayıp, leninizmi çağ dışı görüp ve günün koşullarına uygun bulmayarak liberalizmle kol kola girmişlerdir.bunlar sol adına marxsist olmayan soldan daha tehlikelidirler.
cayır cayır etnik milliyetcilik yaparak, sol maskesi arkasında içindeki irini ve pisliği kusan sempatizanlar aklıma geliyor,
- 1 mayıs'ta terör örgütleri ile omuz omuza ortalığı savaş alanına çeviren,
- etnik faşistlik söylemlerini devrimci ve solcu ajitasyon sloganları ile süsleyen,
solcu : statüye karşı olan yerine yeniyi , güzeli getirmeye çalışan.
sağcı : statükoyu savunan, kötü de olsa en kötü yönetim bile yönetimsizlikten iyidir deyip, mevcudun üzerine yatan
sözde solcu : pratikleriyle teorisi birbiriyle örtüşemeyen.
özde solcu : pratikleriyle teorileri özdeşen solcu.