Türkiye'de bir takım olaylar olurken,
birileri çıkıp kanlı mı olacak kansız mı derken,
mollaların iyice hortladığı dönemde çok ama çok ileri giden bu kesimlere verilmiş en hafif cevaptır.
darbe ile de alakası yoktur.
eğer o gün bir darbe olsaydı kanlı olacağı kesindi.
ama bazıları hala kaşınmaya ve tahrik etmye devam ediyorlar.
demek ki 28 şubat günü yapılan kaşıma bazı kesimleri tatmin etmemiş.
zaman gazetesi gibi bir takım gazeteler ve samanyolu tv sürekli 28 şubatta olanları şişirerek ve sürekli pişirerek insanların önüne sürüyor.
28 şubatta şöyle oldu böyle oldu deniliyor ama bu sözde gazeteciler 28 şubatın öncesinde ne olduğunu hiç anlatamıyor.
atatürk büstlerinin saldırıya uğradığı,
tarikat evlerinden cesetler çıktığı bir dönemde türkiye'ye en uygun hizalama olayıdır.
bunun gladyo ile de bir alakası yoktur.
ayrıca bazılarının dediği gibi darbe olsa, önce onların sesini keserler ve onların konuşmasına izin varmezlerdi. 28 şubat olsa olsa yüz fırça darbesidir.
darbelerden, uyarılardan, etkilerden kimse hoşlanmaz.
ancak insanların oturduğu koltuğa saygısı olması ve devletin geleceğini düşünmesi gerekir.
ben odunu aday göstersem milletvekili seçtiririm diyen adnan menderes,
bu geçiş kanlı mı olacak kansız mı diyen erbakan,
biz şanlıurfa'da gömleğimizle kazanırız deyip belediye başkanını aday göstermeyip sonra seçimi aday göstermediği bağımsız belediye başkanı yüzünden kaybeden rte biraz abartmamışlar mıdır?
Sözde değildir fakat post modern tanımlaması kendisine tabiri caizse cuk oturan askeri müdaheledir. Ülkeyi 28 Şubat sürecine getiren dönemi ve yaşanan olayları hepimiz gördük. Lise yıllarımızda siyasetin içinde boğulmuştuk. Bizi o döneme getiren cinayetlerin , saldırıların , tezgahların arkasından hep aynı kişiler çıktı. Bunlar Türkiye'nin 13 yıldır ( 1983 - 1996 ) darbesiz kalmasına ağıtlar yakacaklardı. Sivas , Başbağlar , Kadıköy , Gazi Mahallesi , PKK saldırıları , IBDA-C , Aczmendiler , Ali Kalkancılar ve daha niceleri bu tezgahın birer parçasıydı. Ülkeyi kaosa sürüklemekti amaç. Başarıldı. Bunun sayesinde tüm dindarlar aynı kefeye konuldu ve bürokratından memuruna , işverenden sporcusuna kadar herkes fişlendi. Acıdır ki buna çanak tutan ise sürekli fevri ve pervasız beyanatlarla saçmalayan Erbakan olmuştur. imam Hatipleri arka bahçe ilan etmek , Asker selam duracak selam demek , kanlı mı olacak kansız mı demek ve daha nice sivri söylem. Bunlar işte bizi 28 Şubat'a getirdi. Askerin siyasete müdahelesi kabul edilemez elbette ama buna zemin hazırlayanlar ise maalesef ülkemizin demokratikleşme ve zenginleşmesinin önündeki engellerdir.
