satış rakamları ile savunulmaya çalışılan gazetemsi. ülkede en fazla satılan gazetelerin zaman, posta ve sözcü olduğu düşünüldüğünde okuyucu kitlesinin kalitesi hakkında fikir edinmek mümkün...
türkiyenin en çok satan gazeteler arasında 10.sıradadır.
08.02.2010 - 14.02.2010 tarihleri arasında gazete satış raporlarına göre hala 150.000 ortalama satış rakamı olan gazetedir.
yani birilerine hala 150 bin kez batmaya devam devam gazetedir.
amma çok cahil varmış bu ülkede ki 150 bin kişi bu gazeteyi okuyormuş.
ona buna birşeyler batırmaya kalkışan cahil zerzevata göre büyük gazetedir, muhaliftir, falandır filandır. şok ve bulvar da muhalif onlara bakarsanız, toplumun kapalılığını açmaya çalışıyorlar de mi ama...
muhaliflik seviyesi ilkokul 3.sınıftan öteye gidememiş eğitimsiz ve cahil eziklerin el üstünde tuttuğu paçavradır. neymiş "yolsuzluk var" yazınca, "soydunuz lan" deyince über muhalif olunuyormuş bak bak sen ufaklığa!
muhalif fikirlere, siyasi hareketlere, ekonomik doktrinlere ait bir tane kitap okumamış bu kıraathane cahillerine pek güzel hitap etmekte, oley çektirmektedir. tabi kitap alıp okumak zordur, algılamak, anlamak, yorumlamak gerekir, kısaca asgari düzeyde beyin gerekir. oysa tatlı su ulusalcısı cahil muhaliflere 50 kuruşa vereceksin sözcü'yü, yarı doğru yarı yanlış okuyacak kısa cümleleri. sonra da kim olduğunu bilmediği adamları yandaşlıkla suçlayacak kadar komik duruma düşecek...
ülkeyi soyanlara " ülkeyi soydunuz " diyecek kadar cesur ve satılmamış bir gazetedir.
gemicikleri, tekel'in peşkeşini bağıra bağıra manşetlerden akp türkiyesinde aktarması alkışlanası bir durumdur.
kendine dindar diyen soytarı basının yalaklık yaptığı, kendini satmış yandaş basının olduğu ülkede hor görülmesi doğaldır.
çünkü bu ülkede yandaşsan adamsın; muhalifsen boksun, kakasın.
mesela bugünkü manşetine baktım az önce. manşetten demiş ki; " yolsuzluk var dedi, devlet işten attı " demiş.
sormak lazım bu gazeteye bok atan eziklere. sizin secde ettiğiniz o paçavralardan kaçı bunları yazıyor.
hani sizler ve o paçavralar adin ve allah ifadelerini ağızdan düşürmeyen, ahlak temsilcileriniz ya.
ek olarak satışları 150 bin civarı olan gazetedir.
birilerine epey batıyordur kesin.
muhalifliği kıraathane lafazanlığından öteye gitmeyen, adam gibi altı dolu eleştiriler getirmek yerine sokaktaki adam gibi "soydunuz lan ülkeyi" tadında haberler yapan gazetemsi kese kağıdı...
birilerine batan gazetedir.
batmasının nedeni muhalif olmasıdır, akp'yi eleştirmesidir.
zira faşist ve dikta türkiyesinde sen kimsin ki akp'yi eleştirirsin.
3 vakte kadar binasının ergenekon kapsamında aranmasını bekliyoruz.
arkasında zerre abd eli, kirli para gölgesi olmadan ve kurulmasından kısa sürede satış rakamlarını 100 binin üstüne çıkarması ile ayakta alkışlanacak gazetedir.
ama götten uyduruk 800 bin rakamları ve gerçekte kim bilir 20 bini geçmeyen gerçek rakamlar ile satışa ulaşamayan cemaatçileri epeyce kudurtan gazetedir.
150-200 bin kişinin okuduğunu öğrendiğimde dilimin tutulmasına ve bana ülkemizin neden geri kaldığını anlatan gazete. o değil de zaman ve posta gazeteleri de diğer geri kalma sebepleri.
27 Temmuz 2007 tarihinde hayata geçen, içinde bir çok tanınmış yazarı barındıran, 13 Ekim 2009 tarihinde Emin Çölaşan'ı da yazarlarına katan muhalif gazete. Şu an için tek bağımsız gazete diyebiliriz.
Tirajı bu hafta itibariyle ortalama 165.000 civarındadır.
ekonomi iyi yolda demez bazıları gibi; emeklilerin şikayetlerini yayınlar...
ona buna yalaklık yapmaz manşetten adam gibi muhalefet yapar...
neyse odur, akit ettiyse vakitle nakit*e dönüşmez bazıları gibi!
olacağı sonunda kapanmaktır ama demokrasi adına kapatılana kadar sağlam kalelerden biridir.
berbat ötesi bir gazete. sloganı halkın sesi olan bir gazeteden ne beklenir ki!
hele o emin çölaşanlı reklamı... öfff. insanı bırak sözcü'den gazete okumaktan soğutacak cinsten. yok efendim yobazlara karşı mücadele ediyormuşta, yok efendim gerçekler, doğrular burda yazılıyormuşta, cumhuriyet şöyle böyle bik bik bik...
50 sene öncesinin inönücü gazetelerinden farkı yok...
Yaklaşık iki yıl önce Hürriyet Gazetesindeki işine son verilen yazar Emin Çölaşan bugün Sözcü Gazetesinde köşe yazılarına başladı. Çölaşan haftada 5 gün yazacak.işte ilk yazı...
MERHABA!
Sevgili Sözcü okuyucuları, sizlere bu �ilk� yazımda �Merhaba� diyorum. Belki diyeceksiniz ki �Yav arkadaş, biz iki yıldan bu yana Sözcü�de senin nice yazılarını okuduk, bu nasıl ilk yazın oluyor!�
Haklısınız. Ancak onlar benim eski yazılarımdı. Yani Hürriyet gazetesinde çıkmış olan yazılarımdı ve hepsinin üzerinde eski tarihleri vardı. Bundan sonra günlük yazılarla haftanın beş günü karşınızda olacağım... Ve sizlerle birlikte gazetecilik yapacağız.
Sözcü gazetesi değil Türkiye�de, dünyada bile bir ilk�i gerçekleştirdi. AKP iktidarının baskısı ve gazetesinin korkmasıyla, gazetesinden kovulan bir yazarın eski yazılarını iki yıl boyunca yeniden yayınladı... Ve bu yazılar bile büyük ilgi gördü. Yazdıklarımın çoğunu ben bile unutmuştum. Yazılarımı Sözcü seçiyordu. Eski yazılarımı bu gazetede yıllar sonra yeniden okurken, itiraf edeyim, çoğu zaman �Valla güzel yazmışım, bugün olacakları yıllar öncesinden aynen görmüşüm� diye kendi kendime böbürlendim!
AKP iktidarının hışmına uğramış, korkan medya patronu ve onun kalfası tarafından görevine son verilmiş bir gazeteci idim. Türkiye�nin en çok okunan köşe yazarlarından biriydim. Ne ilginçtir, medyada korku dağları bürümüştü! Bana yazı yazdıracak bir tek babayiğit gazete bile yoktu. Hepsi Tayyip iktidarından korkuyordu... Çünkü devletten ve hükümetten milyarlarca dolarlık çok büyük beklentileri vardı. Emin Çölaşan�a yazdırıp başlarına bela almayı elbette istemezlerdi.
Hürriyet�ten ağustos 2007�de kovulduğumdan bu yana iki yılı aşkın süre geçti. Bana yazı yazdıracak tek gazetenin Sözcü olduğu da ortaya çıktı. Sözcü beni en baştan beri istiyordu. Ancak benim o kovulma sürecini, öncesinde ve sonrasında yaşadıklarımı anlatmam, pisliği, rezaleti, tanık olduğum korkaklık ve kepazelikleri Türk milletine duyurmam, birebir açıklamam gerekiyordu... Ve bu durumda oturup üç kitap yazdım, yaşadıklarımı anlattım.
Bilgi Yayınevi tarafından basılan Kovulduk Ey Halkım Unutma Bizi, Her Kuşun Eti Yenmez ve Sakıncalı Gazeteci. Bu üç kitabım toplam 97 baskı yaptı. Korsanları daha da fazla sattı, yazdıklarımı bir milyondan fazla insan okudu ve acı gerçekleri öğrendi!
***
Kitap işini şimdilik bitirince düşündüm. Benim artık gazetede yazmam gerekiyordu... Çünkü herkes aynı şeyi söylüyordu: �Emin Bey yazılarınızı özledik''... ''Arkadaş, ülkenin bu ortamında yazmak zorundasın''... ''Emin abi yoksa sen de korktun mu?..''
Ve yazmaya karar verdim. O kararın sonucunda, işte şimdi, ilk yazımla karşınızdayım.
Burada size Sözcü gazetesinden de biraz söz etmek istiyorum. Türkiye�nin en genç, en dinamik gazetelerinden biri. Ek yok, promosyon yok, kura, çekiliş, lotarya, örneğin benzin istasyonlarında beleş dağıtım yok! Sadece gazete var. Gazetenin sahibi Burak Akbay. Geçmişin ünlü gazetecilerinden arkadaşımız Ertuğrul Akbay�ın oğlu. Türkiye�nin en genç gazete patronu. Ayrıca Foto Gol, Gırgır gibi yayın organlarının sahibi. Sadece gazeteci. Devletle, hükümetle ve dolayısıyla Tayyip�le hiçbir işi olmadığı için, korkusu yok. Baskıya açık değil. O nedenle bana gazetesinde yazdırabiliyor. Bunu yapabilen tek medya patronu.
Bu gazetede çok değerli arkadaşlarım ve köşe yazarları var. Genel Yayın Yönetmeni Metin Yılmaz. Köşe yazarları Mehmet Şehirli, Yekta Güngör Özden, Vural Savaş, Mehmet Türker, Ufuk Söylemez, Ahmet Tan, Kadri Yamaç, Aytun Çıray, Kemal Baytaş...
Sözcü şu sıralar 125 bin net satıyor. Çok önemli bir rakamdır. ilk amacımız bu gazeteyi promosyon, kupon, lotarya, çekiliş, ekler vesaire olmadan, yani hormonsuz ve saygın kimliği ile çok daha yüksek rakamlara ulaştırmak... Ve daha da önemlisi, AKP iktidarının Türkiye�yi nerelere sürüklediğini bundan önce olduğu gibi gözler önüne sermeye devam etmek. Bunu yapacağız ve başaracağız.
Din tüccarlarının, din sömürücülerinin, hırsızların, vatanımızı yerli ve yabancı işbirlikçilerine, dış güçlere ve kendi adamlarına peşkeş çekip rezil edenlerin, ülkemizi dışarıdan gelen direktiflerle yönetenlerin, bölücülere çanak tutanların, Kürt ve Ermeni tezgahı kuranların, Türkiye Cumhuriyeti�nin temel ilkelerini yavaş yavaş ve sinsice yok etmeye kalkışanların ipliğini hep birlikte, sizlerle beraber pazara çıkaracağız.
Cumhuriyet ilkelerinin şaşmaz savunucusu olarak, Mustafa Kemal Atatürk�ün aydın izinden yürüyeceğiz... Ve mücadelemizi elbirliği ile, er veya geç kazanacağız.
***
Sevgili okuyucularım, ben sizlere açık, sizlerden gelen belge, bilgi ve mesajları dikkate alan, okuyup mutlaka değerlendiren bir gazeteciyim. Bana fikirlerinizi, duygularınızı, yaşadıklarınızı, elinize geçen ayıp ve yolsuzluk belgelerini iletirseniz sevinirim. Gönderdiklerinizin altına mutlaka telefon numaranızı yazın ki, gerektiğinde sizi aramam mümkün olsun. Siz açıklanmasını istemediğiniz takdirde, isminiz kesinlikle gizli kalacaktır. Ancak hemen bir şey söyleyeyim, benden lütfen yanıt beklemeyin. Mutlaka yanıt vereceğimi söylersem size yalan söylemiş, sizi kandırmış olurum. Bugüne kadar hiçbir okuyucumu kandırmadım.
Yukarıda da vurgulamıştım, gazeteciliği korkmadan, çekinmeden, sizlerle birlikte yapacağız. Aşağıda iletişim adreslerimi veriyorum. Lütfen şimdiden not alın:
Mektup adresi: Sözcü Gazetesi. iran Cad. 15/11. Kavaklıdere-Ankara.
Faks: (0 312) 426 99 95.
Elektronik posta: emincolasan@sozcum.com
Yarın Türkiye gündeminde buluşmak üzere sizlere yeniden merhaba!
en delikanlı ve hükümeti en sert ve mantıklı bir şekilde eliştiren gazetedir. 13 ekimde özlem bitip emin çölaşan yazılarına başlayıp bizi gene mest edecektir.mecliste bile bazı millet vekilleri krizin olduğuna dahir kanıtı bu gazeten manşetleri göstererek güzide gazeteyi meclise kadar sokmuşlardır.