Türkiye'nin cumhuriyet gazetesi ile birlikte hükümete yalaklanmayan hükümet lehine haber yapmadanda sermayedarlarının ayakta kalabildiği yegane gazete.
sözcü iktidarı en çok eleştiren gazetedir. benimde okuduğum gazetelerden biridir.
bir zaman gazetesi iktidarı nasıl savunuyorsa. sözcü gazeteside iktidarı dilediği gibi eleştirebilir.
tabi çoğu kişinin hoşuna gitmez
atatürk üzerinden nasıl para kazanılır bunları bize göstermiş bir gazetedir. Hastalıklı bir beyin gibidir. Meclisten alkolün gitmesini bile haber yapacak kadar alçalmıştır.
AKP'nin ve yandaşlarının foyalarını Yeniçağ ile birlikte aşifte edebilen iki gazeteden biri. O yüzden hiç sevilmez. Cumhuriyet ve Radikal bile artık çok daha ılımlı bir çizgi izliyorlar. Tabi muhalefete dayanamayan hükümet nereye kadar yaşamasına izin verir o ayrı ama şu anda Türkiye'nin gerçekleri aktarabilen nadir seslerinden biri. Tarzı hafif sansayonel olabilir ama zaten Türkiye'de gazete almayan fakat bik bik laf eden cahil kesimi etkilemek için her gazete böyle yollara başvuruyor.
türk sineması için dünyayı kurtaran adamı neyse türkiyede gazetecilik adına bu gazete de o'dur. atatürk resimleri kullanarak yaptığı fotoromanlar bir efsanedir.
220.000 tirajıyla Türkiye'nin altıncı en çok satan gazetesi. Üstelik bedavaya ovalara, yollara, ahırlara falan saçılıp bırakılmadan. Hayatında para verip de gazete almamış cahilleri kıskandırır.
Kendi yağıyla kavrula kavrula 20 sayfaya çıkmış gazete. Beğenin beğenmeyin, Türk basın tarihinde yapılamayanı gerçekleştirmiş adamlar. Kimi zaman 24 sayfaya çıkıyorlar. iyi kötü ekler veriyorlar. Şimdi her ile birer muhabir kondurma çabasındalar. Kimileri Sözcü TV'den bile bahsediyorlar.
Önü malum yollardan kesilmezse, üç dört yıla kadar yüksek tirajlı, gayet etkili bir muhalif gazete halini alacak. Şimdilerde nispeten vasat mizanpajı, haklı olmasına rağmen olaylara sansasyonel bakışı nedeniyle pek de ciddiye alınmıyor. Laikçilerin, cumhuriyetçilerin şusu busu vs vs gibi aptal aptal yakıştırmalara maruz kalıyor.
Tabi okumayan kara cahillere göre. Yeri geldiğinde CHP'ye de, MHP'ye de ağır giydiren bir gazete bu. Bir tek yıldızının barışmadığı kitle bölücü Kürtler ve Bülent Arınç galiba.* Eh zaten bu ikisi Türkiye'nin genel derdi. Esasen emeklilerin/ ezilmişlerin gazetesi. Ama varlıklanınca bu özelliğini koruyabilir mi bilinmez.
Ama kağıt kalitesinin yükselmesi bile bir gazete için çok şey ifade eder. Yakın zamanda da bunu başarmış. Eminim yeterli maddi imkana kavuştuğunda her yönüyle profesyonelleşecek ve çizgisinden sapmazsa Fransa'nın "Le Monde"u benzeri sıkı ve kitleleri etkileyebilen bir ses olacak.
gazete demeye mikyon şahit isteyen kâğıt parçası...
Erdoğan' ı dünyanın merkezine oturtmuş adamlar. Nereye baksalar Tayyip' i görüyorlar. Paranın sembolü, parada ki Atatürk resmi, yapılan heykellerde hep bi Tayyip buluyor adamlar. Dünyaları tayyip ve adamlarından ibaret olmuş artık. Her manşette O, her köşe yazarının yazılarında O. Oturup kalması takip edilir, kaç km uçtuğu, kaç koruma tuttuğu, kaç dk. Kur'an okuduğu an be an kaydedilip büroya yollanır, manşet hazırlanır.
pkk'nın kaçırdığı polis memurunun kesilen maaşı hakkında haber başlığıyla devleti "devletin yaptığı vicdansızlığa bak" diye başlıkla eleştirmiş gazete.haberin özeti de: "poisimizi kurtarmak için hiçbir şey yapmadıkları gibi maaşını keserek anne ve babasını da mağdur ettiler."
muhalif olmanın bokunun çıkması durumudur. yahu "vay efendim atatürk'te oturuyor" veya "olsun o oturur" tarzı saldırı-savunma mekanizmalarınızı çalıştırmadan önce şu haberi, ve dolayısıyla sözcü adlı sofrabezini bir mantık süzgecinden geçirin. arkadaşım siyasi icraatleri de kötü bir dille ve metodla eleştirir bu gazete. ama bu kadarı da liseli çocukları kandırmalık bir haber be!
ama muhaliflere söylemek istediğim birşey var; "bakın dostlarım. benimsediğiniz gazetelere bakın ve türk siyasi muhalefetinin(sizin deyiminizle halktaki aydınların siyasi iz düşümünün) ne derece büyük komedyaya imza attığını görün. o tepenizdeki zombileri atın sırtınızdan.".
sözcü'nün ilk sıvayışı dğeildir. görünen o ki son da olmayacaktır.
saçma sapan bir ''ti''dir efenim, çünkü; gerçek kadın ''özgürlüğünden'' yana olan daima atatürk olmuştur...
1926 yılında kabul edilen medeni kanun'un getirdiği yenilikler şunlar:
a- ailede kadın-erkek eşitliği sağlandı.
b- evlilikte resmi nikah zorunluluğu getirildi.
c- kadınlara, istedikleri mesleğe girebilme hakkı tanındı
d- mahkemelerde tanıklık yapma, miras ve boşanma konularında kadın-erkek eşit hale getirildi
e- patrikhanelerin, din işleri dışındaki yetkileri kaldırıldı
f- hukuk birliği sağlandı.
g- vatandaşlar arasında din,mezhep ayrılıkları gözetmeksizin, hak ve ödevler bakımından eşitlik sağlandı.
h- tek eşle evlilik esası getirildi.
i- mirasta, kadın-erkek ayrılığı kaldırıldı.
k- toplumsal hayatta kadın-erkek eşitliği getirildi.
l- evlenme ve boşanmada belirli şartlar getirmiş, özellikle erkeğin tek taraflı boşamasını kaldırarak boşanmayı hakimin takdirine bırakmıştır.
m- kadınlar yönetim alanında da 1930 yılında belediye seçimlerine katılma, 1934 yılında da milletvekili seçilebilme haklarını elde etmişlerdir.
feysbukta, cumhuriyetin kuruluşundan önce çekilmiş bir resim ile mevzu bahis resmin yan yana konarak çekilmiş versiyonu dolaşmaktadır. asıl puşt kimdir açıklaması da altında verilmektedir.