(bkz: sera kadıgil)
chp istanbul milletvekili sera kadıgil, resmi savaş ilanından önce "bugün Suriye'ye savaş açsak banko Esad'ın yanında yer alırım" şeklinde bir beyanatta bulunmuştu.
o gün geldi. ne zaman en yakın sürede esad'ın birliklerine katılacağını merak ile beklemekteyiz.
Bugün öyle bi şey oldu da kendimi şuan kötü hissediyorum yav. Arkadaşın bi yakınının düğünü varmış isteyen gelsin beyler dedi, bende bi uğrarım dedim ama gel görki düğünün olduğu saatlerde günün yorgunluğundan mütevellit bi uyku hali geldi ve üşengeçlik tuttu gitmedim, arkadaş farkettimi onuda bilmiyorum ama bi şey söyleyipte yapmayınca çok kafama takıyorum.
Asla yapamadığım davranış. Küçük bi çocuğa bile söz versem tutarim sözümü. Hani sırtınız kaşınır ve ulaşana kadar deli olursunuz ya işte böyle hissediyorum dediğimi yapmazsam.
çok yanlış bulduğum hareket. şu hayattaki en önem verdiğim prensiplerimden biri, birilerine söz verdikten sonra sözümü tutmaktır. ufak bir söz dahi olsa bu karşıdaki kişiye bir değer biçmiş isem bir şekilde mutlaka sözümü tutarım. yarın, öbür gün, öbür ay, öbür yıl yahut herhangi bir zaman olabilir bu ama tutarım. ölümüne unutkan bir adamım ama söz konusu söz vermek olunca aklımda tutuyorum ve dikkat ediyorum. öylesine girilen bir iddiayı kaybettiğim için saçımı turuncuya boyamış adamım sözlük.
şimdi ben böyleyim ama, tabii insan aynısını karşı taraftan da bekliyor lakin onunla böyle bir anlaşma içerisinde bulunmadığı için bir şey de diyemiyor. yazılı bir şey yok ortada evet ama, ne derler hani, bu bir racon değil midir? yoksa ben mi yanlış öğrendim bugüne dek. biliyorum, biliyorum ama sadece sormak istedim işte.
ön yargı konusu da ikinci prensibim zaten. bu yüzden de düşünmüyorum pek ve illa bir sebebi olabilir diye her daim açık kapı bırakıyorum. karşıdaki insan ise o kapıların kapanmayacağına bilinçsizce güvenerek yine bilinçsizce rahat davranıyorsa birinin ona bunu hatırlatması gerek diye düşünüyorum. bu cümle çok önemliydi. yani her seferinde "aaa unuttum ben onu ama ya kusura bakma" sözlerine maruz kalmak gerçekten üzücü bir hale gelebiliyor bir süre sonra. en baştan sözümde duramayacağım de kabul. hadi söz verdin ve sözünde duramadın, onu söyle bari o da kafi kabul. ama unutmak falan. ne diyeyim, sağlık olsun.
tutamayacağın sözü vermeyeceksin.. güvenmiyorsan kendine altına girmeyeceksin bir işin.. lakin ne yazık ki hepimiz bazen yapıyoruz bunu, çoğunlukla istemesek de..
seviyor musun beni? ''evet,'' diyeceksin, biliyorum,
sözüne güveneceğim ben de; ama yemin edeyim deme,
belki de tutamazsın; zeus alay edermiş derler
sözünü tutamayan aşıklarla.
kişinin verdiği söz, senet niteliğindedir. sözünde duramayan adamın adamlığından şüphe edilir, edilmelidir de. sınırları olamayan, sınırlarını korumayan, jöle misali her kalıba da rahatça girer. ne yapıp, yapamayacağını kestiremessin,.her dem uzak durulması gereken kişilerdir.
bu eylemi gerçekleştiren kişiler için söz; basit, sıradan birkaç kelimeden ibarettir. söz verirler, tutmazlar; bırakın özür dilemeyi hatırlamazlar bile çoğu zaman. belki de sizin o kadar değer verip unutmamanızdır saçma olan(onun için) **
söz vermeyi başka bişey vermeyle karıştıran ve o başka şeyi de kolaylıkla verenler yüzünden malak gibi ortada kalabiliyor insan. tutamayacağın söz vereceğine, veremeyeceğin şeyini tutsanya.
bir umursamazlık tecellisidir. zira verilen söz tutulmalıdır.
hadi bir aksilik oldu başa bir iş geldi. sözü alan tutarlı davranmalı, sözün teminatının o an için yarattığı mağduriyeti anlamalıdır.