iş yerlerinde kesinlikle hatırlanması gereken bir cümle,
birisi bir işi yapacağını söyler 6 ay sonra unutur ama mail yolu ile bildirilip bir de şefe ve müdüre CC geçilirse kesin yapılır...
(bkz: söz suya yazılan yazı gibidir)
işyerinde dozaj ayarlandığında iyi bir uygulama iken,gerekli gereksiz her e postanın müdüre karbon kopya yapılması sebebiyle her şey karışır çorba olur...işyerinde herşeyi üst makamlara bildiren gereksiz personel pek sevilmez.zira size güvenmiyordur, size güvenmeyen birisine güvenmek ahmaklık olur...
doğu'nun şifahi geleneğine göre tam tersi olan durumdur.
"kulaktan dolma" , kulak kesilmek , "yerin kulağı vardır" , "eski kulağı kesiklerden" , vs deyimlerinin de çıkış kaynağı hep duyduğumuzu bir şekilde aktarmak şeklinde tecelli etmiş. hurafeler , ve halkın avam diye nitelendirildiği bu yanlış aktarım da işte tastamam budur. haaa sadece zararları üzerinde durmayalım ama .doğaçlama , maniler , nüktedanlık da bu şifahi geleneğin bir uzantısı.
ama işte yazıya dökülmeyen bilgiler tahrip olup , zamanın çöplüğünde tahrife uğrayarak , varlığını ilk halinden de bir hayli farklı mecrada sürdürmekteler.
ee ilkokulda kulaktan kulağa fısıldama oyununda da bu durum ortaya çıkıyordu.
sözlük yazarları, internet ortamında tatlı&ekşi soslu kelimeleri kullanmada yıllardır ziyadesiyle cömert davrandı.
neden? nickname'leri aşil misali zamana meydan okusun, yıllar sonra bilmem kaçıncı nesil tarafından
hürmetle zikredilsin diye.
bu nedenledir ki, sözün 80 derece limon kolonyası uçuculuğunda, yazının çin seddi kalıcılığında
olduğunu tecrübeyle sabitlemiş herkese,