şevval sam'ın kadife sesine pek yakıştırdığı, tekrar tekrar dinleme hissi yaratan, hicaz makamı türk sanat müziği eseri. "eser" kelimesini hakkıyla taşıyan nadide güftelerdendir.
son zamanlarda nedense şarkının adı kısalmış ve söyleyemem derdimi olarak bilinir hale gelmiştir, 'ne farkı var lan yaprağım?' diyenler olabilir, mevzu bahis türk sanat müziği olduğunda, her harfin ayrı bir ehemmiyeti vardır, dikkat etmek lazım.
bestesi ve güftesi, 1962 yılında zeki müren'e eşlik ederken, sahnede hayatını kaybeden, büyük usta şükrü tunar'a ait olan bu hicaz şarkının, çok acıklı, çok gerçek bir öyküsü vardır.
ustanın 50 li yıllarda yaptığı bu şarkı, isimleri ağızlara alınırken saygı duruşuna geçilen büyük sanatçılar tarafından yıllarca söylenmiştir.
şevval sam da bu şarkıyı hakkıyla yorumlamıştır fakat insanların bu şarkıyı 2000 li yılların yapımıymış gibi algılamaları ve sıradan popüler müzik paçavralarından biriymiş gibi davranmaları, şahsım adına üzücü bir şeydir, belirtmek istedim.
'e kirlenir dunya' sehrin bos sokaklari, islanir tabi enayilikle... saka bi yana, bunu diyebilen zorlamistir mutevazilikleri, bekler ki bir ses! ah ne yazik ki, bu frekansta kimse yoktur, dusunup soylediklerinle doner insan yine kendine...
soranlardan çekinip gizli derdini açamayan dertli kişi söylemidir...
nasıl söyleyeyim beni aldatan, daha sonra evlenen ve ayrılığın üzerinden 5 yıl geçen eski sevgilimi hala unutamadığımı? kendime bile söyleyemiyorum, sözlük değerini bil...
teknik üniversite konservatuar sınavlarının favori şarkısı. söyleyebilene iyi bir puan getiren, söyleyemeyeni jüri önünde rezillikten başka bir şey kazandırmayan şarkı.
hicaz parçaların çoğunda olduğu gibi gırtlak namesinden çok içtenliği ön plana alan şarkı.
söylesem anlamazlar demektir aslında. anlamak istemezler. anlamak değil dinlemek istemezler. istemedikleri aslında hep başlarına gelendir. dinlenmezler dinletemezler ifade edemezler ki başkaları dinlesin. bir kısırdöngü ki bitmez.