karşısındakinin onu anlamayacağını bilen insandır. boş yere konuyu ortaya atıp da kafaları bulandırmak istemez. söyleyeceklerini kafasında defalarca tekrarlar. farklı farklı diyaloglar oluşturur. her şeyi en ince ayrıntısına kadar düşünür. bunları yaparken karşısındakinin vereceği tepkiyi de düşünür ve karşılık alamayacağını anlar, anladıkça daha da karamsarlaşır, daha da susar. insanlar onu umursamaz sanır, ilgilenmiyor sanır, bilmiyor sanır, sevmiyor sanır.. ama o her şeyin farkındadır. her şeyi düşünmekten yorulmuştur ve yoruldukça da susar.
sonuca yoğunlaşan ve sonucu kabullenen ve değişemeyecek, değiştirilmeyecek, olduğunu bilen insan davranışıdır, ya da zaten sonuç itibariyle ne dese eksik kalır diye düşünüp, hiç başlamamaktır sözcüklere.
son zamanlarda çoğu kişinin dönüştüğü insan türüdür. sıkıntıların hep aynıdır değişmez yanlışca ağırlaşır kimi zaman hafifler. herkesin vereceği tepkileri biliyorsundur artık. "takma" derler "boş ver" derler, susarsın bir yandan sende korkarsın çünkü aynı çemberin içinden aynı sözleri tekrarlayan insan olmaktan.
karşındaki, o söylenecek çok şeyi anlamıyorsa, tahmin bile edemiyorsa, söyleyecek çok şeyi olduğu halde konuşmayan insandır.
not: bugün başıma gelmiştir.
Organize işler adlı filmde bununla ilgili güzel bir diyalog vardır. Üzeyir* ile Samet* yemek masasında bir ara yalnız kalırlar.*
- Üzeyir abi; sen dilsiz diilsin, niye hiç konuşmuyosun?
- Bir ara çok konuştum, hiç faydasını görmedim, bıraktım.