söylenmesi gerekenler söylenmelidir.. saklayamazsın zaten kendiliğinden taşar.
''söyleyecek bir şeyi olmadığı için susan insan'' ile karıştırılmamaları gerekir...
ne söylemeli diye düşünürüm çoğu zaman. boş bomboş görüyorum kendimi.
söylenmişlerin üzerine çıkamam. sarhoş ve paylaşımsız olmak güzel. kendini önemsememek güzel. fiyakasız ve serbest olmak, olduğun yerde tükenmek güzel.
sanırım herkesin bir hikayeye ihtiyacı yok. çünkü bu o kadar da değerli değil.
bunu biraz erkenden anladım herhalde.
neticede anlatacak bir şey bulamıyorum ve bu durumdan sıkılmıyorum. yok, ne yapabilirim? yok.
Çünkü içinse o kadar şeyi tutuyorsa bu onun diğerlerine anlatmak istemediğin den dolayi olur. Nitekim o zaman kadar Susup kimseye bir şey demiyorsa ki bu değmez anlamında dir. Sorduğunuz zaman iyi yok bir şey der. Hem zaten kime derdini anlayacaksınız ki? Kim sizin derdinizi dert eder ki? Aşık Veyselin dediği gibi. Anlatamam derdimi dertsiz insana.
Konuşmayan değil, konuşamadım. 1 yıl boyunca her anı planladım, defalarca söyleyeceklerimi, anlatacaklarımı düşüne düşüne uyudum. Şimdi gerçekten bu fırsatı elde ettiğime bile inanamıyorum. Sanki hiç yaşanmamış gibi. Daha idrak edemedim, gerçekten anlayamadım. Büyülenmiş gibiyim hala.
Diyeceğim o dur ki, kimse sizi dinlemiyorken konuşmak çok kolaydır.
çok çok sevdiği ve uğruna çok defa fedakarlık yaptığı birinden defalarca kazık yiyen insandır. defalarca kazık yemiştir ama çok sevdiği için bunu bir türlü fark edememiş, dahası konduramamıştır. konuşmama sebebi de içinde hissettiklerini kelimelere bir türlü sığdıramıyor olmasıdır. hayat ona insanları tanıtmak için ilk olarak karaktersiz birini sevdirmiş, sonra da gerçek yüzünü göstermiştir. bu durumda kelimeler hakikaten kifayetsiz.