7 büyük alevi ozanından biri sayılan fuzuli'nin dillere pelesenk olmuş bir mısrasıdır.
beyhude gamlanma divane gönül
cümle alemin rızkını veren vardır
yaptığın hatayı görmüyor sanma
kalpte gizli en derin sırları bilen vardır
mal-ı emlakım var deyu güvenme
arkam var deyu dayanma
sırt üstü insanı yere varan vardır
beyhude gamlanma divane gönül
cümle alemin rızkını veren vardır
derdime vakıf değil canan
beni handan bilir
hakkı vardır şad olanlar
herkesi şadan bilir
söylesem tesiri yok, sussam gönül razı değil
çektiğim alamı bir ben bir de allah'ım bilir
Yıkılmış ve geç kalınmış viraneleriz.
Şimdi ne senin gözlerinde haranın suya hasret yangınları var
Ne de benim gözlerimde şiir...
Yaz dedin, oysa kışlar yaşıyorum her mevsim
Açmak üzereyken papatyalar yeni karlar yağıyor üzerine
Üşüyorum...
Evet hala üşüyor ellerim..
Hüzün kapımızı çalalı beri bin günü aştı
Bin ömür, bin soluk, bin yıkılış yaşadım
Ömrünün arka sayfalarında altı çizilmiş satırlarımı okumaya başladım
Sığınışlarını, susuşlarını ve haykırışlarını işittim mavi adadan
Korunaklı bir liman olamadım sana
Ve arkama bakmadan giderken
Haykırışlarını duymamak için kapattım yüreğimin kulaklarını
Şimdi, bin ömür geçmiş ömrümden
Ben bir rüyadan uyanmak istercesine çırpınıyorum
Hani zaman ilacı olurdu her şeyin?
Hani zamana bırakmalıydık?
Atalar yine yanıldı...
Bir günün sonunda binlerce tükenişle ölürken ben
Zaman zehrini içerken yudum yudum
Artık bitsin istiyorum ataların ilaç dedikleri yoksuzluğun..
Bitsin...
Bitmezlerin bilincinde diyorum diye
Yıkılmış ve geç kalınmış viraneleriz.
Şimdi ne senin gözlerinde haranın suya hasret yangınları var
Ne de benim gözlerimde şiir...
Şimdi kendini yok edişlerini dinliyorum
Susuyorum...
Susuşlarımın öznesi sen oluyorsun hep
Şehrine gidiyorum...
Yokluğun açıyor kapıları
Yıkılan şehirlerarası bir otobüs terminalinde ayak izlerimiz duruyor
Hala haklısın
Kokun sinmiş soğuk duvarlarına şehrin
Herkesin gözünde seni arıyorum
Yoksun...
Yokluğunu salıp gitmişsin
Gidişle bırakıldığın bu kentte...
Susuşlarına bile yandığım soğuk dağlarımın eşkıyası
Bağışlama dilemiyorum, gel demiyorum, sev demiyorum
Haykırışların yankılanıp boşlukta kaybolmadı bilesin
Sığındığın maviadada yaktığın ateşi görüp
Yanaştırabilirsem gemilerimi
Tutacağım ellerinden...
Şimdi yanıyorum, kanıyorum
ve yıkılışların altında tekrar eziliyor bedenim
geç kalınmış bir soluk mu bir günün sonunda
yoksa çaresizliklerimin son çırpınışları mı bilmiyorum
kayıp adresten yazıyorum son kez
sussam yalnızlık, konuşsam ayrılık
dönsem yıkılış, dönmesem yokoluş...
şimdi ben susuyorum, yalnızlığa talip
sende sus bana
bazen susarken en güzel haykırışı yaparsınız. susmak en güzel söylemek olur o zaman. en güzeli de budur. tabi şiir okunduğu an söylemek olur ve büyü bozulur. söylenmeden de çok güzel şiirler okunur. sadece gözlerle...
Sus Söyleme
Sus söyleme
Bir şey söyleme artık
Sus söyleme
Her şey gereksiz artık
Bana düşen dönüp de gitmek
Sonunda elimde kalan
Bir avuç hüzün ve keder
Yeter yeter söyleme artık
Kelimeler kanatır yarayı
Gözlerin anlatıyor
Mutlu aşk yoktur
Oysa ben sana neler adamıştım
içli şarkılar, kırık ezgiler
Yüreğimden süzülüp gelen
Bırakıp gittin beni
Bir gün yollarda
Yeter yeter söyleme artık
Kelimeler kanatır yarayı
Gözlerin anlatıyor
Mutlu aşk yoktur
Sus söyleme her şey ortada artık
efsanevi divan edebiyatı şairlerinden fuzuli'nin; kimin söylediğini bilmesek bile en çok o'na yakıştıracağımız, her zaman ki gibi lafı gediğine oturtan ve insanın nefesini kesen bir sözüdür.*
beyhude gamlanma divane gönül,
cümle alemin rızkını veren vardır,
yaptığın hatayı görmüyor sanma,
kalpte gizli en derin sırları bilen vardır,
mal-ı emlakım var deyu güvenme,
arkam var deyu dayanma,
sırt üstü insanı yere varan vardır,
beyhude gamlanma divane gönül,
cümle alemin rızkını veren vardır,
derdime vakıf değil canan,
beni handan bilir,
hakkı vardır şad olanlar,
herkesi şadan bilir,
söylemekle sonuçlanması gereken eylem. kurtlar vadisinden yarım yamalak bir diyalog;
iskender büyük : ya kelim * sen bu tetiğe bastında kurt ölmemiş.
kel : sayın büyük.. gravv *
iskender büyük : hah kurt öldü şimdi.
vel hasıl kelam kafada ki kurt öldürülmeli, öldürülmeli ki sonrası için problem teşkil etmesin. Madem söylenecek söz var, söylendiği zaman tesiri olmayacağı düşünülüyor, sözü azıcık süsleyip tesirli mesafeye getirmekte, gönlü razı etmekte fayda var. kapito?
tüm zamanlarda geçerliliğini koruyabilecek sözlerden biridir. kendini, düşündüklerini anlatamamanın ve anlatamayacak olmanın verdiği çaresizliği dile getirir.
(bkz: hadi birini seç)
okul yıllığında kullanılmış sözdür.
reklam almak için gidilip terbiyesizlik yapan bir işyerine ithaf edilmiş çok da güzel oturmuş sözdür.
günümüzde dahi söyleyenin diline sağlık denilecek kadar geçerliliğini korumasına üzülmek mi gerekir sevinmek mi gerekir o ayrı bir muamma.
-söylesem tesiri yok sussam gönül razı değil yahu
-yani diyosun ki söylesem kimse sallamaz sussam içim içimi yer tutamam bunu benim ağzımda bakla ıslanmaz bu mudur yani
-tarihe geçebilirdim bunu yapabilrdim bitirdin beni her lafı yorumlayan arkadaş
-olum sen harbi fuzulisin.