söykü dergisi sayı 3 daktilo

entry61 galeri0 video1
    11.
  1. pek sevgili dergimizin 3.sayısı. emeği geçen herkese teşekkürleri borç bilirim. dergi de yayınlanan/yayınlanamayan yazıları kaleme alan, bize aktaran tüm yazarlara teşekkür ederim. usanmadan hikayeleri okuyup yorum yazan tüm okurlara da teşekkür ederim.

    sol frame am-göt-meme üçlüsüyle devam ederken, burada güzel şeyler oluyor...

    naçizane yorumlarım;
    --
    --

    anneler yalan söylemez @avea11

    güzel, akıcı bir öykü. zaman geçişleri, paragraflar insanı yormuyor. okurken mekanlarda kısa seyahatler yapıyorsunuz. hikayenin sonu pek sürpriz olmasa da dramatik olmuş. okunası bir yazı. yazarın ellerine sağlık...
    --

    bu daha önce yapıldı abi @efervesantadem

    hikayeyi açar açmaz sizi şaşırtıyor. hem de daha okumadan. yazım kısmı için emek verilmiş. kullanılan argo gözünüze takılsa da okuması çok keyifli ve eğlenceli bir yazı olmuş. yazarın ellerine sağlık.
    --

    bir harfte ölmek @eksipozitif

    hikaye gerçekten güzel. biraz savruk olan konusu sonunda toparlanıyor. ancak anlayamadığım tek nokta; neden jack? saçma ama buna takıldım işte... yine de yazarın emeği göz ardı edilemez. yazarın ellerine sağlık.
    --

    gerçeğin pespayeliği @esesdopiyespiyes

    --spoiler--
    ölmeyi bile beceremedim reşat memur. bu ne demek bilir misin? bunları sen hakettin, öyle kolay kolay ölmek yok, yaşayacaksın demek. her gün biraz daha öle öle yaşayacaksın. bazı adamlar, ölmeyi bile beceremezler reşat memur.
    --spoiler--

    hikayenin vurucu cümlesiydi benim için. reşat bey'i kafamda ali rıza bey silüetinde canlandırmam tamamen benim suçumdur ayrıca*.

    --spoiler--
    -onlarındabakılacakbirailesiolduğuiçin-
    --spoiler--

    bu cümle de bana -kuruluşu itibarı ile- oğuz atay'ı anımsattı nedense... keyifli ve başarılı bir hikaye. yazarın ellerine sağlık...
    --

    sakalları pipo kokan adam @experimental

    anlatım tarzı her zamanki experimental. fakat bu sefer daha sade sanki. akıcı, okuması yormuyor. uzun uzun yorumlamaya gerek yok. biraz tarz değişikliği vakti gelmiş yazar için. okuduğum tüm hikayeleri aynı tarzda. bu hem iyi hem de kötü olmuş. yeni şeyler denemiyor sanki. yine de okunması gereken bir hikaye. yazarın ellerine sağlık.
    --

    kör sevdadan topal mektuplar @gicir bey

    --spoiler--
    yalnız mıyım sanıyorsun? bir sigara var ağzımın ortasında. sol elimde kelimeler...
    --spoiler--

    bir sigaraya eşlik edecek kadar kısa bir hikaye. evet. ama bir sigarayı çok keyifli kılan bir hikaye olmuş... yazarın ellerine sağlık.
    --

    umut ya da diğer deyişle umutsuzluk @ignorabimus

    çok değişik bir şekilde ele almış konuyu. bu da hikayeyi ilgi çekici kılıyor. yazının uzun olması gözünüzü korkutmasın. akıcı bir anlatıma sahip. bir kitabın içinden seçilmiş bir bölüm gibi sanki. yazarın ellerine sağlık.
    --

    son teslimat @ischam

    derin anlatımlar ve duygu aktarımları var hikayede. normalde olsa bu hoşuma gider ancak sözlükte uzun paragraflar okumak zor oluyor. eminim pdf versiyonda okuması on kat daha güzel olacaktır. yazarın ellerine sağlık.
    --

    mustafa nın hazin öyküsü @liberalisticcommunist

    bir dönem yazısı yazmak zor iştir. ancak yazar bu zorluğu bilgisi ve birikimiyle -sanırım ufak bir de araştırmayla- alt etmiş. tam olgunlaşmış bir öykü. yazarın ellerine sağlık.
    --

    gri günlerdi @mbaran

    paragrafları kısa tutarak okuyucu sıkılmamaya çalışılmış. bir diğer dönem yazısı daha /kısmen de denebilir. eklenilen görseller olayı tahayyül etmekte okuyucuya yine yardım ediyor -ki buradan mbaran'ın okuyucuyu ne kadar düşündüğünü çıkarabiliyoruz... akıcı bir hikaye. yazarın ellerine sağlık.
    --

    mutlu sonbahar @ruya avcisi

    kafa sesiyle hikaye yazmak biraz cesaret ister. yazar burada bir tebrik hak ediyor çünkü kafa sesiyle yazılan hikayeler genelde -sıkıcı- olarak isimlendirilirler. hikaye tam aksine -akıcı-. yazarın ellerine sağlık.
    --

    vasi yolculuğu @seyyar motto

    --spoiler--
    ve kalbi durdu. kalbim durdu. gözlerine baktım, yeşilin her tonunda ağladım.
    --spoiler--

    sonu insanın tüylerini diken diken yapıyor. okuması keyifli bir hikaye. yine diğer uzun hikayeler gibi paragraflarının uzun olması sözlükte okumasını zorlaştırıyor. eminim pdf formatı bu hikayeyi daha da okunur hale getirecektir. yazarın ellerine sağlık.
    --

    osman bey ve daktiloları @sirkecidentrengider

    kuşak çatışması anlatıyor desem pek yalan olmaz sanırım. eğlenceli bir anlatımla sıkılmadan okunabilen bir yazı. "yok artık" diyeceksiniz ama bana gogol'u anımsattı içerik ve anlatım olarak -tat olarak-. yazarın ellerine sağlık.
    --

    deniz ile yolculuk @turkuaz

    yazarın bir star wars izleyicisi olduğunu anlamak için dahi olamaya gerek yok sanırım*. bu ve bunun gibi süpriz isimlerle hikayenin son satırına kadar 'taze' kalmasını sağlamış. fantastik yazmak zor olmamış yazar için. başını okuduğumda biraz da benim hikayemi anımsatmadı değil *. gerçekten uzun bir hikaye. ama sıkılmayın. okuduğunuza değecek. yazarın ellerine sağlık.
    --

    şairin hayatı öyküye dahil @yirmi besinci kisim

    yazıyı tesadüfen zeki müren'in gitme sana muhtacım adlı parçasıyla dinledim. birebir oturmasa da güzel ahengi oldu yazı ve şarkının. başarılı bir yazı. ustaları anması ayrı bir güzellik katmış. yazarın ellerine sağlık.
    16 ...
  2. 10.
  3. (bkz: gerçeğin pespayeliği)
    bir hikayenin başlığı ile kendisi arasında en azından biraz bağlantı olsa iyi olur kanaatindeyim. sanırım yazar pespaye kelimesini seviyor.
    gerçekten güzel kelime.
    öykü son derece akıcı bence bir çırpıda gidiveriyor. iddialı laflar var. fakat;

    --spoiler--
    bu iddialı lafları aslında geçmişte çok zengin sonra dan düşkün olmuş ve üstelik kör olmuş ve üstelik adliyenin devamlı dilenci kadrosuna yerleşmiş birinin söylüyor olması -ki bu adamın adını da bilmiyoruz her nedense- kilişe mi acaba ? ya da biraz arabesk. buna okuyucu karar verecek sanırım. ama ben pek çok mahalle dedikodusun da, küçük hikayeler de tv dizilerinde kemalettin tuğcu da filan bu adama çok rastladım.( en son bu hafta uykusuz dergisin de faik in de eskiden milli body buildingci yakışıklı bir doktor olduğunu öğrendik.) gerçek hayatta ise hiç böyle birini tanımadım. bildiğim tüm dilenciler hep fakirmiş veya bu onların mesleği. bildiğim hiç bir deli de eskiden kaymakam filan değilmiş.

    bir de reşat ve daktilo ilişkisi tüm öykü boyunca bir iş ilişkisi. ama daktilo gidderken bir anda duygusal bir ilişkiye dönüyor. reşat daktilosunu ne kadar sevdiğini daha önce bize anlatmamıştı.
    --spoiler--
    3 ...
  4. 9.
  5. (bkz: bir harfte ölmek)

    erkek çocuğu babasına aşık olur mu.? babası hayatta geçmesi gereken ilk rakibimidir yoksa onun can yoldaşı mı? peki bunu kim belirler oğul mu yoksa baba mı? enteresan bir baba özlemi anlatılmış. kurguda bir sıkıntı mı var ? şöyle ki;

    --spoiler--
    çocuk ve baba neden aynı ortamada bulunamıyorlar ben anlayamadım. yani öyküde genç bir arkadaşımız baba özlemi ile çocukluğuna dönüyor ama şu anda bir yetişkin ya da artık o kadar da çocuk değil. nedir yani atla uçağa-trene-otobüse git gör babanı evlat. bir ay kalmış ölmesine.
    --spoiler--
    4 ...
  6. 8.
  7. (bkz: şairin hayatı öyküye dahil/#14829327)

    Mükemmel değil... Öyle olması da beklenmez zaten.
    Bazı betimlemeler öylesine etkileyici... Ama ardından gelen cümleler ile kaynaşamıyor...
    Yazar sanki yazarken kalkıp bir sigara içmiş sonra devam etmiş gibi.
    Oysa tanıyorum da adamı sigara da içmez...
    Ben böylesi dahiyane bir fikrin konu kısıtlaması olmadan, zihinleri özgürlüğüne bırakılmasını tercih ederdim açıkçası.
    Belki de konu kısıtlaması yazarı kasıyor, ilhamını söndürüyor.
    1 ...
  8. 7.
  9. hepsini okuduğum sayıdır. bir buçuk saat bile sürmedi.
    şimdi tek tek haklarında bir şey söylemek gerekirse ;

    (bkz: anneler yalan söylemez)

    konu daktilo değil. ama daktilo figürünü kullanabileceği en güzel sahnelerden birinde kullanmış. yani neredeyse daktilo sesini bizzat duydum desem yeridir. hikayede ki dram finalde abartılmış bence.

    --spoiler--
    sanırım beş yaşında bir çocuğun bir mahkemede dikkatini çekebilcek tek şey bir daktilodur. abinin ölmesi hem de tam çıkacakken biraz ajite geldi bana. bir de babanın kendi yerine oğlunu hapse göndermesi ve annenin buna itiraz etmiyor olması. yani baba mafya babası da değil ki. bir an ben olsaydım ne olurdu dedim. sanırım gider yatardım cezamı. oğluma bunu yapmazdım.
    --spoiler--
    5 ...
  10. 6.
  11. Eve geldiğimde her biri nescafe ve sigara eşliğinde, itina ile okunacaktir
    5 ...
  12. 5.
  13. uludağ sözlük yazarları için fırsattan öte bir çağrı. yazmayı sadece; kız kaldırmak, ün kazanmak, egosunu okşatmak gibi sebeplerle sevmeyenler için bir yol. eleştiriler, hele de olumsuz eleştiriler; olmazsa olmaz. şunu unutmayın, "eğer gün gelip, size yanlış yolda olduğunuzu söyleyen kalmadıysa; gerçekten yanlış yoldasınızdır."

    eleştirilerin belki de en büyük payını, bu oluşumun -aralarında experimental ın da bulunduğu-seçici kurulu alıyor. geçtiğimiz akşam, bir yazarın bana sorduğu ve çekindiği şuydu: "siz, bu seçenlerden biri olsaydınız, öykünüzü dergiye yollar mıydınız?" üzerine çokça düşünülmesi gereken bir konu mu? hayır. kişiye kalmıştır, her halükarda memnun olmayacak bir çok kişi mevcut. ister istemez, o yazı mı benim yazı mı? seçimini, artık bıkkınlık veren bir eski sevgili tadında sunmakta insanlar. tavsiyem ve o soruya yanıtım şudur:

    bu yolculuğa çıkmayı göze alan ve tüm sorumluluğun kaynağında olan insansam, kendi dışımdaki değerlendirenlere; herkes gibi sunar ve sonucu beklerim. hatta o öykü hakkındaki kararı da yayınlandığı tarihte görürüm.

    kendi, var oluş yazıma da değinecek olursam:

    --spoiler--

    vasi yolculuğu, içerisinde bulunduğum sayının; daktilo çağrışım noktasına yakından temas ediyor. ölen bir yazarın çocuğunun çevresinde geçiyor. yazarken, dergi için özellikle bir yarım kalmışlık tadı bıraktım ve bu alternatif bir sona sahip.

    --spoiler--

    içerisinde emeği olan ve okuyup "yapıcı" eleştiride bulunan herkese teşekkürler!

    -seyyar
    5 ...
  14. 4.
  15. keyifli ve okunası hikayelerin devamısı.
    4 ...
  16. 3.
  17. daha ileri seviyede öyküler barındıracaktır içinde eminim ki.

    bekleyip göreceğiz..
    1 ...
  18. 2.
  19. daktilo üzerinden hikaye yazmak, çocuk parkı ve fareden daha zor, bir o kadar da daha keyifli olacak.
    3 ...
  20. 1.
  21. "herkese merhaba,

    90 sene önce bugün doğmuş olan bir yazara borçluyuz bu sayının temasını. bahsettiğim yazar "yolda" kitabıyla, aynı zamanda isim babalığını da yaptığı "beat kuşağı"'nın bir nevi manifestosunu yazmış olan jack kerouac.

    1950'lerin amerika'sında gelişen konformist hayata bir tepki olarak doğan ve etkileri tüm sanat alanlarında görülen beat akımının kerouac dışındaki diğer 3 önemli yazarı/şairi allen ginsberg, neal cassady ve william burroughs'un o dönem yaşadıkları, hem "yolda" hem de "zen kaçıkları" kitabında, akıcı bir üslup ile anlatılmış, bu kitaplar günümüz edebiyatına etkileri yadsınamaz olan bu akımın bir nevi belgeselini çekmiştir.

    otostop ile bir eyaletten diğerine yolculuk eden ve çadırlarda yaşayan bu yazarların ortak özelliği gittikleri her yere belki yedek bir gömlekleri olmasa da mutlaka portatif daktilolarını götürmeleri. işte bu sayının teması da, bu yüzden daktilo.

    bu sayının bir özelliği de, ilk 2 sayıda tek başıma üstlendiğim, öykü seçimi işini, kurulan 6 kişilik bir ekip ile paylaştığım ilk sayı olması. konformist bir şekilde çıkardığım ilk 2 sayıdan sonra, "ya bu öykü olmamış, nasıl seçilir? bu öykü nasıl giremez?" şeklinde serzenişlere yöneldiğim sayının, beat kuşağı ile alakalı olması da, sanıyorum tesadüf değildir.

    iyi okumalar." (experimental)

    @______________________________________________________________@
    _________________________söykü dergisi____________________________
    ____________________________sayı 3_______________________________
    __________________________konu: daktilo_____________________________
    @______________________________________________________________@
    __________________anneler yalan söylemez(avea11)_______________
    @______________________________________________________________@
    _____________bu daha önce yapıldı abi(efervesantadem)____________________
    @_____________________________*________________________________@
    ___________________bir harfte ölmek(eksipozitif)______________
    @_____________________________*________________________________@
    ______________gerçeğin pespayeliği(esesdopiyespiyes)___________________
    @_____________________________*________________________________@
    _____________sakalları pipo kokan adam(experimental)________________
    @_____________________________*________________________________@
    _____________kör sevdadan topal mektuplar(gicir bey)______________
    @_____________________________*________________________________@
    _________umut ya da diğer deyişle umutsuzluk(ignorabimus)______________
    @_____________________________*________________________________@
    ______________________son teslimat(ischam)______________________
    @_____________________________*________________________________@
    __________mustafa nın hazin öyküsü(liberalisticcommunist) _____________
    @_____________________________*________________________________@
    _____________________gri günlerdi (mbaran)______________________
    @_____________________________*________________________________@
    __________________mutlu sonbahar(ruya avcisi)___________________
    @_____________________________*________________________________@
    _________________vasi yolculuğu(seyyar motto) ________________
    @_____________________________*________________________________@
    __________osman bey ve daktiloları (sirkecidentrengider)________________
    @_____________________________*________________________________@
    _______________kırmızı kelimeler(siyahgiyenadam)_________________
    @_____________________________*________________________________@
    __________________deniz ile yolculuk(turkuaz)___________________________
    @_____________________________*________________________________@
    _________şairin hayatı öyküye dahil(yirmi besinci kisim)__________________
    @_____________________________*________________________________@
    *öyküler yazar isimlerine göre sıralanmıştır.

    web sayfamız üzerinden okumak için:
    http://www.soykudergi.com/sayi-3-daktilo/

    tüm sayılar için:
    http://www.soykudergi.com/

    pdf tabanlı sayfaları çevirerek okumayı sevenler için hazırlanmış versiyonu: http://www.uludagsozluk.com/soyku/3/

    3. sayı öykü seçim ekibi: bandini, biradetbeyfendi, esesdopiyes, experimental, mbaran, sirkecidentrengider
    pdf versiyonu tasarım: experimental
    arayüz hazırlık: uludağ sözlük

    ***

    bu sayıyı jack kerouac ve şahsında tüm beat kuşağı sanatçılarına adadığımız için;

    öykü gönderen, okuyan, yorumlayan, destekleyen ve uludağ sözlük'ün güzel yüzünü görmemizi sağlayan tüm yazarlar için tom waits'den gelsin;



    ***

    duyuru 1: dergiye giremeyen yazılar ile ilgili yorumları derleyip, yazarlara iletme işini mbaran üstlendi, bundan sonra bu mesajları kendisinden alacaksınız.

    duyuru 2: ilk iki sayıda 19 adet öykü yeralmıştı, ekip içinde yapılan tartışma sonucu, öykü sayısının, bundan sonra sirkecidentrengider'in de önerisiyle, uludağ'ın yeraldığı bursa'nın da plakası olan, 16 olmasına karar verildi.

    duyuru 3: bundan sonraki sayılar için öykü yayınlama zamanı pazar gecesi 01:00'den, cuma gecesi 00:00'a alınmıştır. böylece daha sağlıklı bir seçme prosedürü olacaktır. örneğin 4. sayı için 23 mart 00:00.

    duyuru 4: moderasyon, söykü için girilmiş öykülere anlayış göstermektedir, lakin yazarların yine de iyi niyeti suistimal etmemek için; başlık açarken, türkçe kurallarına uymaları, soru ve anket içeren başlıklar açmamaları önemle rica olunur.

    duyuru 5: dergi yayını öncesi, ben de dahil olmak üzere ekipten kimseye öykünüz hakkında yorumda bulunmasını talep etmeyiniz, tarafsızlık ve eşitsizlik konusunda hassas davranmamız geektiğinden, tarafınıza yorum iletilmeyecektir. dergi yayını sonrası herkes istediği yorumu yapabilir, ekibin resmi ve ortak yorumu ise mbaran tarafından size atılacak olandır.

    duyuru 6: kurulan ekip henüz kemik kadro olarak görülmemelidir, bir kaç sayı yapılan gözlemler sonucu, gelenler, gidenler olacaktır. unutmamalıyız ki, seçim yapan ekip de henüz dergimiz gibi emekleme dönemindedir.

    duyuru 7: 4. sayı için (bkz: söykü dergisi sayı 4 çamur)
    12 ...
© 2025 uludağ sözlük