söykü için yeni diyebileceğimiz yazarlardan biri de pembemontlukupa.
öyküsünde kadın karakterin yaşadığı duyguları net bir şekilde aktarmayı başarmış. paragraf yapısına ve dil bilgisi kurallarına biraz daha dikkat ettikçe çok daha güzel öyküler okuyacağımıza eminim.
akilluslu, söykü dergisini takip edenlerin hemen tanıyacakları şekilde, kendine has öyküler yazan bir yazar.
temasız sayımızdaki bu öyküsünde yine türkiye gerçeklerini ince bir elekten geçirerek okuyucuya aktarmayı başarmış.
öykülerindeki karakterlerin hepsi nevi şahsına münhasır karakterler. olayları anlatış biçimi nedeniyle öyküye yabancılık çekmeden adapte olabiliyorsunuz; bu da, öykünün sürükleyici olmasını sağlıyor. sıkmadan, yormadan yazılmış güzel bir öykü olmasına rağmen, yazarın farklı zaman ve mekanlarda geçen öykülerini de görmek güzel olurdu.
son yıllarda, en çok duyduğumuz yakarışlardan birisi; 'ya bu kredi kartları ve cep telefonlar olmadan önce nasıl yaşıyormuşuz?' değil mi?
yazar öyküsünde, işte bu kredi kartı olmadan yaşama-yaşayamama olgusunu aktarmış. tam bir türkiye gerçeği olmakla birlikte ne yazık ki her gerçek gibi acı da barındırıyor.
güzel, etkileyici bir anlatım olmuş. umarım yazarın yeni öykülerini okumak da nasip olur. emeğine sağlık.
kızların ilk aşklarının babaları olduğu zaten bilinen bir gerçek. peki ya erkeklerin?
babalar ve oğullar arasında zaman zaman mesafeli, zaman zaman sımsıcak bir ilişki yumağı varken, gururun her iki tarafa da neler kaybettirdiğini görmek ve kimsenin hiç bir şey kazanmadığını anlamak için okunası bir öykü olmuş.
şayet, paragraflar bu kadar uzun tutulmasaydı ve yazım hatalarına da dikkat edilseydi tadından yenmezdi.
umarım bir dahaki öyküde bu noktalara dikkat edilir.
önce yayın tarihi ertelenmiş şimdi de ertelenen tarihten de 4 gün geçmesine rağmen yayınlanmamış dergi. zaten az olan takipçiler de artık hepten takip etmeyi bırakacaklardır. neyse hayırlısı olsun üç öykülük bir macera oldu benim için, en azından iyi tarafından bakalım.