5 aralık önce kaybettiğimiz bir yazara borçluyuz bu sayının temasını, bahsettiğim yazar ülkemizde hak ettiği okur kitlesine ne yazık ki ulaşamamış olan, nadir psikolojik roman yazarlarımızdan erhan bener'den başkası değil.
ölümünün haber değeri taşımadığı ülkemize, pek çok eser bırakan bener, romanlarında ana karakterin psikolojik evreni etrafına inşa ettiği olay kurgusu ile dikkat çekmiş, dili ustalıkla kullanması ve yoğun betimlemelerine rağmen akıcılığı koruyabilmesi ile yetkinliğini ispatlamıştır.
benim için ayrı bir yeri olan ve ölümünden kısa süre önce imzalatma fırsatı bulduğum "baharla gelen" romanı, yazmaya hevesli herkesin okuması gereken, kurgu konusunda referans olabilecek, ana karakter "reha"'nın iç dünyasına doyumsuz bir yolculuktur.
13 sayısının uğursuzluğuna inat, 13. sayımızın konusunu şans ile özdeşleşmiş "kuş" konusuna ayırmış olmamız, kışın bastırdığı bu günlerde, baharla gelecek olana umutla bakmamızı sağlar umarım.
duyuru: önümüzdeki sayının konusu "kar". öykülerinizi, 20 aralık perşembe akşamına kadar soykuyolla@gmail.com adresine ya da bana iletebilirsiniz. (bkz: söykü dergisi sayı 14 kar)
bir kartalın bakışlarında; egemenliği, bir martının kanatlarında; özgürlüğü, bir güvercinin gagasındaki zeytin dalında; barışı ve uzlaşmayı betimleriz.
bir bülbülün ötüşünde doğaya olan sevdamızı, o bülbülün güle olan sevdasıyla; sevgiyi ve aşkı tarifleriz.
fantastik öykülerin vazgeçilmezidir zümrüdüanka kuşu. bir baykuşu, gerilimli öykülerin değişmez unsuru hatta, belirteci olarak görür-kabul ederiz. bir muhabbet kuşu, bitmek tükenmek bilmeyen neşesiyle yalnız insanların dert ortağıdır çoğu kez ve her ne kadar, masallarda tilkiye peynirini kaptırsa da biliriz ki gerçek yaşamda zekanın timsalidir kara karga.
spor deyince aklımıza ilk gelen futbolda 3 büyüklerin 2'sinin simgesidir kartal ve kanarya.
- kuş... derya deniz bir konudur o öykülere...
haydi! siz de tutunun bir martının kanadına, alsın götürsün sizleri; insanlarla iç içe olduğu fakat daima bir mesafe koyma gereği duyduğu dünyasına ya da bir kanaryanın ötüşüyle uyandığınız, güneşin gökte pırıl pırıl parladığı, yaşam hevesiyle dolduğunuz anlamlı bir gününüzü kaleme alın.
- yazın sizler de... yazın ki paylaşılsın yaşamlara anlam katan güzellikler...
bildiğim kadarıyla - ki yanılıyorsam affola- yazarın söykü'deki ilk öyküsü.
öykünün kısa olması, okuyucuyu fazla sıkmaması açısından güzel olmuş. temayı işleyiş tarzı da gayet güzel. zira ölüm, hele ki annenin ölümü ve kuşun bağdaştırılması isabetli bir karar.
tek eleştirim şekil konusunda olacak; konuşmalar paragraf değil de kısa çizgiyle başlasaydı ve noktalama işaretlerine de biraz daha özen gösterilseydi daha güzel olurdu.
yazarın kalemine sağlık. umarım yeni sayılarda da öykülerini okumak nasip olur.
tanımlamalar, ifadeler ve anlatımdaki ihtişamla muhteşem bir öykü çıkmış ortaya.
oldukça profesyonlce bir anlatımla aktarılmış öykü. temanın yerleşimi de şık olmuş.
çok beğenerek okudum. yazarı tebrik ediyorum umarım yine yazar, hep yazar.
yalnız bu süslü anlatıma, zengin kelimelere basit imla ve noktalama hataları gölge yapmış. yazarın bir dahaki öyküsünde daha dikkatli olacağına inanıyorum.