pink floyd'un kurucusu, isim babası, müthiş sözlerin sahibi. wish you were here ve shine on you crazy diamond un bestelendiği adam. bi ara uyuşturucu kullanmış bildiğim kadarıyla. altmış yaşında 7 temmuz 2006 da pankreas kanseri nedeniyle öldü. Allah rahmet eylesin.
1964'te the abdabs olarak kurdu grubu, solo gitar ve solo vokaldeydi syd.. 65'te bir konserde ilk kez pink floyd -blues ustaları pink anderson ve floyd council'den esinlendikleri- adını kullandılar.. 1967 de ilk stüdyo albümü geldi: the piper at the gates of dawn.. syd'in önderliği, mistik ve psychedelic kişiliği ön plandadır ve ilk kez dinleyecek dostlara öneremeyeceğim kadar ağırdır,o yüzden şimdilik ilk yılları pas geçeceğim.
bas gitar ve vokalde o namussuz george roger waters-müzikal vampir- neredeyse tüm şarkıların lirik ve bestelerin mimarı, davulda nicholas berkeley "nick" mason -kesinlikle ilk yaşamında hinduydu.. klavye ve vokalde yaramaz dahi çocuk richard william "rick" right.. işte ilk ekip bu. ama syd müzik endüstrisinin acımasız çarklarına kapıldı; orta halli bir ailenin çocuğuydu şöhret baş döndürücü bir hızla geliyordu vs. vs. yavaş yavaş uyuşturucu "bataklığında" yok oldu, nihayet 68'de kafayı yedi ve gruptan ayrıldı.
syd'in bıraktığı boşluk ancak ne halt ettiği hakkında en ufak bir fikri bile olmayan bir gitar ustasıyla doldurulabilirdi ve öyle de oldu; aynı yıl david jon gilmour katıldı gruba..
60lar psychedelic çalışmalarla bitirildi. 1970 de senfonik rock'ın en önemli kilometre taşlarından biri -bence tabii, istemeyen katılmaz bu fikre- atom heart mother çıktı piyasaya ve alan parsons-sonradan kendi project'ini kurdu grubun manifestosunu albümün kapanış parçasında imzalayıverdi: alan's psychedelic breakfast... bu albümle birlikte melodik yapı güçlenerek devam etmiştir ve sözler hala ikinci plandadır.
1973..işte bu tarihe dikkat.. the dark side of the moon albümüyle roger waters'ın tartışılmaz liderliği, giderek güçlenen melodik yapı ve ilk kez önem verilen şarkı sözleri ön plana geliverdi. bu albüm meşuuuur bilboard dergisinin albümler listesinde en çok kalan albüm olarak guiness rekorlar kitabına girdi.
ama ne olursa olsun syd'e özlem bitmiyordu. onu aralarından çekip alan uyuşturucuya, insanları makineleştiren acımasız endüstriye, müziği sadece para kazanmak için yapan zırtapozlara bir tepki -ah sevgili sezen aksu bu arada sen de çek ellerini artık, yıllardır insanların duygularını manipüle ederek para baronesi oldun!- wish you were here albümü çıktı 1975'te. duygu dolu bir ağıt öfke yüklü bir tepki ne dersen de. işte karşınızda albümün ana teması: wish you were here - keşke burada olsaydın.. akustik gitarlar ve solo vokal david gilmour'dan, bu arada parçanın ortalık yerindeki akustik soloya eşlik eden şey bir elektro gitar değil dave'in kendi sesi..
o gruptayken pink floyda psychedelic etkileri çok yoğun hissediliyodu bestelerinden dolayı ancak her ne hikmetse grubu terketti.wish you were here albümü kayıtları sırasında stüdyoya gelip arkadaşlarının kendisine acımasına neden oldu. çünkü grupta değildi ve hala kendini grupta gibi görüyordu. bu albümde shine on you crazy diamond* şarkısının kendisine hitaben yapıldığı söylenir. 7 temmuz 2006 yılında hayata gözlerini yummuş değerli müzisyen.
Sevdiği sanatçılardan pink anderson ve floyd council'in adlarını kullanarak isimlendirdiği grubuyla* iki albumde çalışmıştır.**.Gruptan ayrıldıktan sonra iki solo çalışması vardır.**.hepsi de kesinlikle dinlenmesi gereken şaheserlerdir.
Yanlış anlaşılmış/anlatılmış adam oldu her zaman Syd.Pink Floyd'dan ayrıldı çünkü top of the pops programında olmak istediği şey olmaktan giderek uzaklaştığını fark etti.giderek popüler kültürün bir oyuncağı olmaya başladığını fark ettiğinde yeniden ve sadece büyülü bilinç altının sonsuz kapılarının arasında dolaşmak istediğini anladı.tabi bu roger waters'ın realist amaçlarıyla uyuşmadığı için yalnız kaldı.
Etrafındakiler onu etkilemiş,o da etrafındakileri etkilemiş olsa da aslında hep yalnızdı çünkü kimse ne onun görebildiklerini görebiliyordu,ne onun duyabildiklerini duyabiliyordu.Zaten o noktada görmek ve duymak algıları,kavramlarını aşıp birbirleriyle karışıyorlardı.O delilikle dahilik arasındaki ince çizginin üstünde oturan bir sanatçıydı.
Bu yüzden onun hakkındaki bazı yorumlar*** beni cidden üzüyor.
O toplumu ve sistemi oluşturan bireylerin inşaa ettiği duvarın,boyunu geçemediği nadir dehalardandı.Shine on!
ağlamamak imkansız. içime oturan o büyük acıyı tarif etmek imkansız. aramızdan ayrıldığına inanmıyorum. çünkü arkasında öyle birşey bıraktı ki, öyle şahane eserlerle ayrıldı ki. onlarla yaşıyor.
yukarıdan bir yerlerden izliyordu bizi herhalde.
di mi roger?
konser öncesi saçlarını düzeltmek için asit sürebilecek kadar manyak, bir ekol oluşturmuş, yüzlerce insanları kendisine özendirmiş * , trajik bir hayat yaşamış insan.
artık wish you were here çok daha acı geliyor bize be crazy diamond. keşke gitmeseydin, varlığın belli değildi ama biliyorduk, yaşıyordun, bir umutla geri döneceğin günü bekliyorduk. olmadı ne yazık ki..
(bkz: shine on you crazy diamond)
BBC uzun süredir çektiği şeker hastalığı sonucu ortaya çıkan komplikasyonlardan dolayı hayata veda ettiğini duyurdu. Pink Floyd`un basın sözcüsü sanatçının "huzur içinde vefat" ettiğini söyledi. Grubun doğal olarak bu kayıpdan çok üzgün olduğunu da ilave etti.
David Bowie de çok üzgün olduğunu söyledikten sonra, Barrett için "ingiliz aksanıyla söyleyişinin üzerimde çok büyük bir etki yaptığı ilk insandır. En üzüldüğüm nokta artık onu tanıyamayacak olmam. Gerçek bir elmasdı" dedi.
Hayatı:
Roger Syd Barrett Cambridge de doğdu ve orada grup arkadaşları Roger Waters ve David Gilmour ile okulda tanıştı. Avrupada çeşitli yerlerde arkadaşı David Gilmour ile birlikte folk şarkıları söyledikten sonra Londra daki Camberwell Sanat Okuluna başladı.
Pink Floyd u kurduktan sonra hem grubun ilk hit parçaları See Emily Play ve Arnold Layne i yazdı hem de bazılarınca en iyi Pink Floyd albümü kabul edilen The Piper at the Gates of Dawn`ı.
Fakat daha sonraki uyuşturucu alışkanlığı onu normal hayattan koparmaya başladı. Gruptan ayrılmadan önceki dönemlerinde seyircilere donuk gözlerle bakıp aynı notlara basmaya başladığında diğerleri onu geri plana almaya çalışarak David Gilmour u gruba aldı.
'Zihinsel Çöküş':
ingilterenin en önemli pop müzik programı Top of the Pops da görünmekten hiç hoşlanmayarak şovu terk etti. Programın yapımcısı Richard Buskin`e göre "Onun zihinsel çöküşünün başlangıcının ilk işaretiydi bu."
Barrett`in davranış bozuklukları giderek arttı. Şizofreniye dönüştü ve tüm müzik hayatından koparak annesinin yanına taşındı.
Grubun üyeleri zihinsel problemlerinin sadece uyuşturucu kaynaklı olmadığını, Syd`in o dönemde dahi kazandıkları üne karşılık dayanıklı kalamadığını söylediler.
Grubun onun için yaptığı albüm Wish You Were Here ve tabii ki onun için yazdıkları ölümsüz şarkı Shine On You Crazy Diamond (Parılda Çılgın Elmas) onun, sevenlerin kalplerinde sonsuza dek parlamasını sağlayacak.
vegatable man olarak bilinen syd barrett pink floyd'dan ayrılışının ertesinde yaptığı iki solo albümden sonra inzivaya çekilmiştir. bazı müzik eleştirmenleri tarafından pink floyd grubunun gerçek kurucusu olarak kabul edilmektedir ama grubun david gilmour seven bazı fanları bunu tamamiyle reddetmişlerdir. haliyle syd in lsd'ye olan bağımlılığı sahnede ayakta durmasını bile zorlaştırınca artık syd'in gruptan ayrılması istenmişti. hayatının son zamanları bir çiftlik evinde ailesiyle ve resim yaparak geçirmiştir.
pink floyd'u psychedelic rock'ta ustalaştırmış, fekat girdiği tripler yüzünden gruptan bir nevi atılmıştır. daha sonrasında david gilmour'ın gruba dahil olmasıyla birlikte pink floyd progressive rock'a geçiş yapacaktır...
syd'li pink floyd devam etseydi, şu ankinden çok çok daha da iyi bir grup olabilirdi.*