nasil tolkien lotr'u yazarken tamamiyle bir dunya olusturmustur, aynisini bu adam sarkilarinda yapar. sarkilar senin dunyanda bir anlam ifade etmese dahi kendi yasamini ya da cok basit seyleri anlatmaktadir. tabiki burada lsd etkisi kesinlikle vardir. ancak mesela bike sarkisini ele aldigimizda bir fareden bahsedilir ve adi jerreld'dir ve fare onun arkadasidir. daha sonra masasindaki zencefilli kurabiyeler de onun arkadasidir. onlardan zencefil adamlarim diye bahseder bu sebeple guzel insandir, cok sevilesidir.
pink floyd'u kurmamış, 1965 yılında katılıp 1 yıl içinde 7 kez isim değiştiren gruba bugünkü ismini vermiştir.
ilk dönem pink floyd'unu sevenler bilir, gruba müzikal anlamda rick wright ile en çok katkıda bulunan isimdir barrett. ilk albüm olan The Piper at the Gates of Dawn'da 2'si hariç tüm şarkıları tek başına yazmıştır. 2. albümde ise * katkısı ilk albümdeki kadar olmasa da diğer grup elemanlarında onun etkisi görülebilir ***
müziği hakkında ahkam kesen "another brick in the wall" floydianlarının algılayamadığı frekansta bir herif. popüler müziğin gelişim basamaklarını ve renklerini bir yere kadar tanımaya açık, birikimi az, basit dinleyiciler tarafından anlaşılması güçtür. led zeppelin'e burun kıvıran metalci genç'lerin kafası ne ise "syd barrett çocuk şarkısı yapıyo" diyen floydian'ın kafası da odur.
kutu kutu pensenin de bestekarı olan acid zihinli. yaptığı en mükemmel iş pink floyd'u kurmasıdır. bu, saçma müzik anlaşıyının aksine sonsuz bir şöhret kazandırmıştır kendisine. adına yazılmış şarkılar kendi yaptığı müzikten kat be kat kalitelidir.
uyuşturucu nedeniyle pink floyddan ayrılan sonra sorunlarını aştığını iddia ederek pink floydla tekrar stüdyoya girmiş ve söz yazmıştır ancak bu sözlerden sadece if you go, don't be slow gibi küçük bir parçanın kullanılabilirliği olmuş ancak kullanılmamıştır. kısaca syd barrettın dünyaya iki büyük armağanı var diyebiliriz: 1.si pink floyd gibi büyük bir grubu kurmuştur, 2.si uyuşturucu sorunları yüzünden pink floyddan ayrılması sonucunda roger waters gibi büyük bir insanın yolunu açmasıdır.
günümüz müziğini, ve çok daha önemlisi pink floyd'u, yaptıklarıyla ve yazdıklarıyla derinden etkileyen zat. uyuşturucu bağımlılığı yüzünden hayatı değişmiştir. güne kahvesine acid atarak başladığı söylenir.. insanların çöküşünü simgeler.
yazdığı sözler ilk bakışta çok basit hatta pink floyd hakkında pek bilgisi olmayan biri tarafından saçma bulunsa da, son derece anlamlıdır. roger waters'a ilham kaynağı olmuştur.
aradan geçen yılların ardından, tamamen şans eseri, kendisi için bestelenen wish you were here'ın kayıtlarında çıkageliyor.
richard wright anlatıyor:
stüdyoya gittiğimizde köşede göbekli, kel bir adam oturuyordu. başta hayranlarımızdan biri olduğunu düşündüm.
roger waters anlatıyor:
o'nun syd olduğunu ilk ben farkettim. gözlerim dolmuştu. bana gitar kayıtlarına ne zaman gireceğini sordu. gitar kayıtlarının çoktan bittiğini söyledim.
popüler ve başarılı bir çocukluk geçiren syd barrett ilk olarak müziğe banjo ile başladı. daha sonra babasının kendisine almış olduğu gitar ile devam etti. şarkı sözü yazmadaki ustalığını da albümlerde konuşturarak kendini tüm dünya'ya ispatladı. psychedelic rock akımı için dönüm noktası olabilecek şarkılar yazdı ve seslendirdi.
1964 te kurmuş olduğu pink floyd ile ilk albümünden önce grubun müzik piyasasında tanınmasını sağlayan singleları arnold layne ve see emily play hala daha psychedelic rock için çok önemli şarkılar olarak gösterilmektedir. grubun adını pink anderson ve floyd council adlı iki blues müzisyeninin isimlerini birleştirerek almıştır.
daha sonraları pink floyd olarak ilk çıkardıkları albüm olan the piper at the gates of dawnpsychedelic rockın köklerini atmış tüm dünya'da yankı bulmuş bir albüm olmuştu. lucifer sam şarkısında kedisinden, bike şarkısında sevgilisine hediye etmek istediği bisikletten bahsedecek kadar çocuksu bir zekaya sahip olan syd uyuşturucunun etkisiyle de yazmış olduğ halisülasyonlarından biri olan see emily play adlı şarkıyı kaleme almıştı.
a saucerful of secretsta 2 şarkıda grupla çalansyd` konserlerde sadece tek akora basarak bütün konser devam etmesi gibi birçok sorun yüzünden önce şarkı sözü yazarı olarak anlaşma yapar ancak daha sonra gruptan tamamen ayrılır.
ilk solo çalışması olan the madcap laughs adlı albümünü 1970'te çıkarmıştır.david gilmour ve roger waters bu albümde prodüktör olmuştur. solo albümdeki şarkılar ise pink floyd'dakilerden farklı sadece gitarı ile yapılmış sade bestelerdi. syd kayıtlarda zorluk çekmişti ve bazı şarkılarda yaptığı hataları düzeltmeden albümü yayınladılar. bu albümden sonra barrett sadece bir solo konsere çıktı. o konserde de üçüncü şarkıdan sonra sahneden inmiştir ve bu onun son solo konseri olmuştur.
müzik ile uğraşısından kopması sonrası kız kardeşiyle beraber yaşamaya başlamış ve inzivaya çekilmiştir. kendini resim yapmaya adayan syd daha sonraları 1988'de bir solo albüm daha çıkarmıştır.opel adlı bu albümünde syd'in yayınlanmamış şarkıları ve ilk albümündeki şarkıalrın değişik versiyonları bulunmaktadır.1993'te bu üç albüm crazy diamond box set'i olarak piyasaya sürülmüştür. daha sonra 2001'de wouldn't you miss me adlı best of'u yayınlanmamış iki şarkı ile beraber piyasaya sürülmüştür. 2003'te ise kendisini ve pink floyd'un ilk yıllarını konu alan the pink floyd and syd barrett story adlı dvd yayınlanmıştır.
yılalrca uyşturucu kullanması ve şizofren hastalığı nedeniyle çok değişik dünya'da yaşamaya çalışan syd 60 yaşında cambridge'deki evinde yaşamını yitirmiştir. ölüm nedeni pankreas kanseridir.
içinde bulunduğu pink floyd dönemiyle aramda pek bağ kuramadığım şahıs. yine de söylemeliyim ki, "no fair you can't hear me / but i can you"* demiş adama deli demeden önce, insan bi durup delilik hakkında düşünür.
pink floyd : grubunun en önemli adamlarından birisi ve syd ayrılınca grup karışmış ve david - roger arkadaşları diye ayrılmış/ dünyanın saygın rock _ metal gruplarındandır(bunlar devlet gibi sanatçıdır devrim bile yaparlar)sonra davalık olmuşlardır isimde david ve arakdaşlarına geçmişitr çok harika şarkıları vadır..
ben olsam interstellar overdrivei yazdigi anda hasteneye yatirirdim. belki bitmezdi bu kadar hizli, bir tane daha sarki verirdi bize degmez mi? evet, bu sarki, nasil bir kafa bu? bu kadar acid kullansam ben de yazarim. bir olayin yok yani. that cat is something i cant explain dii mi? valla bir olayin yok. o malzeme bende olsa ben de yazarim. dahi anlamindaki de eki itinayla ayri yazilir
burasi danisma degildir.
onu anlatmak ansiklopedik terimlerin içinden çıkan anlamlardan çok daha yoğundur. onun deliliği (bkz: deli) yazılmayacak kadar özgün, müzik zekası (bkz: idol) denemeyecek kadar üstündür. şarkı yazarken kalemi elinde tutmayı, sözleri beynindeki ipe sırayla dizmeyi başaran nadir insanlardandı. yaşantısını anlatmak sevmek değildir, zaten seven onu yaşar.
kimine göre pink floyd'u pink floyd yapan, kimine göre ise pink floyd kendisi ayrıldıktan sonra bu kadar iyi müzik yapmaya başladığı iddia edilen müzisyen(di).