aşırı melankolik bir tribe sokan film. hani hababam sınıfının okul boşaltılırken merdivende oturduğu sahne vardır ya, aldırma gönül çalar, duygulanırız her izleyişte. işte bu filmin son sahnesinde yine o tat vardı. yine bi düğüm sanki boğazda. charlize theron sen süper bir şeymişsin. bunu anladım ayrıca. evet. bitti.
kasımda aşk başkaymış, ya bi git! lan bi yürü git!
aşk, asilce bi insan davranışıdır ve kim ne derse desin cinsellikle temelden ilintili DEĞiLDiR!
aşk asilce birşeydir ve insana yakışır.
peki aşk nasıl birşeydir? neye benzer? neyi andırır?
aşk, takıntılı hareketler, sıradışı bik bik bik..
olm herkes sunay akın tadında bişiler yazabilir aşka dair ama ben daha somut birşeylerden bahsedicem.
mevsimler ve aşk kolerasyonu var mıdır? bağımsız değişkenlerin durumu nedir? labaratuvara konu edilir mi aşk?
eeeh sıkıldım lan konuya giriyorum. iyiden iyiyiye engin ardıç tadı yakaladım satırlarda.
hacım sabit bi fikrim var. sağlıklı bir aşktan bahsedilecekse(ki bu nasıl olur bilmiyorum) bunun kış mevsiminde vuku bulması gerekiyor.
kalem kalem inceleyelim:
ilkbahar: insanevladının alayı ilkbaharda kıpranır, teprenir, hareketlenir. organizmanın hareketliliği şüphesiz bilimsel olarak da ortaya konmuştur. demem o ki insan ilkbaharda aşık olmaya meyillidir. istiyo bünye diyorum be olm anla işte..
yaz: yaz aşkları! daha da bişi demeye gerek yok. yaz dedimiydin "vur-kaç" akla gelir. amiyane bi tabir oldu ama hakkaten böyle birşey var. tüketmelik aşkların mevsimidir yaz!
sonbahar: depresyon! yalnızlığın ve mutsuzluğun alabildiğine hissedilen bi mevsim. insan, zavallı bir varlık olduğu için derdine ortak arar. ve o yüzden kasımda aşk başkadır. toptan yalan mnskym!
kış: ahan da işte teorim geliyor! kim ki kışın aşık olur, bu aşk diğer mevsimlerdeki aşklara göre daha sağlamdır. kışın tabiat dahil herkes uykuya dalmış. duygu yok, kıpırtı yok. ama sen o mevsimde bile birine vuruluyorsan işte ben buna büyük aşk derim ve gıptayla bakarım. biraz kıskanır, biraz kinlenir, durunamam gelir bulur belanı skerim senin.
yönetmenliğini Pat O'Connor'un yaptığı, başrollerini Keanu Reeves ve Charlize Theron'un paylaştığı, 2001-Abd yapımı, 119 dk'lık romantik komedi tadında bir film.
Nelson *, hayatını sadece iş üzerine kurmuş, tam bir işkoliktir. Sara * ise her ayını, problemleri olan farklı erkeklerle geçirerek hayatını renklendiren biridir. Sara ve Nelson'ın yolları ehliyet yeniletme sınavında tesadüfen kesişir ve böylece sera'nın kasım ayı talihlisi de belli olmuş olur. her iki taraf için de sadece 1 ay takılır sonra da ayrılırız düşüncesiyle başlayan bu ilişki kısa bir süre sonra aşka dönüşür...bu aşk beraberinde bir sır perdesini de aralamış olur... **
türkiye'de çok fazla abartıldığına inandığım film. evet güzel bir aşk filmi olmuş ancak klasiklere girebilecek ya da romance olarak anabileceğimiz bir dalda ilk üçe bile sokamam ben bu filmi malesef. jeux d'enfants ve eternal sunshine of the spotless mind ile aynı temayı işleyen bir film bu kadar tanınıp, diğerlerinin tanınmaması ya bizim şansımız ya da bu filmlerin talihsizliği.
sonuç olarak birçok film izledim sonunda ağladığım ama bu bana ucundan dokunamadı bile..
finaliyle rahatsız eden bir film, nelson ve sara nın bir daha birbirlerini görmeyeceklerini ve sara nın öleceğini bilmek, film bitiminde çok rahatsız ediyor. izledikten sonra daha fazla üzerine düşünmemek için doğrudan yatağa gidip uyumak lazım, zira bana kafayı yedirmek üzereydi. **
ama yine de özgün bir senaryo, kesinlikle sıkmıyor ve çok akıcı. film boyunca ufak bir tebessümle izliyorsunuz, fakat keşke öyle bir finalle seyirciyi germeselerdi. *
insanın gözyaşılarına hakim olmakta zorlandığı, çok duygusal ve bir o kadar da güzel olan aşk hikayesi filmidir. sera'nın yemek yeme stili de tok insanı acıktıracak cinstendir. sonu acıdır bu filmin, sızlatır.