Green carnation şarkısı olanı çok derin anlamlara sahiptir. Özgürlüğü ilk kez henüz kopup dökülmeden bir rüzgarla tadan yaprak, onun uçup gitmek istemesi canını acıtan ağaç, yaprağın neden uçup gitmek istediğini anlatması, sonra gerçekten gitme vakti gelince korkup ağaca "neden gitmek zorundayım, neden dökülmek zorundayım, kalsam olmaz mı, köklerimden uzaklara gidersem nasıl sana ait olabilirim ki" diye yakınması, ve ağacın yaprağa verdiği her zaman düştüğünde onu tutacağına, yanında olacağına dair güvence...
Yıllardır o yaprağı çok iyi anlıyorum. Şu an en çok o korkusunu, gitmesem kalsam olmaz mı deyişini anlıyorum.
(#9735081) ''kahkül kestirin ama bu çok önemli bir nokta, tiki hatun ekolünden ya da animeci-mangacı liseli kız ekolünden olmasın bu kahkül. kısa, düşes kahkülü olsun lütfen. amelie saçı da olabilir komple ama tavsiyemiz uzun dalgalı saça kısacık kahkül. o saçı dağınık topuz da yapacaksınız daha, kısaltmayın siz en iyisi.''
Bana sabah sabah bir ingilizce kelime bagislamistir. Sweet'in tatli oldugunu biliyordum ama leaf'in yaprak oldugunu ögrenmeme o vesile oldu. (bkz: tatlı yaprak)
bir nesneye yazılan aşk şarkıları kategorisinde mirkelam-kokoreç'le birlikte barındırabiliriz sanırım.
özensizce ve çabucak inceleyelim:
Seninle ilk tanıştığımda farkedemedim
O sürprizden sonra artık seni unutamam
Beni belleğimle tanıştırdın,
Sana ve türüne hayran bıraktın
Seni seviyorum. Biliyorsun.
Hayatım boştu, devamlı düşüyordum
Ama sen beni tuttun, etrafı gösterdin
Artık özgürüm, artık temizim
Seni seviyorum tatlı yaprak, duyamasan bile
Hadi ama, sen de dene!
Normal insanlar seni anlamıyorlar
Seni aşağılıyor, fırlatıp atıyorlar
Sen ki bana yeni bir inanç verdin
Ve dünya sonunda seni sevecek tatlı yaprak
bir nevi kokoreç kokokokoo, kokoreç sensiz olmaz.
tatlı yaprak da bildiğimiz kekik falan. tabi canım, yoksa siz şey mi sandınız? ne kadar fesatsınız... cık cık.