filme düşündüklerini bu kadar yansıtabiliyorsa , hayalgücünün sınırlarını merak ettiğim beyninin içine virüs gibi sızıp seyre dalmak istediğim tim burton' un yapmış yine adam kıskandırıyor dediğim filmi. kan kana benzemiyor evet ancak sen zaten onun kan olduğunu biliyorsun ne gerek var be izleyici diyor, şiddet var ama hatta filmin baş rol oyuncusu psikopat fakat iğrenmiyorsun adamdan , yüz ifadesi bir film boyunca hiç mi değişmez, kadının hayallerinde dahi o yüz ifadesi aynı ne mi anlatıyor sadece ve sadece intikam saf intikam duygusu, kadın da diyor ki ben öldü demedim arsenik içti dedim , diyor teknik olarak yalan söylemedi şimdi kadın ne yapacaksın, acıma yok sweeny todd da sadece intikam var. müzikal olması sadece bir ayrıntı böyle bir filmi müzikal yapmak ise ancak tim burton dan beklenebilir.
"bloody yeah!" diyerek en kısa ve öz tasviri yapılabilecek bir film.
intikam intikam sesleri arasında, usturanın o zarif inceliği ve parlaklığının arkasında bıraktığı kesik damarların müzik ile dans ettirilmesinin yanında bir hayatta kalma savaşı. görsel anlamda siyah tonun asaletini ve 18. yüzyıl sonları ingiltere'sinin eşsiz sokak görüntülerinin çok iyi kullanıldığı yapım.
depp ve Bonham Carter'ın, izleyiciye hayal olarak lanse edilen deniz kıyısı görüntüleri oldukça hoş. özellikle todd'un, hapishane giysisi menşeili olan elbisesi ve ebleh olarak uzaklara bakışı küçük bi çocuğu andırırken bi hayli eğlendim. son olarak spoiler verelim;
filmde ilk olarak adolfo pirelli'nin çırağı olarak gördüğümüz çocuktan başka hiçbir karakter hayatta kalmıyor. öyle bi kıyım ki, suretini sadece berber koltuğunda 20 saniye gördüğümüz 6-7 adam da çörek mi pasta mı neyim oldu. çörek pasta demişken, dev kıyma makinesi çok süper.
ilk izlediğimde çocuktum * kanlı sahnelerden ürküp filmin sanatsal boyutunu keşfedememiştim. biraz yaş kemale erince defalarca izleyip her karesine aşık oldum. londranın gri puslu havası, renkler, kıyafetler, makyaj kısaca görsellik insanı mest ediyor. müzikal olması filmi daha çekici hale getiriyor, müzikleri defalarca dinlense de sıkmıyor. ve tabi oyunculuklar müthiş, artık daha iyisini yapamaz, bunun üstüne çıkamaz dediğimiz johnny yine olağanüstü performansı ile aşık ediyor kendine. alan rickman karizması ile büyülerken, tim abi o atmosferi intikamı dibine kadar yaşatıyor *
ANTHONY nin Johanna'ya seslenişi ile unutulmaz müzikallerin arasında kendine yer edinen filim.
ANTHONY:
I feel you, Johanna,
I feel you.
I was half convinced I'd waken,
Satisfied enough to dream you.
Happily I was mistaken,
Johanna.
I'll steal you, Johanna,
I'll steal you...
I'll steal you, Johanna,
I'll steal you.
Do they think that walls could hide you?
Even now, I'm at your window.
I am in the dark beside you,
Buried sweetly in your yellow hair!
I feel you, Johanna,
And one day I'll steal you!
Til I'm with you then,
I'm with you there,
Sweetly buried in your yellow hair!
(Tr.)
seni hissedebiliyorum, johanna.
seni hissedebiliyorum.
uyandığımdan tam emin değilim,
yeterince düşündüm seni.
ne iyi ki yanlış anlaşıldım, johanna!
seni çalacağım, johanna.
seni çalacağım...
seni çalacağım, johanna.
seni çalacağım!
duvarların seni saklayacağını mı sanıyorsun?
beni pencerende bil arkandaki karanlıkta,
sarı saçlarına gömüleceğim.
seni hissedebiliyorum, johanna,
ve bir gün seni çalacağım.
seninle olucağım o güne dek orda seninleyim
tatlı tatlı sarı saçlarına gömülü!...
johnny depp'in rolü için bir türk'ten kısa süreli bir berberlik eğitimi aldığı müzikal film.
tim burton yine olağanüstü bir atmosfer yaratmış, oyunculuklar süper, şiddet tam dozunda, şarkılar ayarında, yalnızca sonunda biraz baştan savmalık sezdim. daha iyi bir son yazılabilirdi diye düşünüyorum ama genel olarak yine tim burton kalitesinin altına asla düşmemiş bir film olmuş.
tim burton'dan müzikal içerikli bir gerilim filmi. aynı isimli 1936 tarihli bir film olmakla beraber, filmin konusu bir broadwaymüzikali.
sweeney todd aslında sıradan bir adamdır ama elinde güç bulunan bir hakim haksız yere onu suçlar ve ülkeden sürdürür. böylelikle sweeney'nin karısını da elde etmiş olur. sweeney bir gemiyle gizlice ülkeye geri dönmeyi başarır ve intikamını almak için çalışmalara başlar...
Helena Bonham Carter a birkez daha hayranlık duymama sebep olan film. bir kadın bu kadar mı yakışır perdeye. film bahane helena şahane. depp de döktürmüş. üstelik müzikal falan ama gerçekten son derece eğlendirici. özellikle filmin atmosferi harika.